• ussel bir fonksiyon olan teknolojik geli$im fonkisyonunun cok da uzak olmayan bir gelecekte sonsuza gitmesi durumu. bu duruma yakla$ildiginda binlerce yilda geli$tirilenlere denk teknolojik geli$im, gunler, saatler, hatta dakikalar icinde gercekle$ecektir. bunun nelere yol acacagi, bu tekillige varildiginda neler olacagi ya da tekillik sonrasi dunyanin, insanin veya evrenin neye benzeyecegi bilinmemekte, tarti$ilmaktadir.
  • bir karadeliğin içindeki şeye tekillik adını veriyor astrofizikçiler. bir karadelik, müthiş bir kütle ve onun tarafından yaratılan müthiş bir çekim gücünden oluşuyor. çekim öyle güçlü ki, ışık fotonlarının dışarı çıkmasına bile izin vermiyor, yani karadelikteki yerçekimi gücü ışık hızından bile fazla. bu gücün hâlâ geçerliğini koruduğu uzaydaki son noktadan bir adım önceye 'olay ufku' deniyor. çünkü karadeliğin sınırlarının dışında hala zaman var ama 'olay ufku' aşıldığında 'tekillik' başlıyor, çünkü bilinen fizik kanunları anlamını yitiriyor, zaman duruyor vs.
    (burayı çaldım, fizikten anlayacak kadar beynim yok, ama bu tarifi anlatacağım kavrama bağlayacak kadar var, merak eden detay için aslen bi astrofizik deyimi olan singularity tanımına bakabilir).

    şimdi bunun teknolojiye ve gelecekbilime bağlantısı şöyle oluyor: bilgi teknolojisi her geçen gün deli gibi gelişiyor, mevcut tüm teknolojiler de bilgi teknolojisine dönüşüyor. teknolojik gelişimin hızı öyle fazla ki etkilerinin de o derece çarpıcı olacağı açık. insan yaşamının geri dönüşü olmayan bi değişime uğrayacağı da kesin. hızlanmayla ilgili tüm hadiseler tekilliğe bağlanıyor sonuçta. son yılların sürekli sorulan sorusu bu: bu hızlanma, teknolojik ilerleme, değişim vs devam ederse ne halt edecez, ne sonuç çıkar bundan? sorunun cevabı tekilliğe geliyor. aynen karadelik oluşumundaki gibi anlamsız bi hıza ulaşılacak sonuçta, ve tekillik başlayacak. ondan sonrası için tahmin yok, yürütülemiyor, "tahmin edilemez" kararı verilmiş, çıkılmış. bu tahmin edilemeyen hadisenin zamanı hesaplara göre 2035. yani 32 yıl sonra, öyle bi noktaya gelinecek ki tekillik başlayacak.

    amcanın biri * tekillik yakınımızda * konulu kitabında iletişim, internet, beyin tarama ve biyolojik teknolojiler gibi farklı bilim dallarındaki aşırı hızlı gelişmeleri grafiklerle falan anlatmış. 20-30 yıl öncesinin ilerleme hızıyla şimdilerinkini karşılaştırmış falan. detaylar vermiş vs. ama sonuçta tüm bunların söylediği şey aynı: teknolojik değişim hızı aynı zamanda paradigma değişim hızını da getiriyor. insanların dünyayı, hayatı algılama şeklini de aynen etkiliyor. ve araştırmalar bu hızın son on yılda bir önceki on yılın iki katı arttığını gösteriyor. bilgi teknolojisi alanında güç her yıl ikiye katlanıyor. bu da gelişmenin 10 yılda bine, 20 yılda milyona katlanacağı anlamına geliyor. 2035te aşmış olacak yani.

    her ne kadar uzmanlar tam olarak şu olacak bu olacak diyemese de, bazı spesifik detaylar gözönünde bulundurularak bi takım tahminler yürütüyorlar. "vericilerin yaydığı sinyallerden çıldıracak insanlar" diyenler var. hatta bundan kendini korumanın yolunun ibadet ve imandan geçeceğini söyleyenler de var. bir bilinmeyen bu kısaca. bindik bi alamete, gidiyoruz kıyamete.
  • yapay zeka camiasindaki versiyonuna gore ucuz bilgisayarlarin insan beyninden daha zeki olacagi zaman olarak yorumlanir. boyle bir gelismenin dunyadaki teknolojik gelismeyi baska bir boyuta tasiyacagi aciktir. idsia arastirmacilari bunu yanlis animsamiyorsam 2040 yillari olarak ongormektedir.
  • bilgisayar bazli bir teoridir, evrimin degil modern fizigin yasalari muhattabidir. o yuzden cok ciddiye alinmasa da olabilir. eger geriye evrimleseceksek, kainatta sonsuzluga giden ultra bir atom olma fikri, gunumuzdeki surtunmeden varolamayan heterojenlikten daha cekilir gorunuyor gibi. hepimiz ayni agacin cocuklariyiz, kucagimizi ozlemis olmaliyiz.
  • ieee spectrum konu hakkinda ozel bir dosya hazirlamis:

    http://spectrum.ieee.org/singularity
  • cahit arf'ın konuyla ilişkisi, yapay zeka üzerine çok eskilerde yaptığı bir konuşma üzerinden incelenmiş.
    http://yoligark.blogspot.com/…sunen-makineleri.html
  • gerçekleştiğinde ortaya çıkan yeni tür canlılar, insanlık tarihini incelediğinde "o kadar kolaycı*larmış ki, yapmak zorunda oldukları her işi makineleştirmişler/dijitalleştirmişler ve her yeni buluşları ile alenen kendi türlerinin yokoluşunu izlemişler, hızlandırmışlar" benzeri cümleler* kuracaklardır.

    (bkz: bilim ve teknolojinin sonuçlarının kontrol edilebilirliği)
  • bu fikrin ve hareketin en baba destekcileri sergey brin, larry page ve dolayisi ile googledir. ha kelli felli bilim ekurisinin konuya bakisi nasildir derseniz, aga babalari konuya oldukca mesafeliler, ama genc yeni yetmeler (doktora, postdoc, ve yeni proflar) bu konuya cok daha olumlu bakiyorlar. en azindan amerikali doktora ogrencilerinin onemli bir kisminin insan beyninin modifiye edilebilir bir organ oldugunu dusunduklerini gozlemleme sansim oldu. daha yaslilar icin ise sunu soyleyebilirim, mit media lab dan aralarinda prof larda olan pek cok kisinin ray kurzweil i takip ettiklerini biliyorum.

    peki bu denilen olay olacak mi? yani yapay zeka kendi kendisini gelistirme yetenegine haiz olacak mi? aslinda bence, bu sorunun cevabindan bagimsiz bir sekilde ortada uzerinde konusulmasi gereken onemli bir hareket var. bu harekete atfettigim onem ise, bu guruhun bu gunun bilim dunyasina vizyon vermeyi basarmasindan kaynaklaniyor. yani jules verne nin cocuklar uzerinde biraktigi obaa hissini bu gun bu hareket bilim camiasi uzerinde birakiyor ve insanlarin calisma alanlarini belirlemelerinde etken oluyor. gene bu hareket para babalarinin parayi harcayacaklari alanlari tercih etmelerine etki ediyor. yani blue brain project bu gun kendilerine ibm tarafindan neredeyse hibe edilmis (beste bir fiyatina almislar) bir super bilgisayari kullanabiliyorsa bu biraz da bu hareket sayesindedir.

    bense kendi adima jules verne'i okurken heyecanlandigim kadar kadar ray kurzweil'i okurken de heyecanlaniyorum ve bu durumdan gayet memnunum.

    bu hareketin kritigine gelecek olur isek surasi onemli;
    bu hareket birsey yaptigi birsey buldugu veya birsey gelistirdigi iddiasinda degil, iddia olan bir surece sahitlik ettigimiz ve bu surece iliskin yapilan bir gelecek ongorusu. yoksa kimse yapay zekayi biz bulacagiz demiyor. dolayisi ile bos bos oturan adamlar baskalarinin yaptiklari seye kendi mallari imis gibi singularity diyorlar elestirisi cok dogru degil.

    konu ile alakali belgesellerin listesini yapmak istedim ama bunu asagiya yeni bir girdi yapmak istemedim burada dursunlar
    illuminati soslu bir belgeselimsi; http://vimeo.com/channels/iprophesy/4876502
  • bilimde yapay diye bir tanım yok. yapay tanımını kabul etmek tanrının varlığını kabul etmektir. insan beyni de mekanizmaları açıklanabilen basit bir yapıdır. benzer mekanizmaların üretilmesi zaman alacaktır ancak uygun koşullar oluştuğunda üretilebileceği açıktır. insan türünün varlığı kesin ise bu teorinin başka bir kanıta ihtiyacı yoktur.entersan olmaması da bu yüzdendir.
  • ilk olarak bilim adamı-bilimkurgu yazarı vernor vinge tarafından the coming technological singularity: how to survive in the post-human era makalesinde tanımlanmıştır.
hesabın var mı? giriş yap