*

  • george herbert mead tarafindan gelistirilen, tum sosyal olguların veya sosyal psikolojik olguların sembollere dayalı olduğunu ve bunlar tarafından yönlendirildiğini iddia eden kuram.
  • temelini max weber'in ve george herbert mead'in çalismalarindan alan sosyo-psikolojik bir akimdir.
    sosyal sistemlerin makro yapisina iliskin objektif yönleri degil, sosyal hayatin subjektif ve kültürel ögeleri inceleme üzerine kurulmustur. incelemenin mihenk tasi, insan tavirlarinin subjektif anlamidir.
    sembolik etkilesimciler, çevreyle etkilesimin insani pragmatik bir aktör kildigini savunurlar. bu baglamda çevrenin hareketlerinden çikardigimiz sonuçlardan etkilenerek hareketlerimizi dengeleriz. bir süre sonra, üzerinde düsündügümüz tavirlar dahilinde kendimizi birer sembolik öge gibi görür, kendi kaliplarimizi olustururuz. bu safhada sosyal sartlanma devreye girer ve ister istemez kendi kültürümüzü yansittigimiz tavirlar ediniriz.
    mesela amerika'da patronuyla çalisaninin sakalasmasi normal bir profesyonel etkilesim olarak karsilanabilecegi gibi, japonya'da bu iliski asla üste saygi çerçevesini asmayacak, almanya'da ise patron-çalisan iliskisi elestiri-özelestiri seklinde vuku bulabilecektir.

    sembolik etkilesimcilere göre toplum, insanlar arasinda süregelen kaliplasmis ve organize etkilesimlerin bir ürünüdür.
  • örneklemek istersek bir kongre salonunu izleyicilerin önce ortalardan baslayarak doldurmasinin sebebi nedir?

    üniversitesin merdivenlerini çikiyorsunuz diyelim..
    önünüzde bir kisi (1) ve sizinle ayni hizada ya da biraz geride yürüyen bir kisi düsünün (2)...
    merdivenlerin sonunda 3 kapi olsun... sirayla (a), (b) ve (c)...

    önden giden (1) insani orta kapiyi (b) seçecek olsun...
    size en yakin olan ise mesafe itibariyle (a).. bu esnada yön degistirme marjiniz baki olmakla beraber ve (1)'den bagimsiz olarak, siz ve yaninizdakinin (2) dogal yönünüzü izleyerek (a) kapisina yöneldiginizi düsünelim..

    (1)'in b kapisini açmasiyla (2) de bu kapiya, (a)'ya daha yakin olmasina ragmen niye yönelir?
    çünkü kapi açilmistir ve (2) o kapiyi açan kisinin (1) arkasindan yetisir ve girer...

    bunu gayet normal bir hareket olarak karsilamak mümkün...
    zira sizin veya kendinin (2 için geçerli bu) kapiyi açabilmesi (efor gerektirecektir) veya açamamasi (kapi tadilattan kapali olabilir) riski karsisinda, bu insan zaten açik olan (b) kapisindan girmeyi seçer...

    siz n'aaparsiniz? iki seçiminiz mevcut...

    ya açik kapidan bir hamle yapip siz de istifade edersiniz, veyahut sansinizi dener ve efor sarfederekten üniversitenin agir ve eski (a) kapisini zorlarsiniz...

    bu iki seçimin altinda iki çesit hareket mantigi mevcuttur...

    (1) kisisi, 3 kapidan birini nötr bir sekilde açmistir..

    (2) kisisi, status quo bias mantigiyla, güvenli yolu seçmis ve zaten açik olan kapiya yönelmistir.. belki ilk yöneldigi kapidan vazgeçmis veya açik kapiya yetisme sevdasiyla hizlanaraktan fazla efor sarfetmistir... ama isi garantidir..

    siz ise (2)'den farkli olarak, iki türlü (a) kapisinda diretebilirsiniz... birincisi aklinizda bir motivasyon vardir. belki a kapisi gideceginiz amfiye daha yakindir... ikincisi "yok kardesim ne hizlanacam baskasi kapi açti diye?! bozmam ritmimi açarim kapimi!!" diyerek istifinizi bozmaz, iki saniye arayla biraz kasarak (a) kapisini açarsiniz...

    bu hareket mantigiyla bir kongre salonunun dolma mekanizmasindaki arasinda bir benzerlik mevcuttur...
    insanlar çok ekstrem savunacaklari bir sey olmadigi zaman ya da özel bir istekleri yok ise, böyle bir salonu doldururken ekseriyetle ortalardan baslayacaklardir.. en öne veya en arkaya oturma örnekleri sinirli olacaktir...

    altinda yatan ise "sembolik bir etkilesimle" hakim harekete* ayak uydurmaktir...
    bu etkilesimin altinda hem status quo bias'in sagladigi güvenlik, hem de bir sosyal aktör olarak çevreye uyum gösterme istegi yatar...

    yani (a) kapisini açmak risk almaktir... bir sekilde aklinizdaki nihayi hedefe kenetlenip teleolojik yaklasimlarla hareket edip, yörüngeyi bozmadan, eforu ve açilmama riskini göze alarak ya yolunuzdan sapmazsiniz... ya da bilinçaltinda otlayan koyunun dellenmesi olabilir...

    öte yandan (b) kapisina yetismek güvenligi seçmektir... öyle ya, biraz hizlanir basarili olduguna emin oldugunuz yolu seçersiniz...

    bu seçimlerden ikisi de mesrudur... sadece hareket mantiklari farklidir...

    sembolik etkilesim kurami insanlarin degisik tepkilerini bu anlamda subjektif bazda degerlendirir.
  • buna göre, içinde bulunulan durumu tanımlayan taraf (bkz: definiton of the situation) iletişime yön veren taraftır.
    mesela: (bkz: arkadaş kalalım)
  • sembolik etkileşimcilik, yirminci yüzyılın ortalarında gelişen ve disiplinin bazı alanlarında etkili olmaya devam eden bir sosyolojik perspektiftir. mikro sosyoloji ve sosyal psikoloji için özellikle önemlidir. sembolik etkileşimcilik, amerikalı pragmatizm felsefesinden ve özellikle george herbert mead'in eserlerinden türemiştir. sembolik etkileşimcilik, pratik kaygılardan gelişen ve başkalarıyla yazışmalar için imgeler oluşturmak için normal lehçe olan halkın özel kullanımını ima eden bir amerikan teorisidir.
  • yaklaşım c.h. cooley, w.i. thomas ve g.h. mead tarafından sosyolojiye sokulmuştur.
    sembolleri, toplumsal yaşamın temeli olarak görürler.
    onlara göre anlamlar, bireyler arasındaki etkileşim sonucunda oluşur. toplum bu etkileşimin bir ürünüdür.
    bütün toplumlar, mevcut sembollerin ortak anlamını paylaşırlar. bu teoriye göre sözcükler, en önemli sembollerdir.
    chicago üniversitesinde mead ile çalışan blumer, ilk kez onun ölümünden sonra 1937 yılında bu adı kullanmıştır.
    sembolik etkileşimcilik şu üç önermeye dayanır:

    -insanlar şeylere karşı, şeylerin kendilerine ifade ettiklerine göre tavır alırlar.
    -bu anlamlar, birinin muhataplarıyla olan etkileşimden çıkarsanır.
    -bu anlamlar, yorum sürecinde değişime uğrar.

    x bahçesinde yılan gördüğünde onu ilgiyle seyreder çünkü doğa bilimcidir, y bahçesinde yılanı gördüğünde onu dinin kötü tasviriyle bağdaştırıp öldürür çünkü din penceresinden bakıp anlamı ona göre oluşturmaktadır.

    geçmişte bazı yazarlar tarafından toplumsal yapıyı oluşturan etkileri ihmal edip bireyi aşırı önemsediği söylemleri ile eleştirilmiştir ancak günümüzde teoriye ilgi artmaktadır.
  • "sosyalleşme süreci içinde çocuk devamlı olarak başkalarıyla ilişki içindedir.bu ilişkinin temelinde dil,yani semboller vardır.kelimelere atfedilen ortak anlamlardan ,ortak düşünce ve davranış türlerine doğru bir gelişme oluşur.kişi hem etrafındaki kimseler,eşyalar ve olaylar hakkında hem de kendi benliği hakkında ,kendine yakın kişilerle ortak görüşler geliştirir.bunun sonucu da benzer davranışların ve sosyal düzenin oluşmasıdır."
    kaynak*
  • etkileşime ve onlarla ilişkili sembollere odaklanan kuramdır. sayıltıları şunlardır:

    1. insanlar şeylerden hareketle eyleme geçer, ancak bunu şeylerin onlar için ifade ettiği anlama göre yaparlar. bu anlamlar ise diğer insanlarla olan etkileşimimizden ortaya çıkmaktadır.
    2.insanlar sadece sosyal etkileşimden öğrendikleri bilgiyi içselleştirmez, aynı zamanda yorumlayarak değiştirir. hayvanların tersine insanlar sembolleri kullanabilir ve onlara bel bağlayabilir. hayvanlar nesnelere iç güdüsel olarak yaklaşırken insanlar düşünür.
    3. insanlar sosyal etkileşim sonucunda, özellikle de ailede geçen ilk yıllar sonunda ve daha sonra okul sayesinde insan olur.
    4. insanlar bilinçlidir ve kendileri ve eylemleri üzerine düşünme yetkileri vardır. bu nedenle davranış ve etkileşimlerini de şekillendirebilirler.
    5. insanların eylemlerinde amaçları vardır. durumları tanımlar, anlam atfeder ona göre yaşarız.
    6. toplum sosyal etkileşime giren insanlardan oluşur.

    sembolik etkileşimciler için düşünce süreçlerini, eylemleri ve gündelik hayattaki etkileşimleri gözlemlemek en iyi yöntemdir.

    aynaya bakan benlik: diğer insanlara bakarak kim olduğumuzu ve ve davrandığımızı değerlendiririz.

    temel grup: bireyi daha geniş topluma bağlama görevi taşıyan daha yakın ve yüzyüze ilişkiye giren gruptur.

    duygudaş içebakış: sosyoloğun kendisini, incelediği insanların yerine ve zihnine koyması, kim olduklarını, ne düşündüklerini, davranışlarının ardında yatan anlam ve amaçlarını duygu birliği içinde anlamasına olanak verir.

    sahne çalışması: sosyologların sahaya çıkıp gözlem yapıp veri toplama tekniğidir.
  • bir ödev için internette bilgi arayıp bir türlü aradığım bilgiyi bulamamıştım, ta ki sözlüğe bakana kadar.
  • sembolik etkileşimcilik, yirminci yüzyılın ortalarında gelişen ve disiplinin bazı alanlarında etkili olmaya devam eden bir sosyolojik perspektiftir. mikro sosyoloji ve sosyal psikoloji için özellikle önemlidir. sembolik etkileşimcilik, amerikalı pragmatizm felsefesinden ve özellikle george herbert mead'in eserlerinden türemiştir. sembolik etkileşimcilik, pratik kaygılardan gelişen ve başkalarıyla yazışmalar için imgeler oluşturmak için normal lehçe olan halkın özel kullanımını ima eden bir amerikan teorisidir.
hesabın var mı? giriş yap