92 entry daha
  • ryunosuke akutagawa'nın hikayelerinden esinlenilmiş 88 dakikalık akira kurosawa yapıtı. 2008 yılında restore edilmiş halini izledim (ne demekse). beğendiğim replikleri yazdığım 160 yapraklı kareli bir lise defterim var. bu filmde beni etkileyen (aynı fikirde olduğum değil, hikayenin seyri açısından) replikleri, söyleyenin başlığı altında film akışı gözetmeksizin aktaracağım. en son olarak ise yönetmenin düşüncesinden bağımsız olarak replikler yardımıyla bende uyandırdığı izlenimden...

    --- spoiler ---

    replikler

    rahip :
    + insan ömrü ne kadar kısa, tıpkı bir çiğ damlası gibi.

    tajomaru:
    + o rüzgar esmeseydi, o adamı öldürmezdim. sanki gördüğüm bir tanrıçaydı
    + donmuş gözlerini üzerime dikti. yüz ifadesi bir çocuğun gibiydi. bunu görünce adama imrendim ve gözümü birden nefret bürüdü.
    + daha önce hiçbir kadını bu kadar öfkeli görmemiştim.

    oduncu, yabancı ve rahip arasında geçen diyalog:
    o: yalan tajumaru'nunki de, kadının ki de.
    y: insanoğlu ne yalancı! çoğu zaman kendimize karşı bile dürüst olamıyoruz.
    r: belki öyle! insanoğlu zayıftır, o yüzden yalan söyler. hatta kendine bile!
    y: hoş vakit geçirdiğim sürece yalan olup olmaması umurumda değil.

    oduncu:
    + herkes bencil ve sahtekar. mazeret uydurup duruyorlar. haydut, kadın, adam ve sen!

    kadın:
    + şunu unutma! bir kadın kendisini tutkuyla seven bir erkeğe aşık olur.

    yabancı:
    + ama kadınlar, başkalarını kandırmak için gözyaşı silahını kullanırlar. hatta kendilerini bile kandırırlar. bu yüzden kadının öyküsüne şüphe ile yaklaşmalısın.
    + rashomon'da yaşayan ve insanın gaddarlığından korkup kaçan şeytanın varlığını bile duydum.
    + bencil olmazsan, hayatta kalamazsın.

    rahip ve yabancı arasında diyalog:
    r: ama ölüler yalan söylemez.
    y: niye?
    r: adamın bu kadar günahkar olduğunu asla kabul edemem.
    y: öyle olsun bakalım! peki, gerçekten iyi olan birisi yok mu? belki de ''iyilik'' dediğimiz şey bir hayalden öte değildir.
    r: ne korkunç.
    y: insanlar kötü şeyleri unutmak ve yalan da olsa iyi şeylere inanmak ister. böylesi daha zahmetsizdir.

    samuray:
    + adam, kadına aşık olduğu için tecavüz ettiğini söyledi. bunu duyduğunda karım, kendinden geçmişcesine başını kaldırıp baktı. daha önce hiç böylesine güzel bakmamıştı!
    + sonra birisi bana yaklaştı. kalbimdeki hançeri usulca çıkardı.

    --- spoiler ---

    filmde bencillik, egoizm artık adına ne derseniz ana konunun bu olduğunu düşünüyorum. kişisel bencilliğimizin gerçeklik algımızı nasıl çarpıttığı ile ilgili muazzam bir film. yalan konusuna girmiyorum çünkü burada insanların yalan söylemesinden çok, egoları ve geçmiş deneyimleri sayesindeki edinimleri ile gerçeği kendilerine göre nasıl kurguladıklarına şahit oluyoruz.

    --- spoiler ---

    oduncu; kadını hem kocasının hem de haydutun istemediği biri olarak hatırlıyor. kadının, ikisini birbirine düşürdüğünü ama kazananla da yoluna devam etmediğini anlatıyor. inci kakmalı hançeri çalmış olmasının vermiş olduğu psikolojiyle ve tabi buna 6 çocuk sahibi olmasını da eklersek, bu onun kadınlarla ilgili gerçeği.

    tajomaru; çapkın bir haydut ve ilk defa bir kadını böyle arzuluyor onun anlatışında. bunun altında yalandan çok, sevilme isteği olan ve sahip olduğu kadından o esnada ilk defa ilgi gören bir adamın gerçeği var bana kalırsa.

    kadın; tajomaru ile birlikte olurken istemli ya da istemsiz olarak bilemeyeceğim, aslında önemli de değil, zevk aldığını ve bu yüzden pişmanlık duyduğunu düşünüyorum. onun hikayesinin gerçeği pişmanlığı üzerine kuruluydu.

    samuray; karısının çok güzel olduğunun farkında ve kendisine fazla geldiği gibi bir düşünceye sahip adamın söyleyeceği türden bir ifade veriyor. onun gerçeğinde karısına yetemeyecek bir adam ve o yüzden karısı onu herhangi biriyle aldatabilir. burada kendini yetersiz hisseden bir adamın gerçeği var.

    --- spoiler ---

    bu film; bir olayın, yaşanan taraflar tarafından nasıl algılanabileceği ile ilgili gündelik hayatımızda da insan ilişkilerimizi düzenleyebilmek adına muhteşem bir eğiticiliğe sahip. iki insanın konuşmasını içeren bir kamera kaydınız olsa. bu kişileri önce tek tek dinleseniz ve sonra kamera görüntülerini izletseniz çoğu kişinin hikaye örgüsünü kendi ego ve geçmiş deneyimlerine göre çarpıtmış olduğunu fark edebilirsiniz. tabi az bir popülasyonun varlığını da es geçmeyelim. fotografik hafıza, mütevazılık, kaybedecek bir şeyi olmamak ya da aşırı dürüstlük gibi durumları olan insanlar da bu çarpıtma daha minimal oluyor. bunu rahip ve yabancı da görebiliyoruz.

    yalanla ilgili ise, bariz yalan söyleyen tek kişi oduncuydu. diğerlerinin yalan mı yoksa algıları mı olduğunun cevabı izleyiciye kalıyor sanırım.

    yine de rahipte bir bit yeniği var gibi geldi bana. onun da bebekle bağlantılı olabileceği gibi bir komplo teorisi ürettim. bu da benim hayal gücümün katkısı olsun.
88 entry daha
hesabın var mı? giriş yap