• (bkz: kadin)
    tuhaf olmayani varmi...
  • ..tuhaf bir kadın mı nermin? bence değil; ömrü boyunca çevresinde içtenlik, doğruluk aramış, belirli bir toplumun belirli toplumsal katında duyguları ve düşünceleriyle açıkta kalmış bir insan. rahatlıkla, ilgiyle okunan güzel hikayeler ve dilin halkla göbek bağını koparmaktan kaçınışı, olumlu yanlardan biri olduğu bir leyla erbil romanı..

    tuhaf bir kadın'ın ana, baba, kız, kadın portrelerinde daha önceki kitabı gecede'nin ayna, çekmece, ölü, gece hikayelerinin ipliklerini görmek mümkün. bu eser bana bütünüyle otobiyografik yaşantıların vakti gelmiş bir içtenlikle sanatsal yapıya dönüşmesi olarak göründü. çok kişisel bir gerçekçiliğin; inatçı bir açıksözlülük ve insafsız bir eleştiri ölçüsüyle sunuluşu. anlatımda başvurulan çeşitlemeler az ve öz yazmayı ilke edinmiş bir çalışmanın yenilikleri. ülkemizde kadın olmanın çıkmazlarıyla, aydın kadın kalma konusundaki direnişin kalp değerleri karşısındaki umutsuzluğu; paylaşılmamış cinsel yaşantısının tiksintiye varan soğukluklarıyla birlikte. işte öyle bir şey..
  • fazlasıyla parçalı olması ve parçalar arasına sokulan zaman boşluklarının uzunluğu sebebiyle okuyucunun kafasındaki hikayeyi bütünlemesini zorlaştıran bir kitap. kitabın ilk bölümüde hayata heyecan ve isyanla bakan, edebiyat aşığı üniversiteli genç kızla sonundaki bedriyle evli olan tipli kadın aynı kişi değiller gibi sanki. kahramanın başındangeçen ve bize sunulmamış olan yıllar bu değişimi açıklayacak biçimde yaşandıysa bilinmez tabi ama verili haliyle oldukça ilintisiz duruyor kitabın başıyla sonu.
  • leyla erbil'in birinci ve ikinci baskısı 1971-72 arasında yapılmış romanı.
    kitap 4 bölümden oluşuyor; kız , baba, ana ve kadın. kitabın ana karakteri nermin tuhaf bir kadın değil fikrimce ama bu kitap kurgusu, dili ve içeriğiyle özellikle de zamanını düşünürsek tuhaf bir kitap. fakat olumlu anlamda bir tuhaflıktan bahsediyorum.
    baba bölümünden yaptığım aşağıdaki alıntı , kurtuluş savaşı sonrası açlıkla yokluk arasında yaşam mücadelesi veren insanımızın sene 2012 de hemen hemen aynı yerde olduğunu gösteriyor; ….. isakzade ahmet efendinin ahşap kahvesinin üzerinde köhne bir odada ayda beş kuruşa yat, yatak yorgan senden. günde altı-on kuruş kazan.( bir okka ekmek 1120 gram bir kuruştur, bayat ekmek otuz paradır sen bayat ekmek ye.) öğle de ye bir tabak kuru fasulya yirmi para, ye bir tabak pilav yirmi para, ye üç yüz gram ekmek ver on para yekün ver elli para. elli para da akşam ver. kahve iç on para, bir çay on para, tatlı ya da limonata bir soğukluk on para. yemek masrafın günlük üç kuruş, iki yıl böyle yaşa. üstün başın, kiran, üstün başın da çok kirlenir. hadi başla, ölme hadi başla
  • bu ülkede bir kadın alelâde "sevişeceğim" diyebiliyorsa tuhaftır. leyla erbil haklı.
    kadının tuhaflığı bir tarafa, kitabın bölük pörçük bütünlüğü dahi tuhaf bir kitap olmasına yetiyor. yine de kitaba başlarken ki heyecan sona doğru sönüyor, doğruya doğru.
  • 1950 kuşağının ve türkçe edebiyatının tüm zamanlarının en aykırı kadını leyla erbil'in önemli sayılabilecek eserlerinden biridir tuhaf bir kadın. bu romanda parçalı anlatımdan ziyade bana göre erbil kuşbakışı bir hayatın felsefi yoğunluk ve düşünsel çabalarını eşelemiş. bununla birlikte mustafa suphi olayı ve her karakterin dogma olanla ciddi bir şekilde çatışması ve karakterlerin tutarsız bir çizgide olması romanı aksak ritmli modern bir orkestraya döndürmüş. kitabın önemli bir ayrıntısı ise yine bana göre sıradan görünen hayatlarından ciddi ayrıntıları olduğuna dairdi. bedri'nin ensest bir ilişkiye girmesini ve kaçmayı unutup daha idealist bir çizgide yaşamayı tercih eden nermin, insanı zaman zaman ifrit eden zaman zaman da gelişine vole tadında ortalar açan bir kadın. maceraperest. hayatında insanı anlamaya ve onunla birlikte iyi bir gelecek inşa etmek adına çalışmış. bu çabası ne kadar doğru ne kadar yanlış tam bir tartışma konusu. aydın kesimin "burjuva"dan ayrılma dramıyla karşı karşıyayız gibi gelmişti bana. yine de kaşlar çatılarak yavaş yavaş okunması üzerine düşünülmesi gereken bir kitap. son olarak leyla erbil türkçe edebiyatın nefesleri kesen, insanı soluksuz bırakmaktan hiç çekinmeyen bir yazar olduğunu söylemek gerekiyor.
  • gerek konu gerek de yazim tarzi itibari ile okudugum en enteresan kitaplardan biridir.

    yasamin icinden bir kitap biraz muhafazakar bir annenin, sosyal demoktratlarla ayni okulda okuyan ve onlarla ayni mekanda takilan kizini limitlendirme cabasi; diger yandan da bu kizin en yakin arkadasinin abisi tarafindan ensest iliskiye maruz kalmis olmasi. baska bir arkadasinin gizli bir sekilde genel evde calisiyor olmasi gibi olaylar etrafinda kismen. yani bir kizlik zari metalastirmasi gormek mumkun, dolayisiyla yazildigi zamana uygun bir kitap olmus. ama kiz evden kacmak icin evlenip kadinlastiginda burjuva sinifindan halkin arasina karismaya baslar ve onu anlamayan halkla ic ice gelir. bence yasadiklari tam bir felaketti. kendisi adina uzuldum. insan bazen burjuvada olsa bile yerini bilmeli diye dusunuyorum.

    leyla erbil' in baska kitaplarini okumadim. dolayisiyla genel anlamda yorum yapamayacagim. ancak bu kitaptaki yazin turu farkli olmus biraz. gunluk gibi, roman gibi, bilinc akisi gibi. herseyden harmanlamis. zaman zaman odaklanmakta zorlandim. farkli bir tur gormek isteyenler icin tavsiye edilebilir bir kitaptir.
  • leyla erbil’in, yeterince normal, toplumca tuhaf bir kadını ortaya koyduğu kitabının adı.
hesabın var mı? giriş yap