• bokun bile gösterge olabileceği farktır.

    bir komşumuzun torunları nefes nefese eve gelmişler bir gün.

    -yavrum noldu , neden kaçtınız?
    -babaanne parkta bir dilenci adam var ondan korktuk.
    -aman siz bokunuzun dumanından bile korkarsınız.
    -babaanne bokun dumanı mı olur?
    -nerden bilesiniz hiç soğukta sıçmadınız ki.

    tabii nesil farkından başka, gelir farkı gibi konular da var.
  • "dedem dindar bir adam değildi, hiç değildi, yunanlı zorba'ya daha yakındı: ye, iç, eğlen*, başka dünya yok, bu çok saçma. babam çok dindar bir adamdı; belki de dedem yüzündendi; tepki, nesil farkı. (...) zorba'yı pek çok sebepten seviyorum; sebeplerden biri, zorba'da dedemi tekrar bulmamdı. yemek yemeyi o kadar çok seviyordu ki, kimseye güvenmezdi, yemeğini kendisi hazırlardı." osho provokatör mistik
  • aynı liseden aynı üniversiteye iki sene farkla giren iki öğrenci karşılaştırılınca, daha sonra giren öğrencinin daha üstün neticelere sahip olduğu görülüyor. daha sonra giren öğrenci iki senelik bir gelişimin faydasıyla bu üstün neticelere sahip olmuş olabilir.

    bir iş yerinde insanların yaşları farklılık gösteriyor ve bu insanlar farklı devrelerin eğitimini almış oluyor. genellikle iş tanımının artması kişideki deneyimin de fazla olmasını gerektiriyor ve bu da eğitimlerinin çoğunlukla daha eski olduğu anlamına geliyor.

    yeni nesil öğrenciler ne kadar daha çok donanımlı olsalar da iş hayatındaki eğitim dönemi ile kendi eğitim dönemleri arasındaki fark kendilerine bir engel doğuruyor. tabi ki iş hayatına atılmış insanlar yeniliklere açık olarak bu farka kendi taraflarından bir köprü inşa ediyorlar ama yeni nesil öğrencilerin de bu durumun farkında olmaları kendilerine düşen bir görev.

    güncel olma şartına bağlı olmayan yetenekler fevkelade önem taşır. mesela okulda en yeni yazılım sürümleriyle çalışan ve karışık bir işlemi parçalara ayırarak çözmeyi adet edinmiş bir öğrenci, bu alışkanlığını gelecekte fabrikada güncellenmesi gereken robotun yazılımını da robotun yapması gereken hareketlere ayırarak bu yeteneğini kullanabilir.
  • baba ila anne'nin, ogul ya da kiz'ini anlayamamasi durumudur. x kusagi, z kusagi geyigine girmeyecegim. bu kusak mevzulari cok inandigim isler degil.

    2 oglum var allah bagislasin. aksama kadar telefon / tablet ellerinde oyun oynuyorlar. bazen onlara katilayim, paylasimimiz olsun diye ne yapiyorsam birakip onlarla konusuyorum. allah sizi inandirsin soyledikleri seylerin yarisini anlayamiyorum. su sira gundemim oyunlar ve oyun terminolojisi. genelde telefon uzerinden online ve multiplayer oyunlar oynuyorlar, oyunu oynarken de konusuyorlar. bi sikim anlamiyorum. babam da beni anlamiyordu, bu kismi cok dert edilecek sey degil sanirim.

    oyun yoksa oyuncak isi basliyor. onu da anlamiyorum. bizim zamanimizda (35 sene once aq ) tahtadan, bilemedin en iyi ihtimalle plastikten oyuncak vardi. simdi envai cesit oyuncak var. onun killisi, bunun tuylusu derken is icinden cikilamaz hal aliyor.

    16 yasindaki yegenime "neden iphone 12 pro tercih edeyim?" diye sordum. bekledigim cevap "3 kamerasi var, a bilmemkac islemcisi var" idi ki bunlara cevabim hazirdi. ama eleman ekran fps sinden girdi, bilmedigim birkac tane daha teknik ozellikden cikti. aklim almadi yeminle.

    canlar, ben teknolojiyi yakindan takip eden, surekli okuyan ve hatta hala xbox oynayan bir adamim. fps nedir, hertz nedir, telefonda hangi ekran nasil tepki verir bilirim. ama 16 yasindaki bir ergenin karsima gecip "lit, bok, pusur" diyerek, cok daha fazla teknik detaya girmesi beni sasirtti vallahi.

    yine cocuklarimin oynadigi oyunlara bakayim dedim. yahu benim genclik yillarimda oynadigim, doom grafikleri tadinda yani commodore grafiginde oyunlar. evde playstation var, xbox var, pc desen var... dedim "neden bu oyunlari oynuyorsunuz", kisa bir sohbet sonrasi etkilesim nedeni ile oldugu kanaatine vardim.

    bu oyunlarda grafik arayuzu, senaryo, oyuncu karakteri gelisimi vs yok. ne var, surekli hareket eden, birseyler toplayarak avatarini gelistirmeye calisan ve bu arada surekli diger oyuncular ile iletisim halinde olma durumu var.

    bunu da gorunce anliyorum ki nesiller arasi iletisim gercekten limitli oluyor. babam beni anlamiyordu, sanirim ben de cocuklarimi anlayamayacagim. torunlari hayal bile edemiyorum.

    basta biraz uzuldum bu duruma. ben babam gibi olmamaliyim dedim kendi kendime. ama sonra dusundum. benim babam iyi bir adamdi. kendi babasina kiyasla cocuklarina karsi muazzam ilgili bir babaydi. ben de ona kiyasla daha ilgiliyim eminim ama bu durumu degistirmiyor. yeni nesiller geliyor ve biz onlari asla anlayamiyoruz. ama sevgi degismeyen tek sey. elimde olan tek unsur sevgi. sanirim anlamaya ya da anlasilmaya calismak yerinde onlari sadece sevmek yeterli olacak...
hesabın var mı? giriş yap