*

  • alcakgonullu insanlarin yaptigi alcakgonullu davranislara denir genellikle de "gosterme" ile birlikte kullanilir.
  • doğal bir istidattır. normalin üstünde bir etki bırakan kişi sebebi başka yerlerde arar. öyle olduğuna inanmıştır. belki kendince haklılık payı vardır.

    orada bulunan her kişi bu mutevazı şahsın yeteneğinin farkındadır ve ikna olmaz tevazuyla sarf edilen söze. mutevazılık saygınlık kazandırır. tersine mutevazı olmayan ve övgülerle göğsü kabaran "çalış senin de olur" havalarındaki kişi bir o kadar iticidir. kendi aynasında yükselir ve gözden kaybolur. o güzel özelliğini gölgede bırakır.
  • bunu gösterene mutevazı denir, mütevazi değil. (bkz: mutevazı mı mütevazi mi sorunsalı)
  • 'kendini unutmak'
  • ancak hak edene karşı yapılması gereken eylem. hiç hak etmeyene de yaptığın zaman, hak edenle hak etmeyen arasında bir fark kalmamış oluyor ve hak edene ciddi derecede haksızlık etmiş oluyorsun.
  • fazla tevazunun sonu, vasat insandan nasihat dinlemektir derler.
    tevazu gösterecem diye eğilip bükülmeye herkesin altına yatmaya gerek yok.
  • fazlası elbet zarardır...

    "kibirdendir." derler

    "aşırı tevazunun sonu ahmaktan nasihat dinlemektir."
    derler.

    insanların birbirlerine duydukları saygı ve sevginin,
    yürekten gelen doğal tevazunun sadece hikayelerde kalmış olmasından olabilir mi?

    ----

    bir adamcagiz kötü yoldan para kazanip bununla
    kendisine bir inek alir.
    neden sonra, yaptiklarindan pisman olur ve hiç olmazsa
    iyi birsey
    yapmis
    olmak için bunu haci bektas veli'nin dergahina kurban
    olarak bagislamak ister.
    o zamanlar dergahlar ayni zamanda aşevi islevi
    görüyordu.

    durumu haci bektas veli'ye anlatir ve haci bektas veli
    helal degildir diye bu kurbani geri çevirir.

    bunun üzerine adam mevlevi dergahina gider ve ayni
    durumu mevlana'ya anlatir mevlana ise bu hediyeyi
    kabul eder.

    adam ayni seyi haci bektas veli'ye de anlattigini ama
    onun bunu kabul etmemis oldugunu söyler ve mevlana'ya
    bunun sebebini sorar.

    mevlana şöyle der:
    biz bir karga isek haci bektas veli bir sahin
    gibidir. oyle her lese konmaz.

    o yüzden senin bu hediyeni biz kabul ederiz ama o
    kabul etmeyebilir.

    adam üsenmez kalkar haci bektas dergahi'na gider ve
    haci bektas veli'ye,
    mevlana'nin kurbani kabul ettigini söyleyip bunun
    sebebini bir de haci bektas veli'ye sorar.

    haci bektas da söyle der:
    - bizim gönlümüz bir su birikintisi ise mevlana'nin
    gönlü okyanus gibidir.

    bu yüzden, bir damlayla bizim gönlümüz kirlenebilir
    ama onun engin gönlü kirlenmez.
    bu sebepten dolayi o senin hediyeni kabul etmistir.
hesabın var mı? giriş yap