• 22 haziran 1941 günü başlayan barbarossa harekatı führer'in sovyetler için söylediği " biz sadece kapıyı tekmeleyeceğiz ve tüm çürük bina yıkılacak " sözünü doğrular şekilde gelişmekteydi. kızıl bolşevik terörüne milyonlarca kurban veren ukraynalılar, baltık ulusları ve daha onlarca halk wehrmacht birliklerini çiçeklerle karşılamaktaydı. ancak nkvd makineli tüfekleriyle birarada tutulabilen kızıl ordunun yüzbinlerce askeri ilk fırsatta ya firar ediyor ya da subaylarını öldürerek teslim oluyorlardı. 1941 kışı geldiğinde wehrmacht'ın elindeki sovyet savaş esiri sayısı iki milyonu geçmişti. bolşeviklere karşı ölümcül nefret duyan onbinler kısa süre içinde reich'ın mücadelesine destek vermek için gönüllü oldu. ilk başlarda sadece "hilfswillige" (gönüllü) adıyla rastgele alman birlikleri arasına serpiştirilen bu askerler gerek sayı gerek etnik çeşitlilik yönünden öyle çoğaldılar ki müstakil birlikler halinde örgütlenmeleri zaruri oldu. sovyet gönüllüleri arasında sayıca en fazla olanlar kızıl vahşete en çok maruz kalmış olan turkistan türkleriydiler. gerek himmler gerek führer türklere özel bir önem vermekteydiler; bu nedenle türk gönüllüler nizami ordu yönetiminde değil seçkin waffen ss yönetiminde örgütlendiler. savaş sona erdiği sırada etnik türkler ss içindeki yabancı gönüllüler içinde 40.000 personel ile ikinci sıradaydılar. işte bu türklerden kurulan birliklerin en ünlüsü "osttürkischer waffenverband der ss" diye isimlendirilen, türkistan lejyonu'dur.

    alman kontrolündeki yugoslavya'da, müslüman-boşnak ağırlıklı, “13. waffen-gebirgs-division der ss handschar” birliğinde olduğu gibi, ingilizler tarafından sürgüne yollanmış olan kudüs müftüsü (bkz: gross mufti) hacı amil el-hüseyin'in manevi önderliğinde kurulan bu birlik ilk kez 1942 ilkbaharında 162. wehrmacht piyade tümenine bağlı olarak ortaya çıkmıştır. ancak birliğin ss bünyesinde bir savaş gücü haline dönüşmeye başlaması için kasım 1943 tarihini beklemek gerekmiştir.

    söz konusu birlik üç taburdan oluşmaktaydı (450. 480. ve i/94. taburlar). her ne kadar adı, “tümen” olarak belirtilmişse de, aslında, tsk ölçülerine göre, alay seviyesindedir. birliğin ilk komutanı, ss yarbayı andreas meyer’dir (ocak 1944 - mart 1944). daha sonraları, alman asıllı yüzbaşı ve yedek subay binbaşılar tarafından idare edilen birliğin, 1944 ekim ayı ile 1944 aralık ayı arasındaki komutanı, ss albayı harun reşit isimli türk asıllı bir subaydır. bu kişinin 1.dünya savaşı sırasında eğitim için geldiği almanya’da kalan ve 2. dünya savaşına ss saflarında katılan bir türk olduğu biliniyor. ancak “harun reşit”, bu türk asıllı kişinin sonradan aldığı takma bir isim de olabilir.

    1944 yılı başında kuruluşu tamamlanan birliğin ilk görevi, 1944 yılının şubat ayında, beyaz rusya'ya gönderilerek, cephe gerisinde sabotaj faaliyetlerinde bulunan sovyet partizanlarına karşı, “anti-partizan” yöntemler ile mücadele etmek olmuştur ( ilk olarak, 28 mart 1944’de, minsk yakınlarında, “yuratishki” de partizanlara karşı operasyon yapmıştır.). benzer bir görev ile daha sonra polonya'ya gönderilen (haziran 1944) birlik burada da yine partizanlar ve polonya ordusu ( cephe gerisinde faaliyet gösteren, 1939'da dağılmış olan polonya ordusu'ndan geriye kalan askerlerin oluşturduğu, 'polish home army' isimli kuruluş.) ile mücadele etmiştir.

    1944 yılının sonuna doğru slovakya'ya gönderilen birlik, burada da, partizanlara karşı operasyonlarda bulunmuştur. aynı yılın aralık ayında “waffen-gebirgs-brigade der ss (tatar nr. 1)” isimli kırım tatarlarından oluşan başka bir birlik ile birleştirilmiştir. kurulduğu 1944 yılı başında, 3000 kişi civarında olan personel sayısı, 1945 yılının mayıs ayında, 8500 kişiye ulaşmıştır.1945 şubatında avusturya'ya gönderilen birlik, aynı yılın mayıs başında müttefik güçlere teslim olmuştur.

    kuzey italya'da, esir kampında tutulan bu askerlerden bir kısmı (sovyet yurttaşı olanlar), sovyetler birliği'ne iade edilmiş ve büyük bir olasılık ile bunların tamamı idam edilmiştir. bir kısmının türkiye'ye geldiği bilinmekte, bir kısmı ise savaş sonrası izini kaybettirmiştir.

    bolşevizme karşı verilen büyük mücadelede yer alan bu kahraman askerlerin tek istedikleri atayurtlarını kızıl zulümden kurtarmaktı. bunun için de canla başla savaştılar. 162. tümen'e bağlıyken katıldıkları stalingrad savaşı sırasında gösterdikleri kahramanlıklar sonucu lejyon üyelerinin bir çoğu 1. sınıf demir haç madalyası kazanmıştı. ne yazık ki o yıllarda dünya türklüğünün tek bağımsız temsilcisi olma iddiasında bulunan türkiye cumhuriyetinin korkak ve ilkesiz yöneticileri bu yiğit insanlara sahip çıkmayarak çoğunun korkunç işkencelerle ölmesine göz yumdu. ancak hatıraları istiklali-i tam aşığı türk gençlerinin hafızasında yerini sonsuza dek almıştır. hepsinin ruhu şad olsun...

    not: bu yazının informatif bilgi içeriği, "can macit" rumuzlu bir yazarın yazısından alınmıştır.
  • ikinci dünya savaşı'ndan sonra kırım, azeri türklerinin ve kafkasya'daki türklerin sibirya'ya zorunlu sürgüne gönderilmesinin mazereti olmuştur bu lejyon.

    "bunlar bizi her an arkadan vurabilir" diyen sovyet yönetimi genç yaşlı çoluk çocuk kadın erkek bu yüzbinlerce insanın büyük çoğunluğunun açlık ve sefaletten ölümüne sebep olmuştur.

    türkiye insanı her ne kadar "nataşa" peşinde koşsa da sovyetlerdeki türk cumhuriyetlerinin bi kısmı hala ruslara sulp yönünden mesafeli durmaktadır.
  • turkiye yi almanya ile muttefik yapmak icin hitler in kucuk planlarindan biri dahadir bu lejyon. ayrica almanlarin savas zamani buyuk sevgi ve saygilarini da kazanmislardir. hatta beraber calistiklari alman subaylar turkestanisch legio kamplarinda turkistan dillerini ogrenmis turkistanlilarda alman dili ve askeri terimlerini ogrenmislerdir. zamanla bilgi alisverisiyla aralarinda anti bolsevik olmayanlar bile bu tavri sahiplenmistir. almanlar bu lejyonlarin moralini yuksek tutmak icin onlara ozel yayinlar bile basmislardir. milli turkistan, yeni turkistan, idel-ural, tatar adabijat, azerbaican bu yayinlardan sadece birkacidir.

    bu lejyondaki askerlerin bir cephedeki performanslari bir diger cephedekine tutmamaktaydi. mesela italya`da muttefiklere karsi isteksiz savastiklari gozlemlenirken, partizanlara ve de ozellikle dogu cephesinde kizil orduya karsi inanilmaz bir istekle savasmislardir. mesela turkistan lejyonunun bir bolugu stalingrad da son adami ve kursununa kadar sehri savunmustur. bir baska ornek, sovyetler tarafindan yeniden kusatilan kharkiv de bir cep acip kusatilmis sehre girip alman komutanlarini kurtarmislardir.

    zaten muslumanlara ve islam dinine olan sempatisi ile bilinen heinrich himmler bu ornekler de arttikca wehrmacht uniformasi altinda carpisan bu birlikleri yavas yavas kendinin de lideri oldugu waffen ss ler arasina transfer etmistir. savas sonuna kadar da waffen ss uniformasi altinda binlerce turki lejyonu cesitli cephelerde gorev yapmistir.

    adres okunursa konu hakkinda super bilgi sahibi olunabilir. hem olasi turkiye ve almanya muttefikliginden de bahsedilmekte:
    http://stosstruppen39-45.tripod.com/id10.html

    bir kac fotograf ve link icin:

    http://forum.axishistory.com/viewtopic.php?t=85617
    http://www.geocities.com/alvinlee_81/warpics2.html
    http://axis101.bizland.com/…kistanicollection01.jpg
  • çok acıklı bir hikayeleri vardır...

    yıl 1945... savaş bitmiş stalin kendini dünya'nın kurtarıcısı olarak görüyor ve türkiye'ye karşı olan nefretini saklamıyordu. ama türkiye almanya ya savaş açmış ve bifiil sovyetlerin müttefiki konumundaydı.

    savaş sırasında bolşeviklere karşı savaşmak kendi vatanlarını hürleştirmek için kazak türkleri türkmenler tatarlar ve bir çok türk hatta türkiye'den bazı türkler naziler tarafından kurulan türkistan tümenlerine katıldılar. bazıları savaştı öldü bazıları sovyetlere esir düştüğü gibi idam edildi ama bazılarıda diğer müttefik devletlerin esiri oldu... stalin derhal ingilizlerden bu esirleri istedi, akıbetleri belliydi... ingilizler başta reddetiler ama sonra razı oldular, stalin'i kızdırmak istemiyorlardı... bu insanlar trenlere dolduruldu ... binlerce kişi... ama asıl dram daha yaşanmamıştı...

    polonya ile olan sorunlar yüzünden polonya sınırından geçemiyecekti bu trenler türkiye üzerinden gitmelerine karar verildi... umut doğmuştu bu insanların kalplerine tüm türklerin koruyucusu tek hür türk devletinden geçeceklerdi... özgür bırakılabilirlerdi... ama öyle olmadı türk subaylarının göz yaşları arasında bu insanların üzerine vurulan kilitler açılmadı... anlıyorlardı ... kimse stalin'i kızdırmak istemez... o yüzden yalvardılar o subaylara bizi siz vurun diye... ama olmadı ... binlerce insan rus topraklarına vardı ve idam edildiler...
  • kimi tarihcilere göre rus saflarında carpısan türkleri gören hitler, anadolu'ya girmekten vazgecirilmistir..
    http://www.aksiyon.com.tr/detay.php?id=11601

    ikinci dünya savaşı’nda alman ve sovyet ordularının kanlı çarpışmalarına sahne olan kafkasya’da savaşın asıl acısını ve dehşetini, bu savaşta hiçbir suçu olmayan kafkasya halkları yaşamıştır. almanlar’ın ekonomik ve siyasî sebeplerle işgal ettikleri kafkasya’da yaşamakta olan halklar yıllardan beri sürmekte olan sovyet zulmü karşısında almanlar’ı bir kurtarıcı gibi karşılamışlar ve içlerinden bazı halklar, özellikle karaçay-malkarlılar sovyet rejimine karşı ayaklanmışlardı. ancak almanlar’ın kafkasya’dan geri çekilmeleri üzerine sovyetler 2 kasım 1943’te karaçaylıları, 8 mart 1944’te malkarlıları kafkasya’dan topyekûn sürgüne göndermişti. aynı akıbet 1944 yılı şubat’ında, alman işgalini hiç görmeyen çeçen-inguşlar’a da uygulanmıştı. http://www.bkd.org.tr/…nlarin_kafkasya_harekati.asp
  • (bkz: mavi alay)
  • cengiz dağcı 'nın yurdunu kaybeden adam romanında bu birlik hakkında ilginç bir çok tespit mevcuttur. türkistan lejyonu fikri hayli pragmatik ve doğu harekatına 3-4 ay erken başlanabilse korkunç faydalı olabilecek bir fikirdir. balkanlardaki 13. ss bölüğü " handschar " gibi gayet kahramanca savaşmış, ne division azul ne de güney ordular grubu'na ruslar ve step kışından fazla zaiyat verdiren ödlek italyanlar gibi savaşmadan teslim olmuşlardır. bu lejyonda mazlum bir milletin son ümitsiz çırpınaşları vardır. denize düşülmüş ve en yakında olan nesneye sarılınmıştır. o kadar...
  • lejyonun imamlarından yüzbaşı imam nurettin'in lejyon komutanı alman albay wilhem hintersatz'a namaz kıldırdığı video:

    https://www.youtube.com/watch?v=u8wr0qxpygu

    lejyon hakkında türkçe detaylı bilgi için:

    http://lechantdudiable.blogspot.com.tr/…sluman.html
hesabın var mı? giriş yap