• bir sözlük yazarının amcası olurlar (şimdi adını vermeyelim ayıp olmasın)
  • asker donusu vefa lisesinde hademe olarak goreve baslayan bu sahsiyet su an yetmislerinde oldugu icin vefada elli yili devirdigini soyleyebiliriz. emekli olali 25 yili gecmistir. bir donem bas hademelik de yaptiktan sonra cesitli ayak oyunlariyla cay ocagini ele geciren osman amca 30 yildir gorevini surdurmektedir. her sabah 5 gibi okula gelir, cayini demler, aksam 8'den once ciktigi gorulmemistir. aslinda kantine ait bir isletme olmasi gereken cay ocagini yillardir elektrik, su vergi ve kira vermeden isletir ve kimsenin gucu onu ordan cikartmaya yetmez. tesebbus eden mudur ve mufettisler vefanin unlu mezunlariyla muhatap olurlar.
    "la mudur bey", diye makamina girdiginde mudur sadece kizarir bozarir. herseyiyle sembol haline gelmis bu zat 17 agustos depreminden sonra namaza da baslayarak daha mubarek bir insan haline gelmistir. hikayesi boldur denk getirirse hic acimadan saatlerce kafa siker. ellili yillardan baslar eziyete. cay borcunu odemeyen ya da gerilim yaratana cay vermez, vermek zorunda kalirsa da diger demlikten bozuk cay verir. canini sikaan olursa,"beynini sigerim" der sonra da "la kadinlarin yaninda kufur ettireceydin bana nerdeyse" der. 100 kisinin hesabini kafadan tutar size ismarlanmis cayin parasini bir de sizden tahsil eder. herseye ragmen daima temiz ve guzel bir bardak cayi vardir. bir sari oglana kafayi takmistir yillardir:
    -la kemal bey senin yaninda bi sari oglan vardi, nerelerde o?
    -osman amca sen bana kirk yil onceki adami soruyorsun nerden bilirim.
    (bkz: kemal sunal)
  • yıllar sonra ilk defa, mezun olduğum liseye gittiğimde, karşımda elinde çay tepsisi ile görüp,şaşkınlıktan bir süre kendime gelemediğim münevver kişilik. ki henüz bir lise öğrencisi iken o yine aynı yaşlarda ve aynı görünümde idi. insanın onu görünce zaman ile ilgili bütün okumalarını ve bildiklerini tekrar gözden geçiresi geliyor. daha da ilginci beni ve arkadaşlarımı tanıdığını ifade eden kelimeler fısıldadı. allahtan, geçmiş, olası çay borçlarımızın hesabını yapmadı.
  • baş parmağında yumruk büyüklüğündeki şişlik hakkında çeşitli efsaneler anlatılsa da kişiliğine yakışan bir öyküsü vardır o yumrunun. 30-40 yıl evvel bu parmak ağrıyıp şişmeye başladığında tüm doktorlar kansersin sen bu parmağı keselim yoksa ölürsün, demişler ama osman amca inanmamış ve son çare heybeliada'da bir ermeni doktora gitmiş. doktor parmağı kesmek lüzumsuz parmakla birlikte elin bir kısmını da alalım, demiş ve osman amca dellenip kanser falan değilim ben geçmişinizi sikerim bilmiyorsunuz siz, diyerek basmış gitmiş. o hışımla vapura binecekken iskeleden düşmüş ve çırpınarak merdivenlere ulaşarak yüzme bilmemesine rağmen hayatta kalmış.
    sonra şu karara varmış, benim vadem yetseydi allah burda alırdı canımı, boğulmadığıma göre ömrüm var daha. bir daha asla doktora gitmemiş ve yıllar sonra değişen tek şey parmağının boyutları olmuş.
  • gultepede yahya kemal mahallesinde uzun yillar bakkallik yapan amcadir. esinin adida neziye dir. kucucuk bir dukkanlari ufak bir bahceleri vardi. ava gitmeyi cok sever, cocuklara surekli bir seyler ismarlardi. bir kac sene once topraga verdik*. anilarda yasamaya devam ediyor.
  • vefalılar derneğinin girişimleriyle parmağındaki şişlik ameliyatla alınmıştır
  • zamanında öğretmenler kurul toplantısı esnasında çay servisi yaparken, osman amcaya'da şark köşesi yaptık, kilimler, bakır siniler aldık köy evi gibi yaptık yerini, demişti müdür. bari osman amcaya da kaftan giydirelim, bıyık bıraktıralım önerileri gelince en genç öğretmen, şalvar giydirelim osman amcaya, basmadan, allı güllü şalvarlar diktirelim demişti. osman amca klasını bir kere daha sergiledi 60 öğretmen içinde:
    - sıfatını sigerim dandik git kendini alaya al!
    millet kikirdeşti, müdür kızardı bozardı, kahkahasını bastırmaya çalıştı ve uyardı:
    - arkadaşlar takılmayın şu adama abuk subuk konuşuyor sonra.
    - he valla müdür bey nerdeyse kadınların içinde küfür ettireceğidi bana şu dandik!
  • tüylerini diken diken eden cümleler:
    - osman amca bana bir çay ver.
    - osman amca bana da ver.
    - ama açık olsun.
    - osman amca güzel ver tamam mı.
    - kız osman, çıtır çıtırsın allahıma.

    (bkz: hüseyin karakan)
  • 4 yıldır çaylarıı şekersiz içtiğini söyleyen bir öğretmeni katledebilecek hiddette olan bir insandır osman amca. öğretmen* çay ocağına girer ve yüksek sesle hesap yapmaya başlar.
    - günde 5 çaydan senede 150 gün, 4 senede 3000 çay yapar, 3000 çarpı 2 6000 eder, bir kutuda 360 şeker var! osman amca lan sen bana 16 kutu şeker borçlusun. 16 kutuyu da geçiyor ama neyse kefen parana eklersin onu da.
    - abuk subuk konuşma la dandik.
    - osman kazıkladın sen beni. tahsilata başlayalım. sana kolaylık sağlıyorum her ay iki kutu şeker alıcam 8 ayda bitecek borcun. nakit olarak da ödeyebilirsen istersen.
    - ....
    öğretmen masanın altından 2 kuru şeker alır osman amca hiddetlenir. öğretmen direnir, osman amca kutuları çekiştirir. öğretmen osman amcayı silkeler atar. osman amca bıçak çeker. öğretmeni köşeye sıkıştırır.
    - içseydin gotveren, şekerli içseydin sen de, aha şu da 3 şekerli içiyor fazla para mı alıyorum ondan, pıçağı götüne dürtersem aklını alırım senin...

    güç bela sakinleştirilir bıçak elinden alınır.
hesabın var mı? giriş yap