• eos (şafak) ile tithonos’un oğlu habeşlilerin kralı troia muharebesinde yunanlılarla savaşırken akhilleus ile karşılaştı. bu iki güçlü kahraman çarpışırken her ikisinin de birer tanrıça olan anneleri meraklandılar. acele zeus’a koştular. şafak tanrıçası, akhilleus tarafından öldürülen oğlunun ölümsüzlüğünü temin etti. onun için döktüğü gözyaşlarından her sabah çiy taneleri oluşmaktadır. bir rivayete göre memnon’un mezarı, aesepous (gönen çayı) denize döküldüğü yerdedir.
  • priam'ın yanında savaşan ethiopia kralı. yazılı edebiyata konu olmuş ilk zenci.
  • forgotten realms'ta calimshan'da bir şehir. ismini zamanda calim'le savaşmış ifrit lordu memnon'dan alır. memnon daha sonra elven high magic ile calim desert'ın kumlarına hapsedilmiştir
  • bir ordunun başına geçerek yunanlılar tarafından kuşatılan truva'ya yardıma gitti. akhilleus tarafından öldürüldü. annesi eos'un üzüntüsünden her sabah ağladığı, bu gözyaşlarının da çiğ haline geldiği söylenirdi. roma imparatorluğu zamanında teb'de iki büyük 3. amenofis heykelinden birinin onu canlandırdığı sanılıyor. bu dev heykelin üst yarısı milattan önce 27 depreminde yıkıldı. heykelin kırık yerinden gün doğarken ahenkli sesler filan çıkıyordu.

    bu memnon'un annesine mucizevi bir selamı olarak algılandı ve seslerin şiddetine veya yokluğuna bakarak gaipten haber verilmeye başlandı. oysa bu seslerin nedeni tamamen güneşle ilgiliydi. çünkü: ilk güneş ışınlarının etkisiyle çatlaklardan bir takım çıtırtılar, ses veren titreşimler meydana geliyordu. kaldı ki heykel restore edilince bu sesler de kaybolup gitti.
  • kendisi olabilmek zor, onun fata'yla (kader tanrıçaları'yla) olan ilişkisi çerçevesinde benzer hybris'lere düşüp aynı darboğazda darlanmamak elde değil. efendim adamımız gençliğin ve gençlik arzularının beslediği had bilmez cüretkarlığın sembolüymüş kimilerine göre, bu durum gereğince yaşamdaki en büyük acımalardan olan "vakitsiz ölüm" (sanki ölümün vakitle nakitlendirildiği herhangi bir örnek varmışçasına) memnon adıyla anılırmış.

    ister makokosmos ister mikrokosmos açısından durumu ele alın, ölümün kendisi bir kere bir hiçlikte gezinir, attila ilhan üstadımızın deyimiyle elektriklerin kesilmesi gibi bir şeyse ölüm ve an gelirse, galaksiler arasında herhangi bir galakside, o galaksinin herhangi bir gezegeninde, herhangi bir gezegenin herhangi bir bölümünde küçücük tivisine sıkışmış "moron" önadlı yığınların ancak ve ancak tivilere haber olabilecek olan ölümleriyle, vakitsiz atılganlıklarından ötürü vakitsiz ölüme gidenlerin, achilles'in sağ eline kellesini teslim edenlerin yitip gitmeleri arasında zeus bir fark görmüş olacak ki, böylesi bir ölümün esas oğlanı memnon'un cenazesine kuşlar göndermiş, bu kuşlar ağıtlar yakmışlar, onun yitişinin insanlarda uyandırdığı acıma duygusunu baki kılmışlar, bu da başta belirttiğim gibi yeryüzünün gördüğü en büyük merhamet sebebidir, ya da öyle diyorlar.

    belki de daha acısı da var, henüz homeros'un göremediği, henüz zeus'un şereflendiremediği. o da bilmemne bölgesine ait yeni nesil gençlerin bambaşka bir coğrafyada kellelerini hiç de fortissimus olmayan aksine hissizlikleriyle, barbarlıklarıyla ve az gelişmişlikleriyle ünlü, dağ teröristlerinin mayınlarına teslim ederken fortissimus achilles'in bile içi sızlayabilir, memnon'un da, hatta zeus'un da. tek avuntu galaksilerin ve gezegenlerin arasında zaten kaybolmuş bir durumda olduğumuz olabilir, olmayabilir.

    http://www.mlahanas.de/…ages/memnonkraterboston.jpg
  • (bkz: emathion)
  • "memnon, çiçeği burnunda bir kral çocuğuydu aurora ile mısır kralının oğlu. bir başkasının haklı davası uğruna gözüpek bir heyecanla kendini bir kavganın içine atmıştı bu çocuk ve kendinden çok güçlü bir rakiple giriştiği göğüs göğüse dövüşte, troya duvarlarının dibinde, can vermişti." herman melville - pierre ya da belirsizlikler
hesabın var mı? giriş yap