straddle

• ing.
  
  ata biner gibi üzerine oturmak, bacaklarını iyice açıp oturmak.
• tum detaylari (strike, expiration, amt) ayni olan bir call ve bir put opsiyonu alma stratejisi. eger doviz kuru, implied volatilityden fazla bir hareketlilik gosterirse (a$agi veya yukari, fark etmez), straddle longlayan adam para kazanir.
  
  keza, piyasada fiyatlanan vol'lerin yuksek oldugunu du$unen (future vols<implied vols) ki$i de straddle short'layarak, du$uk voletileden para kazanabilir.
• texas holdem'de under the gun pozisyonda el dağıtılmadan önce yapılan big blind'ın iki katı yapılan artırıma denir.
• long ve put olarak ikiye ayrilir bu meret. long olanda volatilitenin artacagina bet edersiniz. yani fiyatin yonunu bilmeden fazla degisecegini ongorursunuz. kayip sinirlidir. short'ta ise volatilitenin az olacagina bet edersiniz. short call ve short put alarak yapilir. butterfly spread'ten farkli olarak kayip sinirsizdir.
• (bkz: sleeper straddle)
• opsiyon stratejisi. historical veya implied volatility'si yuksek marketlerde kullanilir. financial management kitaplarinda genelde hikaye seklinde anlatildigi gorulmustur, okuyucuya daha eglenceli gelmesi acisindan. (rouge trader hikayeleri vb)
  
  yatirimcinin ayni strike rate ile ayni expiration date'ine hem call hem put optionlarini elinde bulundurmasina dayanir.
• ing. apışıp kalmak; ikili oynamak, iki arada bir derede kalmak, ne yârdan ne serden geçmek, çok özür dileyerek argoda götü başı ayrı oynamak.
  
  kadınların sevmediği meşhur mesela otobüste bacaklarını ayırarak oturmak ya da yürümek. gibi anlamları var.
• (bkz: straddle option)
• ing. iki tarafı da idare etmek