6 entry daha
  • olumsuz anlamda insan ilişkilerinde kullanılmasında hemfikir olduğumuz sözcük. en ünlüsü kültürümüzde sessizce varlığını sürdürüyor; tuzsuz deli bekir. (belki göründüğünden daha olgun ve iyi, o yüzden var.)

    kökeni olasılıkla yenidoğan çocuk tuzlama/bebek tuzlamak geleneğimizde yatıyor. fethiye çukur çeylen'de hala çocuk tuzlanır, ben tuzlanmışım, kardeşlerim tuzlanmış, kısa süre içinde yeni doğan yeğenim tuzlanacak. çocuğun yetiştirilmesiyle ilgili, iyi/güzel kokan olması, ölçülü olması beklentilerinin yansıtılması sayabiliriz. bu durumda tuzsuz, (onun) sevilmemiş, ilgilenilmemiş olduğunu söylemeye yarar, halen de sevilmediği, ölçüsüz davrandığıyla ilgili algı ve eleştiriyi anlatır.

    hehe ben bodur tavuk çıtırıyım. en renkli gözlümüz 5 yaş ufak olan kardeşim benden hem iri hem büyük görünür. artık benim de gözüm güzel. kokuma güvendiğim halde gözlerime güvenemez, renksiz, tuzsuz gözüm var algılardım. belki bunun üzüntüsünden sulugöz olarak çözüme kavuştum.

    "o zamanlar bıyıksız bir öpüş tuzsuz bir yumurta gibidir denirdi; ben de şunu ekleyeyim: benim 1905 ile 1914 arasındaki hayatım da tıpkı bunun gibi kötülüksüz bir iyilikti." jean-paul sartre - les mots

    (bkz: tuzlu/@ibisile)
1 entry daha
hesabın var mı? giriş yap