• "guzellik,insanda sonsuzluk duygusunu uyandirandir" sozunu de o soylemistir. matematigin guzelligini en iyi ozetleyen su budur bence.
  • ölümünü haber yapma nezaketini gösteren bir veya iki kanal vardı. onlar da kısacıktı. ülkemizde değer verilmesi gerekilenleri ustalıkla ve inatla nasıl seçemediğimizi göstermişti bu bana. zeki insanlarımızın bizden başka herkes farkında* ve onların değerini biliyorlar...
  • oguz atay'in da hocasi olan bilim adami. oguz atay, hakkinda bir biyografi calismasi yapmistir ama yayinlanmamistir.
  • 1910 selanik doğumlu bilimadamı. izmir ve paris'te muhtelif okullarda eğitim gördü. 1933 üniversite reformu sırasında i.ü. fen fakültesi doçent adaylığına getirildi. doktorasını almanya'da tamamladı. orada ünlü alman matematikçisi hasse ile "hasse-arf teoremi"ni oluşturdu. 1943 yılında prof., 1955 yılında ise ord.prof.'luğa yükseltildi. 1963 yılında emekli oldu. 1 yıl robert college'da ders verdi. daha sonra abd'de princeton yüksek araştırma enstitüsünde ve california üniversitesi'nde çalıştı. ödtü matematik bölümünde 1967-1980 öğretim üyesi olarak görev yaptı. ortaya attığı kuram ve terimler kendi adıyla tanınmaktadır : arf değişmezi, arf halkaları, arf kapanışları... (cumhuriyet, 25 eylül 1989)

    "bilimadamı törenlerden hoşlanmaz, çünkü törenlerde çok büyük sahtekarlıklar vardır" demiştir.

    "tavuk yumurtadan, yumurta tavuktan... durmuyor, durdurmak imkansız ve anlamsız. o zaman allah da anlamsız ve gereksiz bir icat. düşünce tembelliğine itiyor. kesin olarak bilsem ısrar ederim, ama böyle bir şey yok" da demiştir.

    "en büyük denge bozulması ölüm" de demiş. (ikibine doğru, 26 nisan 1992)

    26 aralık 1997 tarihinde sabaha karşı istanbul, bebek'teki evinde öldü.

    öldüğünde cenaze törenine i.ü. rektörü bülent berkarda, prof.dr. erdal inönü, ödp başkanı ufuk uras, ip başkanı doğu perinçek, kızı fatma arf oliver, damadı chadwick oliver ve torunları, tübitak başkanı ( o zaman) dinçer ülkü ve çok sayıda bilimadamı katıldı.

    31 aralık 1997 tarihli milliyet gazetetesinde hasan pulur'un yazısının başlığı şuydu: "cumhurbaşkanı arf'ın cenazesine gitmeliydi"

    ismet berkan 29 aralık 1997'de radikal gazetesindeki köşesinde : "cahit arf neden manşet olmadı?" başlığını kullandı.
  • dokuz eylul universitesi eğitim fakultesinde adına ithafen yapılmı$ bir eğitim binasıda mevcuttur..türkiye yetiştirdigi bu dehaya gerekli değeri veremedi*....bilime değer vermeyen yurdum sistemi utansın denir sadece...
  • 12 eylul'den oncedir. ortalik karisiktir. odtu'den cahit arf ve birkac genc bilim adami daha genel kurmay tarafindan gorusmeye cagrilir. bir odada pasalar ve cahit arf konuyla ilgili goruseceklerdir. pasa der ki, "bizim de harp akademilerimiz var oralarda da universite seviyesinde egitim veriliyor ama oralarda hicbir karisiklik olmuyor. nedir bu universitelerin hali?". bunun uzerine cahit arf konuyu ozetleyen ve neredeyse bilimin ve ozgur dusuncenin tarfini yapan su sozleri sarf etmistir. "bu cocuklar hicbir zaman kendilerine ogretilenleri sorgusuz sualsiz ezberlemezler ve dogruluguna kayitsiz sartsiz inanmazlar cunku biz bile ogrettigimiz seylerin dogrulugundan suphe etmekteyiz". (bkz: konsantre meyve suyu)
  • teyzemin uzun süre danışmanlığını yaptığı türkiyenin en iyi matematikçisi sayılan ama her zamanki gibi değeri öldükten sonra anlaşılmış insan. istanbul üniversitesinde adı bir anfiye verilmiştir.
  • arkasında bir sandık dolusu bitmemiş çalışma bırakan insan, bir başka türkün onun kaldıgı yerden devam edeceği umuduyla.
  • pek dinlenmeyi sevmezmis, ama bir gun cok yoruldugunda aynen su lafi etmis:

    "dağlara gidelim dağlara, üşüyelim. ben bu yoğunluktan bıktım" nur icinde yatsin
hesabın var mı? giriş yap