*

  • alelade bir kemal sunal filminden farkı hollywood ve harcanan kaynak olan sabun köpüğü.
  • filmdeki rutini hatta bi anlamda sıkıcılığı kıran bi çok noktanın olması başarısızlığını engellemese de olur öle dedim.adam sandlera cuk oturmuş karakter ama winona rydera hiç olmamış gibi..kısa siyah saçlarla sevdiimiz winona gölge sarısı saç yakışmamış.onun yerine başka biri olsaydı bişi farketmezdi hatta daa ii bile olabilirdi.film boyunca kulağa çarpan sweetest thing olsun go to town olsun oldukça ii seçimler.
    özellikle ayak fetişisti uşak ve kedilere deli gibi güldüğümü söyleip eklemek isterim ki gülelim biraz laylay die düşünülüosa izlenebilicek bi film.
  • boş bakışlarla izlenilen ve herzamanki "parayla mutluluk olmaz" dersini bir kez daha veren filmlerden sadece bir tanesi.
  • "anger management indiriyorum" diye sevinirken hayatımda ilk kez "kazaadan yanlış dosya gelir mi acaba?" endişesiyle açtığım (niye bilmiyorum içime doğmuş) dosyanın içinden çıkan film.

    ha inat ettim izledim, hakikaten de çarıklı milyoner'in hollywood versionu olmuş. gerçekten "öldürülecek" vaktiniz, keçiboynuzu misali iki damla gülmek için harcayabilecek 1.5 saatiniz varsa izleyebilirsiniz. yoksa yazıktır.

    everest tepesine tırmanmakta ısrar edip tepeye sarılmış şekilde donarak ölen "blake media" sahibi preston blake'in (harve presnell) bilinen hiç bir akrabası yoktur, dolayısıyla araştırmaya girişilir, mandrake falls kasabasında bir pizzacı işletmekte olan 'longfellow deeds'in (adam sandler) bunun uzaktan yeğeni olduğu anlaşılır, gidilir kendisine durum açıklanır, deeds new york (böyükşeer) a getirilir ve olaylar gelişir.

    standard olarak deeds kendisiyle ilgili bilgi toplamak isteyen undercover gazeteci kıza aşık olur, sonra tam da gazeteci kız ona aşık olduğunda onun gazeteci kız olduğu ortaya çıkar bla bla..

    açıkça söylemek gerekirse filmin büyük kısmında deeds'in ilyas salmandan tek farkı, daha küçük bir burnu olması idi. bakışları bile aynıydı öyle söyleyeyim.

    ha ama mükemmel karakterler yok mu filmde? var. misal evin uşağı emilio lopez (john turturro) var, şirket ortağı cecil anderson (erick avari) var filan.

    öncülleri ve ardıllarıyla bakıldığında çok kötü bir film olsa da, başka bişey düşünmeden "cheesy bişeyler seyredeyim" fikri ile izlendiğinde en azından kafa boşaltan bir film.
  • bana hayvanlar gibi kahkaha attirmis komedi filmi. son zamanlarda izledigim komedi adi altinda'daki rezalet filmlerden sonra ilac gibi geldi, deva gibi geldi. adam sandler insani da ne kadar guzel rol yapiyormus yaw. filmin iki uc yerinde dondan duser gibi ortaya cikan steve buscemi (sen cok yasa e mi steve) ise her sahnesinde ve repliginde altima sictirmistir. haa melankolik kadin rollerinin degismez oyuncusu winona ryder rolune hic oturmamis tabi ki. ne isin var winona ryder senin boyle komedi filminde? ama barda tek basina bir seyler icerken, tek sahnede de olsa gercek winona'yi koymadi mi ortaya evet koydu. hatta o kadar seksi'ydi ki o sahnede arkasindan sinsice, usulca yaklasip kulagini vjjp diye yalama hayali kurdum evet kurdum oh bebek.
  • çok sinsiyimdir efendim repliğiyle mide kasılmalarını başlatan john turturro nun yaran, kült bir uşak karakterine büründüğü, vasat film..
  • şu an izlemekte olduğum, henüz yarım saat olmasına rağmen gülmekten kırıp geçiren sahneler gördüğüm ve dayanamayıp buraya yazmak istediğim harika film... (bkz: çok yalnızım be sözlük)
  • kemal sunal filmlerinde gulmekten bogulan bir babaya sahip oldugum icin, ilk altı dakikasında "baaabaaa kalk superr bi film aldım, gel nolur izle" baskılarımla, babamı yanıma oturtup, birlikte izlediğimiz filmdir. o kadar gevrek kahkahalar attık ki annem bile "ne gülüyorsunuz baba kız" diye izlemeye geldi, boyle de guzel, insanı nese dolduran bir filmdir. her sey bir yana adam sandler 'a ayrı hayranım.

    --- spoiler ---
    corvette
    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap