• murat belge'nin osmanlı yorumu. klasik dönem osmanlı tarihini ders kitabı olarak yazmış murat belge. her koşulda bence ilginç bir metin, şüphe yok; lakin okumak gerek.
  • reklam gibi olmasın ama dnr da altmış iki milyona ya da altmıs iki yeteleye satılan kutuk... murat belge de geçen haftaki karalama defteri programında bu kadar kalınlıkta bir kitabı almak ilk başta insanı korkutabilir ve de fiyatı bir çok kişiye pahalı gelebilir dedi. ayrıca belge bu kitabı bir ders kitabı projesi olarak düsündügünü ve ona göre tasarladıgından da bahsetti.
  • bilgi universitesi yayinlari ' ndan cikmis olup, yayinevinin genel yayin yonetmeni fahri aral'in emegi coktur bu kitaba. 8 ay boyunca geceli gunduzlu calisip, murat belge'nin yazdigi metine resimleri, haritalari ekleyip, kitabi piyasaya sunulacak hale getirmistir.
  • uzunca süre kitapçılarda etrafında dolanıp kimse bakmazken açıp resimlerine bakıp heves edip, yeterince demlendiğime karar verince de alıp okuduğum lezzetli kitap.
    osmanlı'yla ilgili bir şey okumak istediğimde her seferinde sadece savaşları, sözleşmeleri görmekten bıkmış, bu devletin organları, işleyişi yok mudur, içinde insan değil sadece asker mi yaşamaktadır diye bunalmış bünyemi ferahlatmıştır.
  • murat belge'nin ifadenin has anlamıyla tadından yenmeyecek bu kitabı, osmanlı'nın "klasik" sayılan dönemine kadarını "işliyor". "işliyor", çünkü belge bunu lisans öğrencilerine "ders" ve "kapak" olması için yazdı.

    osmanlı'nın ne derece acayip bir "kurumlaşma"yla örüldüğünü ve aynı derecede yarattığı çok acayip "yüksek kültür"ün çok safi bir yazımını içeriyor kitap.

    türk tarih yazımının handikaplarından olabildiğince azade, bu nedenle olabildiğince tartışan, aktaran, yine tartışan, kesin yargılar vermekten çok "böyle böyle de olabilirmiş" gibi ucu açık bir metin kurmaya özen gösteren bir dile sahip.

    "osmanlı'da kurumlar ve kültür", imparatorluğun tarihi değiştirmiş öyküsünü -yine olabildiğince- iktidardan aşağıya sarkıtmaya çalışarak, topsumsalı da içermeye önem vererek (fakat verili koşulların engellemeleri, kaynak kıtlığı vs nedeniyle yazık ki istenen raddeye de ulaşamayarak) ve sağlam kaynaklara dayandırarak aslında tarih yazımı meşgalesi içindekilere gerçek bir model gibi.

    aslında murat belge, lisans öğrencilerine ders kitabı diye niteleyerek son derece devasa bir mütevazilik yapıyor.

    yaptığı; "lisans ötesi" bir ders verme.

    (yayınevi'nin tertemiz ve özenli basımına da parantez içinde değinmek gerekiyor tabii.)
  • tarihin memur edilmiş "tarihçi"lere bırakılmayacak denli önemli olduğunu (hele ki varlığını tarihi tahrif üzerinden sağlamlaştıran bir memleket için) orta yere serer bu çalışma.

    belge, osmanlı'ya dair verili gerçekler olarak gördüğümüz temel durumlar-olayları yeniden okumaya açıyor. anadolu'nun küçük bir beyliğinden kozmopolit bir imparatorluğa geçişin anlamını türlü hamasi açıklamalardan uzakta vermeye çalışıyor. ne şu anki varlığını anlı şanlı bir geçmişle örmeye çalışanlar gibi osmanlı'ya olmayan değerler biçiyor, ne de türkiye'nin şu anki ahvaline kıl olanların yaptığı gibi osmanlı'yı temelde tu kaka ilan ediyor. yapmaya çalıştığı, osmanlı'yı sadece- içinde olduğu dönemin-coğrafyanın şartlarına göre yorumlamak. yani, belge'nin tarihçiliği, bugünden yola çıkarak bir osmanlı inşası değil, en başından sonlara doğru osmanlı'yı anlamaya çalışmak yönünde.

    ***

    o değil de, bunları biliyor muydunuz?

    * osmanlı padişahları yıldırım bayezid'den sonra evlenmiyorlar.

    bunun nedenine dair rivayetler çeşitli. 1 yoruma göre bayezid'e kadar osmanlı padişahları çevre beylik ve devletlerden kızlarla evlendiklerinde o devlet veya beylikle zorunlu-organik olarak muhabbete geçiyor, bu durum kız tarafı devlet veya beyliğin gücüne güç katıyordu.

    ikinci yorum ise, timur'un (leng) ankara muharebesinde haşamat ettiği bayezid'in karısını esir alarak aşağılayıcı şekilde davranması. bu durumun osmanlı'da şok yarattığı rivayet edilir. ve bundan böyle hiçbir padişah karısının böylesi aşağılayıcı durumlarla karşılaşmaması için, kökten çözüm ilan edilir; evlilik kurumu kaldırılır.

    * belge'ye göre osmanlı'da geçerli olan manada "sanat" icrası hiç olmadı. osmanlı bir sanatçı memleketi değil, zanaatçı cennetiydi. sevgili murat belge, bu durumu osmanlı'yı küçük görmek olarak okumanın da yanlışlığına değinmeden edemiyor. lakin bu çok teferruatlı hadiseyi sonraya bırakıyorum.

    * padişah kadınlarının (resmi nikahlı eşleri demiyoruz dikkat ederseniz) -hemen- hiçbiri türk değil.

    * padişahlar o derece asosyal arkadaşlardır ki, öyle böyle değil. tebdili kıyafet gezmelerinin bir nedeni halkın kendilerini görüp "aa bu ne biçim padişah lan böyle" demelerini engellemek. acayip derecede sokağa az çıkmalarına karşılık bir iktidarın varolduğunu ahaliye duyumsatmak amacıyla sultan'lar halk arasında gezer, kimi zaman yoksullara yardımlar edermiş.

    * padişah kadınlarının hemen hiçbiri (safiye ve hürrem sultan gibi istisnalar dışında) çocuk doğurmuş olsa dahi sarayda tutulmuyor. ya bir sancağa gönderilen oğlunun yanına yollanıyor, yahut hawaii adalarına tatile. şaka len.

    (ekşi sözlük ottoman magazine/laylaylom)
hesabın var mı? giriş yap