• insanı iki üç saat de olsa eğlendirebilen bir strateji oyunu.
  • açıklamaları hafif yetersiz kalmış oyun.

    unit description:
    this is your daimyo and his hatamoto.

    olduu... çok iyi annadım şimdi...
  • bitiremediğim her oyuna yaptığım gibi cheat olayına başvurduğum sinir harbi oyun
  • orduyu warrior monk ve/ya nodachi samurai ile doldurunca ortada pek de taktik kalmayan (ya allah charge, ne yari ne archer ne cavalry hich birshey dayanmiyor adamlara) guzel bir strateji oyunu.
  • hele hele bir de savunma yapıyorsanız ve düşmanın size ulaşması için önünde, üzerinden yanana ancak iki kişinin geçebileceği bir köprü bulunuyorsa, savunma strtejilerinde fantezi üzerine fantezi deneyebileceğiniz oyun.
  • oyunun içindeki geisha ve ninja movileri çok süper yapılmış.her movie senaryosunun bir başarılı bir başarısız versiyonu var. hele geishaların yaptıklarıan akıl sır erdirmek mümkün değil. örneğin bir ninja suikast için ilerliyor arkasında çiçeklerle süslenmiş bir duvar var. ninj aordan geçer geçmez elbisesinde aynı desenler olan ve bu sayede duvarın bir parçasi gibi gözüken geisa dönüp ninjanin peşine takılıyor e tabi sonucu tahmin edilebiliyor... kesinlikle süper!
  • ordunun %50'sini kaybetmeden iki kat düşmanı 20 dakikada imha etmek cinsinden görevler verip deli gibi kastırmaya yol açan oyundur. tanıtım görüntüleri akira kurosawa'nın ran filminden alınmıştır.
  • bir bölük okçuyla karşımdaki orduyu kaçırmayı başardığım (çokta büyük bir ordu değildi onlarda baya azalmışlardı abartmayayım şimdi) oyun.askerlerin morali/onuru çok önemli 1000 kişilik ordunuz olsun adamlar bir anda fıldır fıldır kaçmaya başlıyorlar sizi deli ediyorlar.çok keyifli bir oyun ekran başında triplere giriyosunuz kendinizi ordu komutanı zannedip oysa daha askerlik bile yapılmamış pehh.
  • yüz adet kensai ile bütün japonyayı ele geçirebileceğiniz oyun.tabi şunu da hatırlatmak lazım bir kensai birimi tek kişiden oluşmakta.
  • total war serisinin ilk oyunu. oyun tarihindeki yerini anlamak için, bu ufak tanımı yapmak ve gerisini total war serisi hakkında yazılan yazılara, sonraki oyunlar hakkında çıkmış eleştirilere, oyunların aldıkları puanlara, yılın/5 yılın/10 yılın oyunları listelerine bırakmak lazım belki. oysa benim için bu yeterli değil.

    shogun: total war çıktığında (2000 yazı), bilgisayar oyunlarıyla yoğun biçimde ilgilenmeye başlayalı henüz birkaç sene olmuştu. dergilerde tavsiye edilen hemen her oyunu oynuyor, çoğunu bitirmeden bir kenara atıyordum. oyun oynamayı seviyordum, ama bu konuda elle tutulur bir zevk geliştirmiş olmaktan uzaktım. aynı anda hem bir f1 simülasyonu, hem bir strateji oynamaya çalışıp, çoğu zaman ikisini de pek beceremiyordum. derken, level'da serpil ulutürk'ün incelediği shogun çıktı karşıma. çok güzel bir yazı, çok güzel bir oyunu anlatıyordu. ilk orijinal oyunuma böylece kavuştum.

    hakkını verdiğim, detaylarını keşfettiğim, ayrıntılarına vurulduğum, gerçekten anladığım, benimsediğim ilk oyundu. daha önce yazdığım bir yazıda (bkz: oyungezer) söylediğim gibi, "dünyamı değiştiren oyun"u bulmuştum. arkası geldi. medieval, rome, medieval 2, empire... oyunlar git gide güzelleşti, ama en güzeli shogun'dı yine. çocukluk güzeldi çünkü ama bir de o videolar...

    rome total war için yazdığım inceleme beğenilince, şu an yapmakta olduğum master'ı bile etkileyen yeni bir hayat açıldı önümde. en çok sevdiğim oyun, bana sevdiğim bir iş, sevdiğim insanlar, çok sevdiğim insanlar, sevdiğim bir tez konusu ve kimbilir daha neler verdi, böyle virgüllü cümlelerle sıralanamayacak olan.

    şimdi ikincisi çıkıyormuş (bkz: shogun 2 total war). insan özlüyor...
hesabın var mı? giriş yap