*

  • ilkel hücre çeşidi.. dağınık yapılı..
  • okaryot hucreye nazaran daha kucuk daha basit yapida ve de enerji eldesinin (fosforilasyonun) saglanmasi icin mezozomu olan hucre.ayrica belirli bir zarla cevrilmi$ nukleusu yoktur..
  • taksonomide monera canlı türleri içinde yer alan mavi yeşil algler ve bakterileri içeren tek hücreli canlılardır.
  • viroidler, virüsler, mikoplazmalar, bakteriler ve siyanobakteriler (mavi-yeşil algler)'in oluşturduğu grup.

    büyüklükleri genellikle 10 mikron civarındadır. ancak bazı mavi yeşil algler 60 mikron boyutuna kadar ulaşabilir.
  • yunanca “cekirdek” anlamina gelen “karyon”dan turemis olan prokaryot kelimesi, bilinen hucre yapisini olusturan en temel oge olan hucre cekirdeginin bulunmadigi “cekirdek oncesi” ilkel yasam formlarina verilen genel isimdir. ancak bu yasam formlarinin ilkel olusu, okaryotik gelisimden sonra soylarini tuketememistir. ornegin mavi-yesil algler bu formun halen yasayan torunlaridir.

    (bkz: dogal secilim)
    (bkz: okaryot)
  • biyoloji dersinde ilk öğrenilen hücredir. lise biyoloji bilgime dayanarak söylüyorum ki tek bir organeli vardır. (bkz: ribozom)
  • pro önekinden dolayı gelişmiş, yağız bir izlenim uyandırsa da ilkel bir hücreden öte olmadığını öğrenince hayal kırıklığı yaratan yapıtaşı.
  • bakteri ve archaea üst aleminin dahil olduğu hücre yapısı. özelleşmiş nucleus yapı bulundurmazlar, dna ökaryotlarda olduğu gibi membranla çevrelenmiş nucleus yapı yerine sitoplazmada serbest halde bulunur. genetik materyalin sıkıştırılmış olarak bulunduğu yapıya nükleoit adı verilir.

    membranla çevrelenmiş organel sistemine sahip değildir.enerji üretimi, replikasyon, transkripsiyon ve translasyon sitoplamazdaki serbest moleküller aracılığıyla yapılır. genel olarak ökaryotlara nazaran daha küçüktürler.

    morfolojik olarak coccus, rod(çubuk), spirilum, spirochete, hypha ve filament yapıda bulunabilirler. morfolojik özellikleri fizyolojik, ekolojik ve filojenik olarak kesin tanımlama yapılmasına olanak vermez. ancak hücre fonksiyonları ve dış faktörler tipik morfolijelerin oluşumuna sebebiyet verebilir. örnek olarak sıvı ortamda hareket etme fonksiyonuna sahip prokaryotlarda spiral ve helikal şekil, besin alımını yüksek olması gereken durumlarda yüzey alanı genişletme ve hücreyi küçültme gibi özellikler görülebilir. çubuk şeklindeki prokaryotlarda flagella kullanarak hareket hücreye avantaj kazandırır. hücre fonksiyonuyla morfoloji bu yönüyle korelasyon göstermektedir.

    çap uzunluğu 0.2 mikrometreden 700 mikrometreye kadar farklı türlerde değişkenlik gösterir. çubuk şeklindeki kültür bakterileri 0.5 - 4 mikrometre arası çap uzunluğuna sahiptir. e coli gibi ortalama prokaryatik hücre 1-2 mkrometre çapındayken, ortalama ökaryotik hücre 10-200 mikrometre arasındadır.

    enerji kaynağı olarak sulfur depolayan ve çıplak gözle görülebilen 400-700 mikrometre çapında, çoğunlukla chemolithotroph olan büyük prokaryotik bakteriler vardır.

    hücre boyutu genel olarak fonksiyonla ilintilidir. küçük hücreler yüksek besin alma verimliliği, hızlı büyüme oranı, daha kalabalık populasyonlar ve tek dna kopyası ile daha fazla replikasyon sonucu daha fazla mutasyon özellikleri gösterir. büyük hücrelerde çift dna kopyası vardır. bu yüzden daha az mutasyon gözlenir.

    fiziksel limit olarak en küçük 0.15 mikrometre çapa sahiptirler. bu büyüklük yaşamsal partiküllerin hücre içinde bulunabileceği en düşük noktadır. daha küçük çaptaki hücrelerin canlı veya cansız oldukları tanımlanamaz.

    patojen özellik gösteren prokaryot genomlarında eksik genler bulunmaktadır.

    prokaryotlardaki sito membran seçici geçirgen bariyer özelliği gösterir. hücre içerisindeki yaşamsal partiküllerin dışarı çıkmasını ve çevreden difüzyonla madde girişini engeller. hem hidrofobik hem de hidrofilik yapı olan amphipathic yapıya sahiptir. fosfolipid çift katman hidrofilik fosfat ve hidrofobik yağlarla gliserol içerir. bu katman yaklaşık 6-8 nm kalınlığındadır. içersine gömülü halde protein yapılar bulunur. hidrojen bağları ve hidrofobik etkilerle stabilize olur. stabilizasyon negatif yüklü fosfolipidlerin mg ve ca ile tepkimeye girmesi ile gerçekleşir.

    membran yapısında gömülü halde bulunan integral proteinlerden hidrofobik kısımda bulunanlar iç kısımda yağ asitlerini dengelerken, hidrofilik kısımdakiler membranın iki yüzeyine de yakın bulunarak polar karakter gösterirler.

    peripheral protein tamamen membran içerisinde gömülü olarak bulunmazlar. bir tarafı membranla bağlantılıyken diğer tarafları serbest halde sitoplazma veya dış çevreyle temas halinde bulunur. sitoplamayla temas eden peripheral proteinler integral proteinlerle birlikte çalışarak transport ve e metabolizma görevlerini yaparlar. dış çevreyle bağlantılı olan peripheral protein substrat bağlanımı ve hidroliz görevini görür.

    membran fonksiyonel olarak hücre içi ve dışının birbirinden ayrılması, ihtiyaç olan maddelerin dışarıdan alınması sırasında yaşamsal moleküllerin hücre içinde tutulması, üzerinde gömülü olarak bulunan proteinlerle transport, e metabolism ve s binding işlevleri, enerji üretimi için gereken pmf sentezi gibi görevler görmektedir.

    sitoplazma içerisinde çözünebilir nükleotitler, amino asitler, vitaminler ve tuz yapıları bulunur. hidrofobik iç katman sayesinde bu moleküller dışarı seçilim olmadan çıkamazlar. iç kısmı negatif dış kısmı pozitif yüklü sitoplazmik membran dışarıdan içeri ise sadece ihtiyaç duyulan maddelerin alınmasını sağlar.

    hücre metabolizmada kullanabilmek için gerekli maddeleri içerisinde depo etmesi gerekir. bu da osmotik basıncın artmasına, iç basıncın dış basınçtan fazla olmasına sebep olur. hücre bütünlüğünü koruyabilmek için bir hücre duvarına ihtiyaç duyar. gram pozitif organizmalarda kalın peptidoglikan yapı bulunurken gram negatiflerde kompleks çok tabaklı hücre duvarı ince peptidoglikan, periplasm ve lipopolisakkarit - protein yapıdaki dış zara sahiptir.

    peptidoglikanın yapısında şeker türevi olan nag ve nam ile beta 1-4 glikosidik bağı ile bir kısım amino asitler bulunur. glikan yapısında üst tarafta bulunan nam'lar alt tarafta bulunan namlar arasında peptid bağlar kurulur. nag+nam yapı sadece bakterilerde bulunur.

    gram pozitif organizmalarda hücre duvarı %90 oranında peptidoglikandan oluşur. 25 katmana kadar çıkabilen çok tabakalı yapıya sahiptir. teichoic asitler hücre duvarına bağlı halde bulunur ve muramik asitle (nam) bağ kurarlar. molekül yapının iki ucunda bulunan negatif yüklü 2 po4 hücre yüzeyindeki eksi yükten sorumludur.

    gram negatif organizmalarda hücre duvarının sadece %10 luk kısmı peptidoglikandır. geri kalan kısmı lipopolisakkarit olan dış membran oluşturur. lipid çift katman sitoplazmik membrana benzer özellik göstermesine rağmen içerik olarak farklıdır. çift katmanın iç ve dış kısma bakan tarafları da farklı kimyasal yapı gösterir.

    lipopolisakkaritler core polisakkaritve o-polisakkaritlerden oluşur. dış membranın dış tarafındaki çoğu fosfolipid yapılar yerine lps'ler geçer.

    gram negatiflerin dış membranı lps'lerin yapısı yüzünden insan ve hayvanlar için toksik etki gösterebilir. periplasma sitoplazma dış membran arasında yerleşik halde bulunur. porinler içine gömülü halde bulunan proteinler yardımıyla kanal etkisi göstererek polar ve küçük moleküllerin hücreye geçişini sağlarlar. dış membran gram negatiflerde lipid bazlıdır ve çoğu zaman hidrofobik etki gösterir, küçük ve polar moleküllere karşı porinlerle beraber geçirgen yapıda bulunur.
  • yukardaki suser süper bilgilendirmiş zaten. ancak merak ettiğim şey prokaryotun öncesi var mı? nasıl ortaya çıkmış? belki günün birinde birileri burayı okur ve açıklar.
  • çapları 1-5 µm. olan hücrelerdir. histon içermeyen genetik materyal (dna) bir zarla, diğer hücre elemanlanlarından ayrılmamıştır. diğer zarla çevrili organeller de genellikle bulunmaz. buna karşın hücreler hücre zarı dışında bir hücre duvarı ile çevrelenmiştir. (ör: bakteriler)

    kaynak: ders notları
hesabın var mı? giriş yap