sonatine

• 1993 beat takeshi kitano filmi.kısaca tokyo'dan ,liderleri aniki murakawa (takeshi kitano) olan bir kaç yakuza okinawa'ya bir çete savaşına yardım edip bitirmek için gönderilirler.fakat yakuzalar çiçekli gömleklerle aloha modunda sahilde rus ruleti oynarken bulurlar kendilerini.
• sonatın küçüğü anlamına gelen müzikal terim...
  piyanoya yeni başlayanlar için clementi ' nin 6 sonatine'i ve kuhlau nun sonatineleri cok tanıdıktır...
• maurice ravel in aynı adlı eserinin iyi bir örneğini sergilediği beste biçimi, özellikle martha argerich kaydı dinlenirse tabii
• kitano, sonatine'i çekerken kendi yönetmenlik kariyerinin sonat çalma aşamasında oldugunu dusunuyormus. dedigine^** gore filme sonatine adini vermesinin asil sebebi bu.
• (bkz: sonatine bureaucratique)
• takeshi kitano'nun erken donem filmlerinden biri. her kitano filminde (kendi oynadiklarinda) oldugu gibi siddet egilimli ama bir yandan insancil (nasil oluyorsa?) ozellikler sergileyen bas karakter vardir. bir tuzagin icine dusen yakuzalar once bir apartman katinda daha sonra okinawa sahillerinde vakit gecirirler. can sikintisi ve hareket edememenin verdigi "sikisiklik" hissi ile koskoca yakuza'lar sahilde frizbi oynamaktan dans etmeye kadar her turlu davranisi sergiler. ozellikle bas karakterin yapisi itibariyla kikujiro no natsu filminin onculu diyebiliriz. sok edici kitano finallerinden birine sahiptir. sadece yakuza'larin dustugu icler acisi hal icin bile seyredilebilir.
  
  not: bugun cok meshur olan "siritarak kafasina dayadigi silahi atesleyen ve beynini ucuran kitano resmi" bu filmden alinmistir (spoiler degil).
• 1993 yılı takeshi kitano filmidir. filmde artık şiddetten ve ölümden bıkmış ve tepkisiz hale gelmiş emekliliğine gün sayan bir yakuza elemanının hikayesi anlatılmaktadır.
  
  --- spoiler ---
  
  filmin bu boşvermişlik halini anlattığı sahne yakuzaya haraç vermeyen bir işletmecinin bir vince bağlanarak suya batırılıp çıkarıldığı sahnedir. takeshi kitano'nun canlandırdığı aniki murakawa karakteri bu kişiyi haraca bağlamak için korkutmayı düşünmektedir. bu nedenle vinç operatörüne adamı ilk önce 2 dakika boyunca suda tutmasını ister ve süre dolunca işletmeciyi sudan çıkartır. bir sonraki sefer ise operatöre 3 dakika boyunca suyun altında tutması talimatını verir ancak bu arada yanındaki diğer yakuzalardan biri patronun kendilerine verdiği yeni görevle ilgili endişeleri konusunu anikiye açar ve adamı suyun altında unuturlar. akılları başlarına geldiğinde işletmeci çok müteveffa olmuştur. bu olaya şahit olan karakterlerimiz ise hiç istiflerini bozmadan çekip giderler zira bu ve bunun gibi olaylar yaşamlarının bir parçası haline gelmiştir. aniki ayrıca erkek arkadaşını öldürme vesilesiyle(!) tanıştığı kadına bir sahnede neden korkmadığını sürekli korkarak yaşamak yerine doğrudan ölmek istersin gibi bir cümle ile özetlemektedir.
  
  bunun yanı sıra yakuza elemanlarının sahile yerleşip masumiyet anlarına geri döndükleri anlarda da insana bir huzur hissi yayılır. böylesine şiddet dolu bir filmde ise bu kadar huzurlu hissettirebilmek ise insanı gerçekten de hayrete düşürüyor. filmin huzur veren anlarından birisi için sumo clip. filmin müzikleri joe hisaishi'ye aittir.
  --- spoiler ---
• takeshi kitano'nun 1993 yapımı -yine- mükemmel sahnelere ve renklere sahip filmi. kitano yönetmen, senarist ve başrol oyuncusu olarak filmi alıp götüren insan.
  
  --- spoiler ---
  
  adamlarının içindeki çocuksuluk, murakawa'nın yaşam sevinci, zoraki giydikleri rengarenk gömlekler, ayaklarındaki terlikler, yaptıkları danslar, sakeler ve biralar; karakterleri tamamen değişir. ölüm elbette etraflarındadır, evlerine gidemezler. ne olup bittiğini öğrenemediklerinden, ölüm korkusu her an akıllarının köşesindedir. yine bu onları yaratıcı oyunlar oynamaktan -kağıttan sumo güreşi ve canlandırması, hemen ardından gelen havai fişek savaşı gibi- alıkoymaz. kimi durumu çocukça bulsa da, hem zorunluluk hem de anlık rahatlık onları hiçbir şeyden geri tutmaz.
  
  ........
  
  sonatine kimi izleyiciye sıkıcı, kimine de garip gelebilir. sonuçta bir yakuza filmi olarak hareketten oldukça uzak; murakawa ve kurtardığı kadın arasındaki ilişki ile romantizm rüzgarları estiren, yakuza elemanlarının tavırlarıyla da gayet komik bir film. fakat kitano'nun yakuza filmlerine yeni bir soluk getirmek istediği düşünülürse, film tam olarak olması gerektiği gibi. muhteşem sonu da -sona gelene kadar olan sahnelerin güzelliğini saymazsak- filme harcanan dakikaların karşılığını fazlasıyla veriyor.
  
  --- spoiler ---
  
  kendinize bir iyilik yapın ve bu 90 dakikalık harika filmi seyredin. daha uzun bir yazı için, şuraya
• çizgi filmmişçesine insan harcanan bir film! her şeyiyle bir takeshi kitano eseri.
• aslinda komedyen olan ama ironik bir sekilde dunya genelinde cevirdigi yakuza/mafya filmleri nedeniyle sert imajiyla taninan takeshi kitano, bu mafya filminde kabadayilik taslayanlara, mafyacilik oynayanlara, delikanlilik/erkeklik/adamlik gibi seyleri siddetle iliskilendirip yuceltenlere oyle sert bir laf sokuyor ki, cikar cikarabilirsen. bir mafya lideri oldugu ve bir kadini dayak yemekten kurtardigi icin kendisine hayranlik duyan kadinla arasinda gecen diyalog;
  
  + sen sertsin. sert erkekleri severim.
  
  - eger gercekten sert olsaydim silah tasir miydim?
  
  + ama cok kolayca ates ediyorsun!
  
  - cunku cok kolayca korkuyorum.
  
  + ama olumden korkmuyorsun!
  
  - cunku uzun sure boyunca surekli olumden korktukca, sonunda olmek istemeye basliyorsun.
  
  mafya filmi cekip filmin icinde mafyanin, silah tasimanin ve siddetin, zavallilik ve korkaklik oldugunu acikca soyleyebilmek de ancak takeshi gibi bir manyagin cesaret edebilecegi bir sey zaten.
  
  onun disinda kitano'nun klasik imzasi olan afacan sert adam sahneleri de bolca mevcut, gorsel olarak zaten her kitano filmi gibi bu da adeta bir tablo. ozellikle sahilde havai fiseklerle savastiklari sahne tam bir gorsel solen. boyle basit bir yontemle bu kadar sairane sonuclar almak ressam da olan kitano'nun sinema dunyasinda bu kadar saygi gormesinin sebeplerinden biri zaten. tabii bu havai fisek savasi sahnesinde gaza gelip gercek silahla ates etmeye baslamasi da tam takeshi mizahi iste.