sprawl

• istanbul gibi plansiz bir sekilde dort bir yone yayilan sehirlerin bu yayilmasi icin de kullanilir.
• belirli bir başlangıcı, sonu ve merkezi olmayan, uzangaçlarıyla sonsuza dogru yayılacakmış gibi gözüken bir kent betimlemesi: çok merkezli ve bu merkezleri birbirine baglayan enformasyon ve ulaşım networküyle, karadelikleriyle istanbul; william gibson'un chiba city'si, j.g. ballard'ın concentration city'si
• mecazi olarak, "ünü sinirlari aşan"..
• sprawl mitlerinden birine gore, los angeles ve new york city yayilimlari, gunun birinde nebraskadaki bir misir tarlasinda birlesecektir.
  
  robert bruegmann tarafindan yazilmis, 2005 baskili, sprawl isimli a compact history altbaslikli kitaptan alintidir.
  isbn ^* : 0-226-07690-3
  
  kelimenin kullanimi icin cusnfeden not:
  ingilizce olan sprawl kelimesi icin "bir sehrin yayilimi" seklinde bir tercume, ing.de "sprawl of a city" kullanimindan yola cikilarak yapilmistir.
• (bkz: the sprawl)
• arcade fire'in mukemmel sarkisi.
  
  took a drive into the sprawl
  to find the house where we used to stay in
  couldn't read the number in the dark
  you said "let's save it for another day"
  
  took a drive into the sprawl
  to find the places we used to play
  it was the loneliest day of my life
  you're talking at me but i'm still far away
  
  let's take a drive
  through the sprawl
  through these towns they built to change
  then you said, "the emotions are dead"
  it's no wonder that you feel so strange
  
  cops showing their lights
  on the reflectors of our bikes
  said, "do you kids know what time it is?"
  well sir, it's the first time i've felt like something is mine
  like i have something to give
  the last defender of the sprawl
  said, "well where do you kids live?"
  well sir, if you only knew
  what the answer is worth
  been searching every corner
  of the earth
  
  (bkz: on repeat)
• (bkz: sprawl ii mountains beyond mountains)
• harika bir üçleme olmasına rağmen, yazarın dili ve çeviri hataları yüzünden okuması zor olan üçlemedir.
• bjj antrenmanlarında sıkça kullanılan.
  
  güreşin temeli olan.
  
  takedown savuşturma stillerinin en meşhuru olan savunma hamlesi.
  
  olayımız temelde şudur:
  
  rakibin bizi yere serme çabasını boşa çıkarmak.
  
  rakibin bel ya da bacağımıza tutunarak denediği takedown'ı ona karşı direnç oluşturmadan(güç uygularsak o da yavaşlar, amacımız onun gücünü ona karşı kullanmaktır.) ve dengemizi bozmadan hızlı şekilde kendi bacaklarımızı arkamıza doğru kaydırmak.
  
  düşmediğimiz gibi rakibi zor duruma sokma ve submission senaryoları da yaratılabilir. kusursuz bir savunma tekniğidir.
  
  ufc içerisinde uygulanışı