• ikinci dünya savaşı'nda almanların safında çarpışmış kırım türkleri'nden oluşan alaydır.

    ayrıntılı bilgi için;
    "türkiye'de olanbitenleri hatırlayan, bilen kalmadı 'mavi alay'ı. devletin 'derin' arşivinde onlarla ilgili bilgiler var kuşkusuz; ancak, ankara suçluluk duygusuyla unutulmasını istiyor 1945 faciasının. ..." http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=95642

    makalede bahsedilen faciayı kısaca özetlemek gerekirse;

    ankara hükümetinin cesaretlendirmesi ile kırım'lı türkler ikinci dünya savaşı'nda faşist almanya'nın yanında yer almış, fiili olarak savaşmış ve almanya yararına casusluk yapmışlardı. faşist almanya'nın başarısızlık göstermesi üzerine rus topraklarından kaçan kırım türkleri alman ordularının daha hâkim göründüğü avusturya'ya göç ettirildi. rusya tarafından vatan haini ilan edilen kırım türkleri, faşist alman'yanın çöküşü üzerine ingilizlere esir düşmüştü. rus hükümetinin baskısı sonucu ingilizler elindeki türk esirleri ruslara teslim ettiler. dönemin ulaşım sorunları nedeni ile esirlerin nakli türkiye üzerinden tren ile gerçekleşti. türk hükümeti trenin türk topraklarından, türk subaylarının gözetimi altında, hiçbir engelle karşılaşmadan * * rusya'ya ulaşmasını başarı ile sağladı. trendeki esirler türkiye tarafından tayin edilmiş komisyon üyelerinin gözü önünde kurşuna dizildi *. infaz öncesinde de binlerce türk başlarına geleceklerinin korkusu ile intahar etmiş *, tren yolculuğu sırasında da türk askerine kendilerini öldürmeleri için yalvarmıştı.
  • zülfü livaneli'nin son romanı serenad'da işlenmiş, tüyler ürperten bir trajedi. ankara hükümetinin telkiniyle saf değiştiren ve ruslar yerine naziler’in yanında yer alan kırım türkler’ine mavi alay denir. bir süre sonra işler değişip, almanlar geri çekilince türk hükümeti onları sahipsiz bırakır. yerlerinden, yurtlarından olurlar. birçoğu kendini drau nehri’ne atarak intihar eder, kalanı da sovyet sınırını geçer geçmez kurşuna dizilir.
    konuyla ilgili olarak şöyle diyor livaneli: 'devletler işledikleri suçları kapatır. onların görevi kapatmak, biz sanatçıların görevi ise açmaktır. şu ortaya çıkıyor, türk hükümetleri zulüm yapmış ama bu zulmü hep gayri müslimlere yapılan bir zulüm olarak algılamamak lazım, kendi canından, kendi kanından insanlara da yapmış. bu hikâyeyi ben de birtakım gazete makalelerinden, kitaplardan öğrendim ve üzerine gittim. orada da inanılmaz bir tarih ve trajedi var. türkiye kadar milliyet kökeniyle yürümesi mümkün olmayan başka bir ülke yoktur. amerika’dan bile daha kozmopolit bir yaşam vardır bu ülkede. eğer ırka, dine ve kökene götürürseniz işi ülkede birlik kalmaz. ben 301. maddeye karşı bu yüzden çok muhalefet ettim. çünkü türk kimliğinin aşağılanması, aşağılanmaması gibi bir mesele koymak bölücülüktür. '
  • türkiye'nin destek çıkmaması sonucu 2 bin kişi kalan mavi alayın kızılcık nehri'ne atlayarak intihar etmesi ile sonuçlanmış insanın içini titreten sondur. resmi olarak hiç yerde kayıtlarına ulaşılamamaktadır. zülfü livaneli'nin serenad isimli romanında yahudiler ile beraber mavi alay'da anlatılmaktadır. ayrıca yakın zamanda izlediğim kırımlı isimli filmde mavi alayı anlatmaktadır.
  • (bkz: serenad okuyup başlığa gelenler)
    bize anlatilmayan koca bir tarih olduğunu anlamamizi sağlayan çok acı bir olay.
  • en acısı da mavi alay'da yer alan kırım türklerinin ruslara tesliminin türk toprakları üzerinden yapılmasidir.

    trendeki kırım türklerinin, türk askerlerine " bizi ruslara vermeyin siz öldürün" demesi yürekleri dağlayan cinsten.

    türk tarihinde kara bir lekedir.

    yukarıdaki entrylerde olay detaylıca paylaşılmış tekrar yazmaya lüzum görmedim.
  • zülfü livanelinin serenadında bu olay ile ilgili kısmı okuduktan sonra ilgimi çeken ama bununla ilgili bir kitap bulamadığım hadise.
    bilgisi, ilgisi, hevesi, merakı olan varsa, yeşillendirmesi dileğiyle.
  • çok ilginç bir şekilde hakkında yeterli bilgi ve araştırmanın bulunmadığı tarihi olay. bir çok insan benim gibi zülfü livaneli nin serenad romanından öğreniyor. aynı dönemdeki benzer bir trajedi olan boraltan köprüsüolayı için tarihsel olarak daha fazla materyal mevcut.

    karşı görüş olarak yeniçağ gazetesi yazarı cazim gürbüzün köşe yazısı olarak (link) boraltan köprüsü olayı gibi bu olayın da gerçek olmadığı kurgu olduğu belirtmiş. ancak yazıda "o sınırdan sscb'ye teslim edilen kırım türk'ü de yoktur. teslim edilenlerin tamamı, çoğunluğu azerbaycanlı olmak üzere kafkas türkleridirler" diyerek aslında roman için kurgu suçlaması yaptığı olayın aslında gerçekleştiğini de belirtiyor.
  • türkiye cumhuriyeti tarihinin en korkunç olayı. bize yine mustafa kemal paşa'yı saygı ve özlemle hatırlatmıştır. keşke ölümünden sonra ülkemize onun baktığının yarısı kadar iyi bakabilseydik. onun barışçıl politikalarına uyabilseydik.
hesabın var mı? giriş yap