61 entry daha
  • her şeyin ama her şeyin mutlak yaratıcısıdır…

    eski türklerde hükümdar, gök tanrı’nın yeryüzündeki temsilcisidir. tanrı ona kut ve güç verir. kağanları tahta çıkaran, zafer kazandıran tengri/tanrıdır.

    orhun yazıtları’nda da kutun gök tanrı tarafından verildiğini ve kağanı etkilediğini anlamaktayız. kağan, kut sayesinde hayatta kalmakta ve zafere ulaşmaktadır.” *

    gök tanrı, insanların yaşamlarına doğrudan müdahale eden ulu bir varlıktır. ödüllendirme ve cezalandırma gücü ondadır; yaşamsal mutluluğu, iktidar ayrıcalığını ve talihi, kısmeti toplumsal durumlarına göre insanlara verir ve gerektiğinde de bağışladığı kut ve ülügü layık olmayanlardan geri alır.” *

    islamiyetin tam gaz yayıldığı devirlerde yaşamış kaşgarlı mahmut’un da tengri kavramına öznel ve enteresan bir yaklaşımı olmuş:

    “yere batası kafirler göğe tengri derler. yine bu adamlar büyük bir dağ, büyük bir ağaç gibi gözlerine ulu görünen her şeye tengri derler. bu yüzden bu gibi şeylere yükünürler (secde ederler) yine bunlar bilgin kimseye tengrigen derler. bunların sapıklıklarından tanrıya sığınırız.”
    (divanü lugati’t-türk, 3. cilt, s. 377)

    tengri için çuvaşlar tuva, altay türkleri tengri/tengeri, hakaslar tigir/ter, tuvalılar deer, yakutlar tangara, kalmuklar tenger sözcüklerini kullanır. şaman alkışlarında “yıldızlarla dünyayı süsleyen tengere…”diye geçer.

    islami inançtaki allah’a en yakın kavramdır.

    “aralarından biri zulme uğrar veya başına kötü bir şey gelirse başını semaya doğru kaldırır, 'bir tanrı!' der. bu, türkçede 'bir allah' demektir. türkçede bir arapçadaki vahid, tanrı ise allah karşılığıdır.”
    (ibn-i fadlan - seyahatname)

    “türkler, hiung nulardan beri kötü ruhlardan korunmak amacıyla kurbanlar verirlerdi. gök tengri’ye, tanrı/ruhlara, atalara verilen bu kurbanların onları bütün kötülüklerden (hastalık, ölüm, kıtlık vs) koruduğuna inanırlardı.” *

    “bu açıdan bakılınca, kök türkler için çadır direği mikro axis mundi, tügünük de evin tengri ile iletişim kurduğu kutsal deliktir. eğer bu tahlil doğruysa, kök türk insanının göğü çinlilerde olduğu gibi daire olarak kavramasına olanak yoktur. mikro-acununu çadır direğine bağlanmış tügünükten göğe yükselen bir kubbe biçiminde gören kök türk, makro acununu da, ilin göbeğinden başlayıp, ötüken dağının doruğundan göklere doğru yükselen bir kubbe altında imlemesi olağandır. (sencer divitçioğlu - kök türkler)” *
41 entry daha
hesabın var mı? giriş yap