• latince "civarında, dolayında" anlamına gelen circa ile "gün" anlamına gelen diem den türeyen ve insanın gece uyumasını gündüz uyanık kalmasını ayarlayan biyolojik saat. vücudumuzda gün içinde saatlere göre farklılık gösteren fizyolojik, metabolik değişimler de bu sanal saat yardımı ile schedule edilir.
  • içimizdeki güneş saati. güneşin hareketine, ışığına ayarlanmıştır. melatonin hormonu tarafından yönetilir.
  • (bkz: biyolojik saat)
    (bkz: kortizol)
  • bitkilerin, hayvanların, mantarların ve siyanobakterilerin 24 saatlik periyot içindeki biyokimyasal ve psikolojik davranışlarının bütünüdür. biyolojik saat olarak bilinir. düzenleyicisi hipofiz bezidir.
  • doğru telaffuzu sirkadiyen saat.

    canlıların vücutlarında belirli periyotlarla (günlük, aylık, yıllık vb) tekrar eden, döngüsel ritimleri inceleyen bilim dalına kronobiyoloji denir. sirkadiyen saat, krononiyolojinin alt dalı olarak günlük/ 24 saatlik biyolojik ritmi inceler.
    biyolojik saatin varlığı 18. yüzyılda gökbilimci jacques d'ortous de marian'ın küstümotu bitkisi üzerinde yaptığı gözlemden beri bilinmektedir. marian, küstümotunun karanlık bir ortama konulsa dahi gündüz saatlerinde yapraklarını açtığı ve gece saatlerinde kapattığını fark etmiş ve bitkilerin bir çeşit biyolojik saate sahip olduğunu açıklamıştır.
    sonraki yıllarda meyvesinekleri üzerinde yapılan deneyler ile canlıların fizyolojik ve biyokimyasal aktivitlerini düzenleyen bir genin varlığı belirlenmiş, bu genin gece vakitlerinde hücrede yığılırken gündüz vakitlerinde parçalanmaya başlayan bir proteini kodladığını, bunun insanlar dahil olmak üzere çok hücreli canlılarda bulunduğu tespit edilmiş ve beynin suprakiazmatik bölgesinde bulunup, dış etmenlerden etkilense bile bunlar olmadan senkronize olduğu ispat etmiştir.
    ayrıca, 2017 nobel tıp ödülünü bu alandaki çalışmaları ile jeffrey c. hall, michael rosbash ve michael w. young almıştır.
  • uyumakla ilgili ciddi bir problemi olan biri olarak bir süredir kendi kendime düşünüyorum. aslında biraz okuma yapsam iyi olurdu ama o kadar çok şey var ki yapmam/okumam gereken, yetişemiyorum. neyse sirkadyen saatim ile ilgili düşündüklerimi çiziktireyim.
    muhakkak insanlar hep farklı farklıdır ama benim sirkadyen saatimim 24 saatten uzun olduğuna emin gibiyim. günde 8-9 saat uyumadan uykumu alamıyorum, üstelik yaş ilerledikçe 8 saatin altında uyumaya da daha az tahammül edebilir hale geliyorum. tabii çok verimli uyumuyorum, bunun etkisi de vardır ama neyse varmak istediğim noktayı etkilemiyor. şimdi günde 8 saat uyuyan birinin 24 saatlik bir döngüde 16 saat sonra tekrar uyuması, uykusunun gelmesi beklenir. fakat bende bu süre zaman zaman 20 saati aşabiliyor. gün içinde zihinsel ve fiziksel olarak kendimi yoracak bir şey yapmıyorsam eğer daha da uzuyor. fakat şu geçtiğimiz iki günden sonra vardığım kanı, sirkadyen saatimin 26-28 saat arası olduğu. zihinsel anlamda en yoğun temposuna başladım, günde 7 saat (molalar hesaptan çıkarak, saat tutarak) odaklanmış bir şekilde çalıştığım günlerden geçiyorum ve nispeten de yorucu bir şey yapıyorum.
    anlamlı herhangi bir fiziksel aktiviteden bahsedemem ama, gün içinde yerinden bile kalkmayan biri olarak, kendi standartlarımda hareketimi de biraz arttırmaya çalışıyorum. günde sekiz bin adım atıyor, 15 kat merdiven çıkıyorum falan.
    bütün bunlara rağmen, sabah 6da kalkmam gerekmesine rağmen, uyuyamadığım için bunları yazıyorum.
    bir de hani bu kimi insanlar gececi, kimi gündüzcü oluyor muhabbeti var. ben ikisi de değilim ya da hepsiyim, bilmiyorum. gündüz erken vakitte çok verimli çalışıyorum, geceleri ise çok yaratıcı. zihnim geceleri yaratıcı şeylerle haşır neşir olmak istediği için de uyumakta güçlük çekiyorum.

    az önce sirkadyen saat uzunluğu ile ilgili ufak bir yazıya denk geldim, birkaç çalışmanın özeti gibi. bu elektrik ve elektronik aletlerin sirkadyen saati bozduğunu söylüyor kısacası. istediğin zaman lamba yakabildiğinden, sürekli ekrana baktığından bozuluyor saat. evet katılıyorum, çok haklısınız ama ne yapacağız buna karşın? tamam ekranların hepsine filtre programları uyguladım ama yetmiyor. doğrusu bunlardan kopmak da istemiyorum. akşam evde ışık yakmayacak mıyız yani? artık modern dünyanın getirileri ile biyoloji çatışır oldu, ama neden biyoloji kazanmak zorunda olsun. tamam bir günün neden 24 saat olduğunu anlıyorum da, benim biyolojim neden dünyanın dönüşüne ayak uydurmak zorunda. saat gibi uydurulmuş bir kavram etrafında kategorize etmesek hayatı, en azından senkronizasyon gerekmediğinde, bazı şeyler daha kolay olmaz mıydı?
  • sirkadiyen saat ile ilgili aziz sancar da bir takım çalışmalar yapmış. bir gün türkiye ziyaretinden dönerken tesadüfi konu işe alakalı bir makale okumuş kendisi de o sıralarda fotoliyaz hakkında çalışmalar yapmaktaydı. o sıra aklına bir dizi sorular oluşturup laboratuvar takımındaki arkadaşları ile konuyu tartışmışlar en son bir çok deney yapmışlar. anladığım kadarıyla da sonuç olarak corneal sinapsların bozulması gibi bir çok durum yüzümden bozulan biyolojik saatimizin vücudumuzda gerçekleşen mutasyonlar ile alakalı olduğu bulunmuş. umarım doğru anlayıp aktarabilmişimdir.
  • bitki, hayvan, mantar ve siyanobakterilerin 24 saatlik periyotta biyokimyasal ve psikolojik davranışlarının bütünüdür.
    lt. circa
hesabın var mı? giriş yap