• acınası insan ırkının bir arada durmasını sağlayan bazen zahiri bazen gerçek dış etken.

    sağından solundan sopa ile dürtülmeyince bir arada duramayan, birbirine arkasını dönemeyen iinsanlığa ait garip bir psikolojinin ürünü.
  • yazıya başlamadan önce, winter is coming cümlesi belirdi bir anlığına zihnimde. sonra gerçekten çetin bir kışın geldiğini, insan türün kendi sonunu hazırladığı bir süreç canlanmaya başladı. acaba her birimiz dünya üzerindeki büyük değişimden ne kadar payidar oluyoruz diye. tüm zamanlarda ve tüm mekanlarda kendisi için herzaman bir yaşam alanı oluşturabilen insanoğlu, nasıl oluyor da birbirini yemeden, tüketmeden duramıyor? bu yalnızca bir neslin üzerine yıkılabilecek bir yük olmaktan çok uzun senelerden, ta tarih öncesine kadar uzanan bir süreçten beridir çıkmış durumda. öyleyse neden bizler varlığımızla kendimize yetebiliyor ve daha fazlası için egoist bir tavra bürünmeden yaşamlarımızı sürdürebiliyorken, nasıl oluyor da diğer her şey için vasıfsız, tarifi namümkün bir hüzün duygusuna kapılabiliyoruz? burada eksik olan yine muhakkak insan algısıdır buna bir itirazım yok. yine de diğer faktörleri de kurguya katmamak haksızlık olurdu... ortak alan sorunu bir gün hepimizin sonunu getirmeden önce bir şeyler yapılmalı. belki de şu sıralar insanlığın çektiği sancılar bir annenin doğum sancılarına eşdeğerdir. dünyanın en güzel canlısına yaşam vermek, bir sürü zahmet ve acıyı da beraberinde getiriyor... ortak düşmanın şart olması kaçamayacağımız bir gerçek ise, ve bir ortak düşmanın varlığı tüm insan ailesini yek kuvvet olarak bir araya getirecekse eğer, benim biricik görüşüm bu ortak düşmanın cehalet olması gerektiğidir. yer yüzünden cehalet silinene kadar güneşli havalarla çok ender karşılaşacakmışız gibi hissediyorum...
  • hiç bitmeyecek zannedilen kavgaların inanılmaz bir hızla bitirilmesi için gerekli olan harç bir nevi tutkal...
  • birbiriyle ilgisi olmayan iki insanı birleştirebilen tuhaf bir ortak nokta.

    aynı şeye kızgın olmak insanları yakınlaştırıyor. bazen bozulan arkadaşlıklar bu 'ortak düşman' sayesinde düzelebiliyor mesela.

    psikolojide bir adı vardır bunun kesin. pratikte çok işe yarıyor.
  • (bkz: pkk)
  • ortadan kalkması halinde kurulmuş tüm yapay ve geçici ittifaklar dağılacaktır
  • sahiplerini bir araya getirmesi, yakınlaştırılması gerektiği şeklinde sakat bir mantığa sürükleyebilecek varlıktır. bu mantığa göre hareket eden bir zihin sırf israil filistin'e saldırdı diye birden nazi kesilebilir. aynı şekilde bu zihniyete göre bütün insanları naziler-stalinistler, komünistler-faşistler, sünniler-şiiler, ypg'liler-ışid'çiler vb. diye ikiye ayırmak gerekir. hatta dur bir dakika ben şimdi komünizmden nefret ediyorum, aaa bak adnan hoca da sürekli komünizmi gömüyordu demek ki ben de adnan hocacı oluyorum. hatta adnan hoca homoseksüellere de hep sallıyordu. lan yoksa hepimiz ipne miyiz?

    ciddi olmak gerekirse bu salakça, düz bir mantıktır. iki farklı görüş, üçüncü farklı bir görüşe karşılar diye yakın olmak zorunda değildirler. bugün hdp'lilerin akp'ye muhalif olması kemalistleri sevdikleri anlamına gelmez. bilakis daha çok kemalistlerden nefret ettiklerine adım gibi eminim. en fazla kinlerini bir süre rafa kaldırmışlardır, fakat yarın öbür gün şartlar değişirse yine geçmişte oldukları gibi kinleri de tekrar gün yüzüne çıkar.

    aynı şekilde atsızcılar da kemalizm'e de karşıdır, kemalistleri de sevmezler. fakat bu onları hdp'lilerle yakınlaştırmaz. biri kemalizm'i ırkçılık karşıtı, hümanist ve barışçıl olarak görür; öteki ise tam tersi türk ırkçısı, faşist ve militarist olarak görür.
hesabın var mı? giriş yap