• hindistan'da buyuk olaylar yaratan bir filmdir, srk in unune un katmistir.
  • ancak bu akşam izleyebildiğim film. açılış haftasında londra'da yer bulunamıyordu. 12 şubatta gösterime girmişti.

    filmle ilgili izlenimlerime gelince.

    ---spoiler---

    film otistik bir müslüman hintli adam ile çocuklu bekar hindu bir annenin aşk hikayesinden yola çıkarak, 11 eylül sonrasında müslümanların abd'de maruz kaldıkları kötü muameleyi ve ayrımcılığı anlatıyor.

    rızvan'ın dubaili şeyhler tarafından finanse edildiği anlaşılan hikayesi başlangıçta çok inandırıcı iken, film ilerledikçe yer yer sürreel bir hale bürünüyor.

    örneğin filmin içinde hem 11 eylül var, hem afganistan savaşı var, hem ırak var, hem bush var hem de obama var... rızvan bir sahnede terör planları yapan islamcılarla görülüyor, bir sahnede oğlunu afganistan'da kaybeden aileye yardımcı oluyor, kendi üvey oğlunu ırkçı saldırıda kaybediyor vesaire.

    hatta ve hatta bu filmde katrina kasırgası ve hindistan'da 1983 yılında görülen etnik/dini çatışmalar da var. yani biraz çorba olmuş vaziyette olaylar. özellikle de son 10 yılda dünyanın yaşadığı kafa karışıklığını görebiliyoruz burada. ilginç olan ise bütün bunların bir insanın hayatına sığdırılması...

    üstüne üstlük bir de filmin baş kahramanının vaziyeti nedeniyle otizm ve asperger sendromu üzerine de kafa yormanız gerekiyor. örneğin sarı renge ve keskin / yüksek seslere karşı olan aşırı hassasiyetin yol açtığı tepkiler, mecazları ve benzetmeleri, ifade edilmeyen duyguları algılayamama vesaire.

    dolayısıyla senaryo zaman zaman zorlama bir hal almış ve aşırı şişmiş vaziyette.

    rızvan'ın küçük kardeşi ile onun eşini de sık sık görüyoruz. onlar da birtakım saldırılara maruz kalıyor ve senaryoya yedirilmeye çalışılıyorlar. ama iki karakteri de tam çözemiyoruz filmin başından sonuna.

    rızvan'ın kuaför karısı mandıra ise filmin yarısına kadar hayat dolu ve komik, diğer yarısında ise hayata küsmüş ve öfkeli bir insan.

    senaryonun tüm zorlamalığına rağmen, yine de bazı sahnelerde kendimi tutamayıp hüngür hüngür ağladım... özellikle de başörtüsü saldırısı sonrasında rızvan ve küçük kardeşinin barışma sahnesinde...

    film izleyiciden çok obama'ya verilen mesajla bitiyor. obama gelince bütün sorunlar bitmiş oluyor sanki... kafası karışık ama niyeti güzel olan bir film bu...

    ---spoiler---

    türkiye'de sinemalarda gösterilmeyebilir bu film. ama dvd'sini edinirseniz dizi film niyetine iki üç günde bitirebilirsiniz. bir oturuşta izlemek için çok uzun. üç saatlik bir film bu.

    edit: bu arada film neredeyse tümüyle urduca ve hintçe diyaloglardan oluşuyor ve bu iki dilde ne kadar çok ingilizce kelime olduğunu görüp üzülüyor, ne kadar çok ortak kelimemiz olduğunu görüp seviniyorsunuz. ortak kelimelerimizin en güzelleri ise dünya ve insan bence...
  • imdb'ye oylamaya, yüzdesini düzeltmeye gideceğim film. bollywood'un da asperger filmi var yani. ben xten bu yana bu kadar ağlamamıştım. ama bunda güldüm de.

    --- spoiler ---

    howdy
    --- spoiler ---

    edit: 2.45'lik filmin tamamını hiç uyumadan 80lik genç, tanıdığım ilk uzaylı ile netflixten ingilizce altyazıyla ve simültane tercümemle seyrettik. bizim 80lik doksana gol takmalarıyla meşhur ama "ohoo beyaz saraya gitti o, başkanla görüşecek, kesin" öngörüsünü hayatta beklemezdik. asıl spoiler burası tabi... (ulan kanal 7'nin abuk dizisinde gördük kajol ile khan'ı. aklımıza geldi film. izlemezsek olmazdı tabii. o değil de, asıl nuray hafiftaş'tan geldi aklımıza kajol. nur içinde yatsın)
  • tamam ben ağlak biriyim ama her filmde de ağlamam. ama bu film gözlerimi şişirdi, öyle ki khan mutlu olduğunda bile ağladım. otizm, on bir eylül, islamiyet, cihat, aşk, karşılıksız sevgi ve hoşgörü birleşince şahane bişi olmuş. her konu her açıdan ele alınmış. herkes seyretsin diye çıkıp dışarıya bağırmak istiyorum ya da filmi sabaha kadar deli gibi çoğaltıp herkesin kapısına sıcak ekmek gibi bırakmak , herkesin evine, beynine girsin istiyorum.

    afişi pek anlatamamış filmi afişe aldanmamak gerek. kajol devgan, mandira hatun kişisi rolünde her cinsten canlıyı kendine aşık ediyor.
    otistik bir bireyin önce şefkatli bir anne sevgisi ve sonra tutkulu bir sevgili ile neler yapabileceği, sevginin her dinde aynı anlama geldiği yönetmenin ve benim ortak görüşlerimizinden sadece biri.
  • izlerken uzuntuden kalbimin agrimasina sebep olmus film. film, icindeki aciyi hissettirmeyi basarmis basarili bir film. yerine gore gulduren ve aglatan bir film. benim amerika'da yasamam ve asperger sendromlu ogrencilere sahip olmam, bendeki acisini biraz daha artirdi ancak diger izleyenlerde de benzer etkiler yaptigini gozlemledim. olmazsa olmaz bir film olmamasina ragmen izlenmesini siddetle tavsiye edecegim filmler arasina girmeyi basarmistir.

    --- spoiler ---

    this is my son "sam". he wasn't a terrorist either.

    --- spoiler ---
  • ilk ba$larda, oldukca kaliteli bir formatla ba$layan film. daha sonra nasil oluyorsa "lan! sen bollywood'sun. buyuk du$un" diye gereksiz bir gaz verilip, bollywood baharatlari serpi$tirilmeye ba$laniyor. senaryo yazilirken, sonlara dogru, muhtemelen senaryoyu okuyan bir senarist kankasi "abi, forrest gump diye bir film seyrettim. super!" demi$. ba$lardaki formati devam ettirebilse mukemmel otesi bir film olacakken, oldukca guzel film ibaresiyle yetinmek zorunda.
  • film gerçekten manalı ve doğru bilgiler aktarmış.günümüz meselelerini çok güzel açıklamış.
  • hüngür hüngür ağlatan film. evet öyle. burun direği denir ya hani, sızım sızım sızlar o direk. öyle 2-3 defa sızladı işte. aslında ağlatmayacak gibi gidiyordu uzun da bir film. ama sesli sesli ağlattı işte. sanırım ben filmin içindekilerden çok insanlığa ağladım. saflığın güzelliğine ağladım. filmin konusu ve vurgusu değildi ağlatan. gün geçtikçe daha bencil, daha kurnaz, daha ikiyüzlü insanları gördükçe ve dilinden abartılı ve övgü dolu sözler çıkaran ama iş pratiğe geldiğinde facebook'tan başsağlığı dileyen ya da kötü günde buhar olup uçan kendini de en yakın arkadaş dost sıfatı ile var eden insanlara öfke yüzünden ağlatan film oldu belki de.

    filme dönecek olursak;

    --- spoiler ---

    ya iyi bir insanızdır, ya da kötü bir insanızdır. din kriter değildir, insanlık kriterdir vurgusu ile 11 eylül saldırılarını baz alarak ayrımcılığı anlatıyor. terörün dini olmaz nefret tehlikelidir temasını asperger sendromu olan baş kahramanımız rızvan khan ile daha doğrusu onun saflığı ve masumiyeti ile veriyor.

    film çekimleri ile ilgili enteresan bir bilgi ise yönetmen karan johar, los angeles'daki camilerde çekim için izin alamamış. yani orada cami bulamamış bunun üzerine mumbai'de bir camide 2 günde çekimi tamamlamış.

    --- spoiler ---
  • bazı altyazı bombacıları sayesinde, özellikle filmin ikinci yarısı diyebileceğimiz yerden sonra sık sık gürcistan' ın amerika sınırları içerisinde gösterildiğini gördüğümüz filmdir. hüzünlendirir.
  • kendinizi bir çok sahnesinde gülerken ağlar halde bulabileceğiniz film. hayatımda ilk defa bir film sayesinde bunu yaşadım.

    --- spoiler ---

    georgia'daki kilise sahnesinden sonra kayış koptu.

    - we shall overcome.

    ondan sonraki hallerimi bir ben bir de allah biliyor. detay vermeyeceğim.

    --- spoiler ---

    bütün önyargıların bir kenara bırakılarak izlenmesi gereken bir yapım.
hesabın var mı? giriş yap