• 1923 polonya doğumludur. 16 yaşındayken ailesi nazilerin polonya'yı işgali nedeniyle varşova'ya kaçar. iki hafta sonra oturdukları binanın bombalanması sonucu anne ve babası ölür. zajonc iyileşmesi için altı ay bir hastanede tutulduktan sonra nazi subayları tarafından tutuklanır ve bir alman çalışma kampına gönderilir. iki mahkumla birlikte oradan kaçar ve bir söylentiye göre 320 km yürüyerek fransa'ya gider. ancak tekrar yakalanır ve hapsedilir. bir kez daha kaçar ve bu kez abd'ye gider.
    2.dünya savaşı'ndan sonra zajonc abd'ye taşınır, orada saygın bir psikolog olur, michigan üniversitesi'nden doktora düzeyindfe psikoloji dereceleri alır. 1994'te emekli olup, standford üniversitesi'nde emeritus profesör olana dek orada çalışır. 85 yaşındea pankreas kanserinden hayatını kaybeder.

    robert zajonc hakkında yazı yazmamın nedeni ise ilgilendiği alanın beni etkilemesi.

    ana teması şu:
    "ne kadar çok görürseniz o kadar çok seversiniz"
    1968'de yaptığı deney "salt maruz kalma etkisi *"ni keşfetmesine neden olur.

    zajonc, salt maruz kalmanın basitçe belirli bir uyarıcının, bilinç ya da bilinçaltı yoluyla, kişinin algısına erişebilir olduğu durumu anlatır.zajonc'un bu etkiye ilgilis 1967'de oregpn state üniversitesi'nde yapılan ilginç bir deneyi anlatan bir gazete yazısı ile başlar. yazıda "esrarengiz bir öğrenci"nin iki ayd8ır derslere siyah bir çuvala sarışmış halde girdiğini anlatmaktadır. profesör charles goetzinger çuvalın içindeki kişinin kimliğini bilmektedir ama sınıftakilerin onun kim olduğuyla ilgili en ufak bir fikirleri yoktur. goetzingerzaman içinde sınıfın tepkilerini ölçmek için gözlem yapmaya başlar. öğrenciler önce siyah çuvala düşmanca davranmışlar ama zaman içinde bu tavırları yumuşamış ve en sonunda çuvalın içindeki kişiye dostça ve hatta koruyucu bir şekilde yaklaşmaya başlamışlardır. goetzinger öğrencilerin tutumlarının yavaş yavaş "siyah çuvallı kişiye karşı meraka ve sonunda dostluğa doğru değiştiğini" belirtir.
    zajonc'un çığır açan makalesi, katılımcılara hangilerinin tekrar gösterildiğini anlayamayacakları bir hızda, anlık rastgele görüntülerin-geometrik şekiller, çin sembolleri, tablolar ve yüz resimleri- gösterildiği bir dizi deneyi anlatmaktadır. deneklere daha sonra hangi görüntüleri tercih ettikleri sorulduğunda bilinçli olarak farkında olmasalar da en sık gösterilenleri seçmişlerdir.
    zajonc'un keşfetmiş gibi göründüğü şey tanıklığın bir tutum değişikliğine neden olduğu, tanıdık uyarıcılara bir tür tanıdıklık ya da bağlılık geliştirildiğidir. bu, maruz kalma ile artmaktadır:
    bir şeye ne kadar maruz kalırsanız ona karşı o kadar bağlılık hissedersiniz. daha basit bir deyişle, "ne kadar görürseniz o kadar seversiniz."
    zajonc'tan bu yana salt maruz kalma olgusunu inceleyen araştırmacılar, bu etkinin resim yerine ses kullanarak da yeniden yaratılabilmesinin mümkün olduğunu keşfetmişlerdir. 1974'te psikolog d.w. rajecki döllenmiş tavuk yumurtalarını kullanarak bir deney yapmıştır.
    yumurtadaki civcivler çıkmadan önce farklı gruplardaki yumurtalara farklı frekanslarda müzik parçaları çalmış ve daha sonra yumurtadan çıkan tüm civcivlere aynı tonları çalmıştır. istisnasız tüm civcivler doğum öncesinde çalınanları tercih etmişlerdir.

    zajonc'un bulguları tanıdık şeyleri tercih etmenin sadece onlara maruz kalmanın geçmişine dayandığını ve kişinin ifade edilmiş kişisel inançları veya tutumlarından etkilenmediğini göstermiştir. bu, maruz kalmanın sadece bilinçaltı düzeyde olduğu, kişilerin kendilerine bir uyarıcının sunulduğunun hiç farkında olmadıkları durumlarda bile geçerlidir. bu keşif zajonc'un tercihlerinin anlamalra ihtiyacı yoktur" saptaması yapmasına neden olmuştur. bunun anlamı şudur:
    bağlılık hissi akılcı bir karara dayanmaz. bu da durumun pek çopumuzun tahmininden farklı olduğunu ortaya koymaktadır.
    1980'de yazdığı hissetme ve düşünme adlı makalesinde zajonc, duyguların ve düşüncelerin aslında birbirlerinden tamamen bağımsız olduklarını savunur. duygular sadece insanın bir uyarıcıya verdiği karmaşık tepki sırasında düşüncelerden önce gelmekle kalmazlar, aslında kişinin tutumlarını ve kararlarını belirleyen en güçlü unsurlardır.
    zajonc'a göre; sandığımızın aksine kararlarımıza yön veren akıl ve mantık değildir: gerçekte. seçimimizi bilişsel olarak düşünmeye bile fırsat bulamadan hızlı, içgüdüsel, duygu temelli kararlar veririz - kararlarımızı bilgi olmadan alırız. eğer bu doğruysa mantıklı düşüncelerimiz, önce seçeneklerimizi bilgilendirme görevi yapmaktan çok zaten verdiğimiz kararları gerekçelendirirr ve haklı çıkartırlar.
    zajonc "duygu, düşüncenin ayrılmaz arkadaşıdır ama tersi biliş için doğru değildir" sonucuna varmıştır. hiçbir zaman bir duygununeşlik etmediği bir şey düşünemeyiz.zajonc'un dediği gibi sadece "bir ev" görmeyiz, "ghüzel bir ev" veya "gösterişli bir ev" görürüz. zajonc'a göre duygunun biliş üzerindeki üstünlüğü bellekte de belirgin olarak görülür.

    salt maruz kalma etkisinin önemi laboratuvarın sınırlarının ötesine geçerek kişiler arası çekimin alanına girer. bu bağlamda olguya "yakınlık" etkisi adı verilir. bu, düzenli olarak gördüğümüz kişilerle arkadaşlıklar veya romantik ilişkiler oluşturma eğilimi içinde olmamızı anlatır. buna getirilen açıklamalardan biri evrime odaklanır:
    hayvanlar bir şeye ilk kez maruz kaldıklarında genellikle korku ve saldırganlıkla tepki österirler ama yinelenen durumlarda -hayvan algılanan tehdidin gerçekleşmediğin fark ettiğinde" olumsuz tepkilerde bir azalma olur. zajonc bunu insan deneklerle araştırmış ve insanların tanımadıkları hayali bir grup insana karlı olumsuz tutumlar oluşturduklarını, görünürde sadece tamamen yabancı olmaları dışında hiçbir neden olmaksızın onlara nahoş özellikler atfettiklerini keşfeder. ancak şekiller ve sembollerde olduğu gibi, yinelenen maruz kalma durumunda güven ve bağlılığın arttığı görülmektedir.
    "yakınlık etkisi" için başka bir açıklama da tanıdıklık, tutum benzerlikleri, fiziksel çekim ve karşılıklı bağlılık gibi kişiler arası çekimin kapsadığı pek çok faktöre odaklanır. insanlar arasındaki etkilemişin sıklığı, sadece tanıdıklık düzeyini arttırmakla kalmaz aynı zamanda artan bir benzerlik izlenimi de sağlar, böylece olumlu duygulara ve sonuçlara çekime neden olur.

    reklamcılık, her ne kadar bu alandaki tablo daha az net olsa da, salt maruz kalma etkisinin çok önemli bir rol oynadığı başka bir alandır. araştırmalar bir markaya veya şirket ismine tekrar tekrar maruz kalmanın satışları yükselttiğini ama bu varsayımın aşırı derecede basitleştirilmiş olduğunu ve maruz kalma sıklığının diğer olası etkilerini dikkate almadığını göstermektedir.

    bir araştırmada salt maruz kalma etkisini test etmek için pankartlı reklamlar kullanılmıştır. denekler bilgisayar ekranında bir yazı okurlarken ekranın tepesinde bir yazı yanıp sönmektedir. sonuçlar bu reklamlara daha çok maruz kalanların gerçekten de daha az sıklıkla maruz kalanlara -ya da hiç maruz kalmayanlara- oranla daha çok beğendiklerini göstermiştir. ancak başka bir araştırmada da tanıdık bir markanın kararsız bir tutum yarattığı bulunmuştur. bunun nedeni insanların tanıdık firmalarla ilgili hem iyi hem kötü çağrışımları olması ve tüm bu çağrışımların maruz kalma sıklığı nedeniyle daha çok akla gelmesinin daha çok kararsızlık yaratmasından olabilir. sonuç olarak tekrarlanan reklamlarla yaratılan tanıdıklığın, tek başın, satışlar için iyi olup olmadığı belirsizdir.

    zajonc maruz kalma etkisinin sadece insanların başkaları hakkında hissettiklerini etkilemekle kalmayıp zaman içinde kişilerin görüntülerini bile değiştirebildiğini bulmuştur.
    zajonc bir grup meslektaşıyla, 25 yılı birlikte geçirdikten sonra eşlerinin yüzlerinin birbirlerine benzeyip benzemediklerini test etmek için bir çalışma yürütmüştür. çiftlerin evliliklerinin ilk ayında çekilmiş fotoğraflarıyla 25 yıl sonra çekilmiş fotoğraflarıyla 25 yıl sonra çekilmiş fotoğrafları kıyaslanmış ve birlikte geçirilen yıllardan sonra birbirlerine daha çok benzedikleri bulunmuştur. diğer olası açıklamalar bir yana bırakıldığında, araştırmalar bunun için en olası nedenin empati olduğuna karar vermişlerdir. zaman, çiftlerin birbirlerine olan empatisini artırmakta ve insan duyguları yüz ifadeleri aracılığıyla iletildiğinden dolayı, birbirlerinin ifadelerini taklit ederek zaman içinde kırışıklıklara sahip olmalarıyla sonuçlanmaktadır.
    sosyal davranışın temel süreçleri üzerine olan geniş çaplı araştırmalarıyla tanınan zajonc'un modern bir sosyal psikoloji alanı yaratılmasında önemli katkıları olmuştur. duygu ve düşünceler üzerindeki çalışmasını ırkçılık, soykırım ve terörizm gibi sorunları incelemek için kullanmış ve araştırmalarının günün birinde savaşlara ve insanoğlunun acılarına son vermeye bir yardımı olmasını ümit etmiştir.

    *

    kendi görüşlerim ise, reklamcılık sektörü için maruz kalma etkisine dair; özellikle tv ve radyolarda sürekli dönen jingle lar maruz kalma etkisine örnek olarak gösterilebilir.
    özellikle turcell ve coca cola türk reklamcılık sektöründe bunu hep yapması ile bilinir. jingle ları reklam replikleri akılda kalır sürekli reklamalarda döndüğü için.

    sevmediğimiz bir insanı sürekli gördüğümüzden ötürü empati kanallarımız açılıp o kişiye dair iyi yönlerini de düşünmeye iten hoş nedenler olabilir.

    "ben seni sevmiyordum ama aslında çok iyi biriymişsin" örneği gibi.

    tanıdık yüzlere dair sanırım zajonc'un gözden kaçırdığıo ya da dile getirmediği bir durum da insan hayvan yüz benzerliği. bu daha çok köpek-insan arasında olabiliyor. uzun bir süre sahibi tarafından bakılan büyütülen köpeğin yüz siması ile sahibinin yüz siması (köpeğin cinsine göre değişmekle birlikte) değişme görebilmek mümkün (kısıtlı da olsa).
  • 1968 yaptigi deneyle salt maruz kalma etkisini kesfetti. boylelikle sosyal psikolojiye onemli katkilardan birini yapti. deney sonucu kisaca soyleydi:
    "ne kadar cok gorurseniz o kadar cok severseniz."
    robert zajonc
    (bkz: #72804514)
  • "duygu adını verdiğimiz deneyim biçimi tüm kavrayışlara eşlik eder" demiştir.
  • robert boleslaw zajonc, çok çeşitli sosyal ve bilişsel süreçler üzerindeki onlarca yıllık çalışmasıyla tanınan, polonya doğumlu amerikalı bir sosyal psikologdur. sosyal psikolojiye yaptığı en önemli katkılardan biri salt maruz kalma etkisi teorisidir.
hesabın var mı? giriş yap