• aynı zamanda ankara gölgede de aşk ile meşk eden, pek leziz bir grup.
  • cumartesileri biberon'da çıkan, popüler şarkılardan oluşan repertuarları sayesinde herkesi coşturma kapasitesine sahip grup. basçısı hiperaktifmiş diye duydum. çok cici bi solisti var, güzel söylüyor, hoş da bi hatun aynı zamanda.
  • (bkz: mind trick)
  • işten çıktıktan sonra "şu kafamı bir boşaltayım şöyle lütfen allahım," diyerek seyrine gidip, eş dost görüp de şenlenip, dinleyip de gülüştüğümüz bir nadide ankara rock grubudur.
  • release tarihine 3 hafta kala full album promosuna cengaver bir isveç hubından zorlukla da olsa ulaşılabilen son disarmonia mundi albümü..2006 yılının en çok merak ettiğim albümü..şimdiden sabırsızlanıyorum...
  • sonunda disarmonia mundinin 3.stüdyo albümü olan mind tricks promosuna kavuştuk ve büyük özlem büyük merak sona erdi..ilk albümleri nebularium ile mükemmel bir çıkış yapan,uzun zamandır hasretini çektiğimiz bir orjinalliği bize sunan dm,bjorn strid odaklı fragments of d–generation ile orjinalliğin kaybetmeye doğru yol alarak bir soilwork kolonisi haline dönme yolunda bir adım zaten atmıştı..fakat nebularium albümü ile değil de fragments of d-generation ile kendilerini tanıma şansı bulmamız yine de iyimser olmamız gerektiğini her daim hissetirebiliyordu..her ne kadar soilwork ü ve bjorn strid i çok sevsem de fragments içerdiği parçalar ile benim de içersine dahil olduğum birçok kişiye “işte soilwork albümlerinde eksik bulduğum yönleri tamamlayan bir albüm” sözlerini söyletmiş ve sonuç olarak yine de bizi sevindirmiş bir albümdü..fakat bu noktada dm fanları tam olarak ikiye ayrılmış,daha azınlık bir kesim nebularium tabanlı bir dm yi fragmentsa tercih ederken(ki ben hala daha bu grubun içersindeyim) bir kesim ise favori albümleri olarak fragments i gösteriyor ve grubun bu yolda ilerlemesinde bir sakınca görmüyordu...

    üçüncü albüm kayıtları başlamadan grup bu albümde de bjorn strid in olacağını açıklamıştı,kayıtlar bitti ve albüm yakında piyasaya çıkacak..ilk dinleyişte * albüm scar symmetry nin ilk halleri ile soilwork un son hallerinin karışımı gibi duruyor..tekrar bir şans veriyoruz ve köklü bir fikir değişikliği elde edemiyoruz..mind tricks pek de bir disarmonia mundi albümü gibi durmuyor bence...

    mindtricks,nihilistic overdrive,parting ways(özellikle),liquid wings ve biraz da last breed ilk etapta göze batan parçalar..sonuna eklenmiş pantera cover ı mouth for war bir cover olarak yine oldukça başarılı..biraz daha derine inersek ettore rigotti vokal olarak gruba bjorn den dahi daha çok uyumluyken,neden hala bjorn le inat ettiklerini sadece biraz daha piyasaya açılma sebebi olarak açıklayabiliyorum..emeklerinin karşılığını almak isteyen ve başarılı bir grup söz konusu olduğu için bunu anlayışla karşılamktan başka birşey gelmez sanırım elimden..albüm genel anlamda her ne kadar başarılı olsa da beklentilerimin altında şimdilik..ciddi ve başarılı bir grup olduğunu bildiğimiz için daha nice seferler dinlemek gerekecek,bu bir gerçek...

    ama değinmeden edemeyecem:

    bu albumu özetlemek gerekirse:
    mind tricks = (stabbing the drama + symmetric in design) / 2

    hatta hatta albümde öyle anlar oluyordu ki bir an şunu duyacağım diye çok korktum:
    you are listening to the soilwork’s forth coming album stabbing the drama...

    keyifli dinlemeler...
  • bir insan hangi durumda, hangi şartlar altında, nebularium'da yaptığı insanüstü müziği bırakıp da, sonunda mind tricks'te sonlanacak bir müzikal yola girebilir? nasıl bir "yeteneği boşa harcama" durumudur ki bu; blue lake gibi bir melodik şaheser, bir "farklılık" çıkartan o beyin, o parmaklar, aynı anda venom leech and the hands of rain gibi sıradan, "herkesin yaptığı gibi" şarkılar besteleyebilir. burning cells gibi mükemmel, hızlı, teknik, etkileyici, kurşun gibi bir parçayı çalan eller, aynı konserde bir sonraki parça olarak nasıl process of annihilation çalar. nasıl bir geçiş, nasıl bir değişimdir bu? bunu değişimle anlatmak "hıı anladım, değişim" şeklinde karşılamak da nasıl bir budalalıktır. eğer buna müzikte gelişim, değişim deniliyorsa, bu ya "sıradanlığa övgü"'dür, ya da "müzikte yeteneğin ikinci plana atılması"'dır. başka anlatacak da pek bir kelime bulamıyorum.

    "our life is sometimes a story, set in a game level, we never leave until the will dies"

    kolay değil daha ilk albümden (nebularium), into d.m. ile başlayıp awakening ile biten, kusursuz, eksiksiz, melodik, hızlı, gaz, duygulu etkileyici bir başyapıtı yazan ellerin mind tricks gibi diğer tüm melodik death metal gruplarının yaptığı sıradan, derinliği olmayan bir albümü "disarmonia mundi" adı altında piyasaya sürmesini izlemek. nebularium'daki mükemmel melodileri hayatımın melodileri yaptım ben, sözleriyle uykuya daldım, kimsenin yükleyemeyeceği anlamlar yükledim. bir dakika bile kopamadım bu albümden, dinlemeye başladığımda bir saniye bile kulağımı ayırmadım, başka hiç bir şeyle ilgilenmedim. "ilerde yapmak isteyeceğim bir müzik varsa, o da nebularium'daki müziktir" dedim her zaman kendime. hem teknik ve hızlı olsun burning cells'teki gibi; hem bass gitar arka planda kaybolmasın demiurgo gibi; hem derine insin, insanın içini parçalasın blue lake'teki gibi, hem akustik kısımları olsun, tempo değişiklikleri olsun tüm albümdeki gibi, hem unutulmaz melodilere & sololara sahip olsun mechanichell'deki gibi dedim. bu albüm hakkında daha bir sürü cümle kurdum. bir grubun doğmasını, büyümesini ve ölmesini izledim. bir grubun "farklılıktaki mükemmellikten", "sıradanlıktaki iğrençliğe" doğru albüm albüm nasıl yol aldığına tanıklık ettim. her şarkısıyla ayrı ayrı bağ kurduğum grubun, adamın, bir gün gelip hem kendi müziğine hem de hayranlarına nasıl ihanet ettiğinin birebir tanığı oldum, yaşadım. ne için? para için mi? popularite için mi? daha fazla satmak için mi? yoksa yeni şeyler denemek için mi? bunların hepsi, veya hiç biri. nasıl olduğu hiç umrumda değil. tek bildiğim, bu iğrenç değişimden dolayı, bu müziği sevdiğim sürece ettore rigotti'yi affetmeyeceğim.
    ne kadar da çok şey söylemek istiyorum, ama yazmakta ne kadar da acizim.
  • disarmonia mundi'nin nebularium'daki sounddan tamamen uzaklaştığı albümdür, ancak gene de içinde güzel şarkılar barındıran bence hoş bir albümdür mind tricks. fragments of d generation'a nazaran biraz daha melodik, çift gitar hadiseleri daha bir ön planda, ayrıca daha önce kullanılmayan "birbiriyle atışan çift brutal vokal"* de kullanılmış, bence güzel olmuş, dinlenebilir bir albüm.
hesabın var mı? giriş yap