• kısa dönemde gerçekleşebilen, uzun dönemde söz konusu olmayan makro paradoks.
  • *bireylerin kendi refah seviyelerini yükseltmek için yaptıkları tasarrufların, ekonomideki toplam tasarrufları azaltması sonucuna neden olması..
  • gelir düzeyindeki değişmelerin, yatırım kararlarını etkilediği bir ekonomide bireylerin daha fazla tasarrufta bulunmak istemelerinin toplam tasarrufları azaltması sonucunu doğurması
  • bir ulkedeki toplam tasarrufların artışı, ulkenin uretim duzeyini dolayısıyla refahını arttırır. zira tasarruflar yatırıma donusecek, yatırımlarda daha fazla mal ve hizmet üretimine sebeb olacaktır.
    ancak tasarruflardaki artışa aynı anda ve miktarda yatırım artışı eşlik etmez ise beklenen etkinin aksine, üretim kısılır ve refah duser. işte bu duruma tasarruf paradoksu denir.
  • bir toplumda tasarruf yapmamak yani eline geçen parayı maksimum seviyede harcamak nasıl balon etkisi yapıp krize neden oluyorsa (örn: günümüz dünya krizi), çok az tüketmekde ihtiyaç duyulan üretimin altında üretime sebebiyet vermekte ve piyasayı büzüştürmektedir. fakat yükselen ekonomilerde aşırı tasarruf pek fazla büzüşme etkisi göstermemektedir. örnek olarak çin'i verebiliriz. kişisel gelire göre en çok tasarruf yapan çin halkı yüksek büyüme oranları ve yüksek dış ticaret hacmi sayesinde ekonomik manada sorun yaşamamaktadır.
  • alin verin ekonomiye can verin yanii
  • türkiye'nin şu anda dert etmesi gerekmeyen bir konu. hatta bizde tasarruf eksikliği sıkıntısı yaşanıyor, o nedenle ekonomiyi sağlıklı bir şekilde büyütemiyoruz.
  • halk'ı biraz yönlenirebilirseniz ekonomik krizleri yaratabilir ve ya dindirebilirsiniz sözünün teorik olarak açıklanmasıdır.

    hanehalklarının tasarruflarını attırdıklarında milli gelirin düşmesine neden olan ve devamında tasarruf edilse bile zenginleşememe zıtlığıdır. temel sorusu şudur:

    hanehalkı gelecekteki kötü zamanlar için hazırlık yapma amacıyla bugün daha fazla tasarruf ederse sonuç ne olur ?

    eğer hane halkının planlanan tasarrufları artarsa toplam sızıntılar diye nitelendirilen ve tasaruf, vergi ve ithalattan oluşan eğrimiz yukarı doğru kayar. yani artar. aynı zamanda daha az tüketim demektir. sonuçta harcamalarda ortaya çıkan azalma gelirin de azalmasına neden olur.

    http://www.ekodialog.com/…er/tasarruf paradoksu.jpg

    şu şekilde bakacak olursak kendisi, tasarrufların gsmh ile alınışını göstermektedir. ekonomideki sızıntıları tasarruf vergi ve ihtalat olarak açıklamıştık. yani anlamı harcanabilir gelirin önüne geçen durumlardır. harcama kısıtlayıcıdır. enjeksiyonlar ise yatırımlar, hükümet hatcamaları ve ihracattan oluşur.

    şeklimizde yukarı kayan sızıntılar doğrumuz harcamaların azaldığını gösterir aynı zamanda. tasarruftaki azalma denge düzeyini değiştirir. yeni denge gelir düzeyi oluşan noktada milli gelir 100 trilyon lira azalmıştır. başlangıçta ise 150 trilyon tasarruf yapan hane halkları tasarruflarını arttırmalarına harcamalarını kısmalarına rağmen aynı tasarruf seviyesinde kalmaktadırlar. yani değişen birşey yoktur.

    bu olay bireysel olarak baktığınızda elbetteki ters çıkar. kişisel olarak düşündüğünüzde böyle bir sonuca varamazsınız. ancak toplum olarak yapıldığı taktirde böyle bir sonuç ortaya çıkar. bu sonucun ortaya çıkmaması için tasarrufların yatırımlara eşit olması ve ekstra tasarruf oranlarının yatırım olarak ekonomiye geri dönmesi gerekmektedir. aksi taktirde tasarruf paradoksu denilen olgu yaşanacaktır.
  • (bkz: japonya)

    (bkz: deflasyon)

    (bkz: resesyon)
  • işin özü yapılan tasarrufların tüketimi düşürmesi ve bunun sonucu olarak üretimin de düşmesine sebep olmasına tasarruf paradoksu denir. fakat tasarrufların ne için yapıldığı çok önemlidir. çünkü eğer yatırım yapmak için tasarruf yapılıyorsa kısa vadede olmasa da ekonomiye katkı sağlayacaktır.
hesabın var mı? giriş yap