*

  • izlemeden önce az da olsa bir yakın yunan tarihi okuması yapılması hayırlı olacak film. çok etkileyici, ötesinde sarsıcı bir film olsa da; bu hazırlık yapılmadan izlendiğinde, geriye çiçek aşısı izi gibi faydasız ve kalıcı bir "niye yedim bu dayağı acaba" hissiyatı bırakıyor masumane.
  • 75 cannes film eleştirmenleri ödülü ve uluslararasi film eleştirmenleri birliği: "sinema tarihinin en büyük filmlerinden biri" ödülünün yanısıra selanik ve brüksel'den de ödüller almış olan bir filmdir.
  • konusu bir tiyatro kumpanyasının tarihte ve yunanistan'da yaptığı uzun bir yolculuk olan, 1939'dan 1952'ye kadar şehirleri, kasabaları ve köyleri dolaşan oyuncuların, oyun içinde mitos, mitos içinde tarihi yorumlamalarını 230 dakika izlerken gayet dikkat gerektiren bir angelopoulos filmi.
  • belli kısımları iskeçe ve iskeçe pazarında çekilmiş olan film.
    örneğin: http://www.youtube.com/watch?v=gwt7wqrcwbu
  • film festivali vesilesi ile izlediğim, iyi ki sinemada izlemişim dediğim film. başka koşullar altında benim kadar dikkati dağınık olan biri için imkanı olmazmış ki, 4 saat pür dikkat izleyebileyim. bol görüntü, az metin, bol şarkı - türkü var. iç savaş olgusuna yönelik sadece yunanistan ile ilgili değil, genel bir söylemde de bulunuyor, hepsi kanımca çok yerinde, pek muhterem bir film.
  • 1975'te sutherland trophy'yi kazanmış filmdir.

    8. uluslararası istanbul film festivali'nde, 19. uluslararası istanbul film festivali'nde ve 31. uluslararası istanbul film festivali'nde 'kumpanya' adıyla gösterilerek festival takipçilerini mesut bahtiyar etmiş başyapıttır.
  • 1975'te selanik film festivali'nde en iyi film, en iyi yönetmen, en iyi kadın oyuncu, en iyi erkek oyuncu, en iyi sinematografi ve en iyi senaryo ödüllerini toplamış başyapıttır.
  • türkçesi kumpanya olan 1975 yapımı theo angelopoulos epik filmi.

    "bu arada, senin de ilgilendiğin konu olduğu için söz edeyim, küçük bir sinemada enfes bir yunan filmi yakalayıp seyrettim. the travelling players adındaki bu üç saatten uzun süren film gezginci bir tiyatro aracılığıyla, yunanistan'ın üstünden geçen faşizm dalgası -alman işgali, iç savaş ve son askeri dönem- iç içe, birbirine girerek, bambaşka, zaman zaman akıl almaz biçimde sıkıcı, akıl almaz durgunlukta, ama akıl almaz güzel, iç buran ve neredeyse bütün bir tarihi, görüntülerle sergileyen bir biçimde anlatıyor. aklıma hep sen geldin, özellikle tarihle ilgili yazarlığın açısından. çok çarpacaktı film seni de, gerçi filmin sinema açısından eleştirilecek korkunç ilkellikleri var, hani bizim yılmaz'ın* çok daha iyi sinemacı olduğunu düşündürecek kadar, ama bütün içinde bakınca, filmdeki bütün ilkellikler, gereksiz uzatmalar, durgunluklar, hatta melodram havaları, sanki tam bilinçle yapılmış gibi. nitekim bu film bir yerlerde beş on ödül toplamış, yanılmıyorsam." sevgi soysal (attila ilhan'a mektup) (bkz: sevgi soysal yaşasaydı aşık olurdum)
  • sadece avrupa'nın değil, dünyanın en önemli yönetmenlerinden (bkz: theo angelopoulos)'un 1975'te berlin film festivali'nde ilk gösterimini yaptığı ve tarih üçlemesi olarak adlandırdığı filmlerinin kumpanya adıyla türkçeleştirilen 235 dakikalık 2. filmidir.
    epik sinemanın en önemli temsilcilerinden ve uzun plan-sekans ustası olan angelopoulos, bu filmde yunan yakın tarihine ışık tutar. bunlar; metaxas diktatörlüğü, italyanlarla savaş, nazi işgali, sağ ve sol yunan güçleri arasında yaşanan yunan iç savaşı ve yunan politikasına ingiliz ve amerikan müdahaleleridir.
    gezici bir tiyatro kumpanyası, 1939 -1952 yıllarını kapsayacak uzun bir yunanistan turnesine çıkmıştır. uğradıkları her kasaba, köy ve ada’da "çoban kızı gorfo" adlı kırsal oyunu sergilemektedirler.
    gittikleri her yerde oyun bir şekilde, en çok da savaş nedeniyle kesintiye uğrar. fakat kumpanya oyunu sergilemeye devam eder.
    film bir yandan yunan trajedilerinden olan orestes'e gönderme yapar. angelopoulos, dan fainaru tarafından derlenen ve adını taşıyan kitaptaki söyleşisinde orestes'in devrimi temsil ettiğini söyler.
    kumpanya bir direniş öyküsüdür. daha başından kaybedileceği bilinen bir direniş. yönetmen filmin merkezine, önce faşist istilacılara, sonra ordu ile birlikte ingilizlere karşı savaşan komünistleri koymuştur. ütopik sosyalist olduğunu anladığımız angelopoulos, bir söyleşisinde, ülkesindeki demokrasiyi tatsız bulduğunu, dünyanın küçük ya da büyük ütopyalar olduğu zaman ilerlediğini söylemişti.
    ağlayan çayır(the weeping meadow)'da olduğu gibi, sahne geçişleri ve kurgusu ile seyirciyi zorlamasına karşın, film, iyi bir politik sinema örneğidir.
    filmin, angelopoulos hüznüne yakışır muhteşem müzikleri loukianos kilaidonis'e ait.
  • ilk filmi meres tou 36 olan tarih üçlemesinin ikinci filmi. ilk filmin vasat ikinci filmin böyle bir başyapıt olduğu başka üçleme var mıdır emin değilim. film katman katman. öncelikle oradan oraya yunanistan'ı katedip, her gittikleri yerde aynı oyunu oynayan ve merkezinde bir aile olan bir tiyatro kumpanyası var. ondan sonra bu kumpanyayı şehir şehir takip ederken kaçamadığımız, içine düştüğümüz 1939 - 1952 arası yunanistan'da gerçekleşen tarihi olaylar var: yannis metaksas, italyan işgali, nazi işgali, yunanistan'ın kurtuluşu, britanya'nın partizanları fena satıp nazi artıklarıyla kışkırttığı aralık 44 olayları, sonra yunan iç savaşı... bir de, o kumpanyadaki ailenin 1939 - 1952 arasında yaşadıklarının bire bir kopyalandığı mitolojik hikaye var: karısı clytemnestra ve karısının sevgilisi aegisthos tarafından öldürülen, savaştan dönmüş agamemnon; kardeşi electra'nın yardımıyla annesinden ve sevgilisinden babasının intikamını alan orestes...

    bu katman katmanlık yetmiyormuş gibi bir de her zaman doğrusal gitmeyen bir zaman var. bir sahneden, çok sonra bir zamanda geçen başka bir sahneye, oradan geri daha önceki bir zamana atlamalar filmi tam takip edebilmeyi zorlaştırıyor.

    film, yunanistan'daki askeri cunta zamanında çekilmiş ama tamamlandığında *cunta çöküp yerine sivil hükümet gelmiş olmasına rağmen, gelen sivil hükümet de muhafazakar milliyetçi olduğundan filmin avrupa'da yankı uyandırmasının önüne geçmeye çalışmış.
hesabın var mı? giriş yap