• hz. muhammed'in (s.a.v.) mekke'den medine'ye hicreti esnasında, bir süre hz. ebu bekir ile gizlendikleri mağaradır, sevr dağı'nda bulunmaktadır.
    hac esnasında mekke'de ziyaret edilecek önemli yerlerden biridir.
  • sevr; arapça'da ayaklanma anlamına gelmektedir. ki hicret müslümanlar için bir ayaklanmadır. bununla beraber arap baharıyla beraber duyduğumuz sevra kelimesi de aynı kökten, devrim anlamında kullanılıyor. mübarek yerler, mübarek kelimeler.
  • sevr mağarası "toprak ana" kültünün islamiyette yer alan öğelerinden biridir.

    ibrahimi (sami) dinlerden önce anadolu ve ortadoğu'da ana tanrıça inancı oldukça yaygındı. bu inancın temel ve genel özellikleri için (bkz: ana tanrıça) maddesine bakılabilir fakat ana tanrıça her zaman "toprak" olarak kabul edilmiş ve "mağaralar/kuyular/mezarlar/oyuklar" da her zaman ana tanrıça'nın rahmi/vulva'sı olarak düşünülmüştür. o yüzden kutsanma, erme ya da seçilmişlik hep mağara benzeri yerde gerçekleşir.

    aslında yeryüzünün yağmurlarla sulanıp yeniden yeşermesinin sembolize edilmesi durumudur sevr mağarası olayı.

    tammuz'un annesinin bedeninden tekrar dirilmesi,
    isa'nın gömüldüğü mağara'da üç gün sonra dirilmesi,
    yusuf'un bir su kuyusunda bulunması,
    musa'ya on emrin mağara'da gelmesi,
    muhammed'in hira mağarası'nda ilk emri alması,
    köroğlu'nun mezara konulduktan sonra dirilip ermesi,
    ahmet yesevi'nin çilesini mezarda doldurması,
    gibi efsane ya da ritüeller hep toprak ana'dan tekrar doğmak suretiyle aydınlanmış olmayı ya da kişinin kutsallığının onaylanmış olmasını ifade eder.

    bu mağara/kuyu/mezar hemen her zaman yağmur ile ilişkilidir ve bu su da güvercin/kutsal ruh olarak tasavvur edilmiştir.

    isa, kutsal ruh'un uğraması ile dirilir,
    yusuf'u kuyudan su çekmekle sorumlu kişiler bulur,
    muhammed ve musa'ya emirleri cebrail getirir,
    köroğlu, akkuşların mezara uğraması ile dirilir vs.

    yılan da her zaman "sınanma" ilişkili bir hayvandır.
    perseus, yılan saçlı medusa ile sınanır ve yener.
    adem ile havva, cennette yılan ile sınanırlar.
    musa, firavun'u yılana dönüşen asa ile sınar.
    tanrı enki'nin rahibi adapa, anu'nun huzuruna çıkarken dilmun'un kapısında yılan tasvirli ningişzida ve tammuz tarafından sınanır.

    ve 3 gün, genelde hep bu yerlerde üç gün kalınır.
    muhammed'in hira'da kaç gün kaldığı bilinmiyor ama isa mağarada, yusuf ise kuyuda üçer gün kalıyorlar.

    daha çok ayrıntı var ama bunlar yeter; fakat konu ile alakası nedir?

    muhammed ile ebubekir mekke'den kaçarlarken, nedense doğrudan medine'ye gitmek yerine, aksi istikamette bulunan sevr mağarası'na doğru gidiyorlar ve işe bakın ki yakalanma tehlikesi ile karşı karşıya kalıyorlar.

    bu mağara, muhtemelen ana tanrıça kültü ile ilişkili bir mağara aslında ve buraya saklanıyorlar. bu arada, ebubekir'in islam'dan önce adının abdulkâabe olduğunu hatırlatayım. kâabe, tahmin ettiğiniz kâbe'ye adını veren büyük bir tanrıça.

    muhammed ile ebubekir de bu sevr mağarasında nedense illa ki üç gün kalıyorlar ve bu sırada, muhammed uyurken ebubekir bir yılan ile uğraşıyor. yılan bir delik açıyor, ebubekir kapatıyor. yılan açıyor, ebubekir yine kapıyor. ebubekir, muhammed'i yılandan korumak istiyor tabii ki. delikleri kapayacak birşeyi kalmayınca, kıyafetinden parçalar kullanmaya başlıyor. ha nedense koskoca mağara duvarını delen yılan, ebubekir'in kapattığı yerleri derlemiyor! neyse! ebubekir kıyafeti de kalmayınca, son deliği ayak topuğu ile kapatıyor. yılan da bu sefer onu topuğundan sokarak zehirliyor. o sırada muhammed uyanıp yılan'a maksadını soruyor. yılan da maksadının onlara zarar vermek değil, mağarasına uğrayan muhammed'i görmek olduğunu söylüyor. bunun üzerine muhammed yılanı affediyor. fakat peygamberi koruma uğruna kıyafetlerini harcayan ve hatta yılan tarafından sokularak canıyla sınanan ebubekir, muhammed'in o mübbarek tükkürüğü (su tabii ki) ile iyileştiriliyor.

    bu sırada mekkeli kafircikler de istifini hiç bozmayan güvercinlere bakarak "buraya saklanmamışlardır" diyerek başka tarafa gidiyorlar.

    ve bu olay üzerine kuranı kerim'de tevbe suresi 40'da ebubekir'den "ikinin ikincisi" diye bahsediliyor.

    aslında sevr mağarası hikayesi, hira mağarasında cebrail'in şahsen sınaması ile kutsanan birinci adam muhammed'in yanında, ebubekir'in neden ikinci adam olduğunu kanıtlamak için uydurulmuş bir mitolojidir.

    öncelikle hatırlatayım, bu olayın tanığı, şahidi falan yok. muhammed ile ebubekir medine'ye vardıklarında "haa bakın ne oldu, oturun anlatalım" diyerek anlatıyorlar olayı. kimse de çıkıp "madem buraya gelecektiniz ve madem allah sizi koruyabiliyor, kısa yoldan niye gelmediniz de taa kaç kilometre yol ve kaç günlük zaman kaybettiniz boş yere!?" diye sormuyor. "vardır bir hikmeti" deyip çekiliyorlar.

    bu sevr mağarası hikayesi uydurulacak ki, ebubekir'in neden muhammed'den sonra ikinci adam olduğu meselesi meşruiyet kazansın: çünkü o, ikinin ikincisi...

    sevr mağarası hikayesi ile ebubekir, muhammed'in dengi değil ama ondan da pek geri kalmamak üzere kutsanır. çünkü o da cefa çekmiştir ve toprak ana'ya, mağara'ya sığınmıştır. o da yılan tarafından sınanmıştır. o da peygamber'in tükürüğü/su sayesinde kurtulmuştur ve hatta güvercinler sayesinde çifte kurtulmuştur. onun da kutsiyeti, kuranı kerim'de ayet ile onaylanmıştır.

    zaten bu mertebesinden dolayı ebubekir, muhammed ölünce, muhammed'in naaşı ile bile ilgilenmemiştir ve ömer'in desteği ile halife seçilmenin derdine düşmüştür. ve de seçilmiştir. gerçi o da ömer'in tesiri altında sürdürdü halifeliğini ya neyse.

    edit: (bkz: #85387789)
  • iki dostun mağara arkadaşlığına vesile olan gar, nam-ı diğer yar-ı gar.
  • (bkz: #116987630)
hesabın var mı? giriş yap