• baştan söylemek gerek şarkı falan değil bu. müzik bile değil, daha tuhaf daha farklı bir olay. evet kulağınıza hitap eden notalar güzel güzel kulağınıza geliyor ama size her türlü duyguyu bir arada yaşatıyor. dinlemekten ziyade daha çok yaşanılan bir hadise (müzik ya da şarkı diyemiyorum malesef). gayet sıradan bir başlangıçla "e bu mu yani" diyip, daha sonra her şeyden uzaklaşıp bir çok duyguyu aynı anda yaşamaya başlayıp her şeye geri dönüyorsunuz. sonrasında yüzünüzde kocaman bir sırıtışla aynı olayı tekrar tekrar dinleyip duruyorsunuz. ayrıca kesinlikle, bir gün pelican üyelerinden biriyle karşılaşırsam bu şarkıyı bestelerken ne kullandıklarını soracam.
  • karmaşanın içinden çıkan muhteşen bir eser.
  • çok güzel bir baroness parçası.

    there was an anchor, there was a silver-sweet refrain.
    you tucked your fingers in between my troubled bones.
    and what you did next was second to none.
    you really let us down.
    you tied yourself up and jumped in the sea never to come home.

    you left me all alone
    tell me when ı will be whole again.

    there was a whisper. once there were heralds and parades.
    you sang your secrets through the tolling of the day.
    the fugitive room, the
    the the the silence and the cries.
    the quickening beat, your march to the sea, never to return.

    sweet morphine, you've taken all of me.
    let me know, when you will let me go.

    heroin, where did you take my friend?
    tell me why, those ropes are hanging high?

    you left me alone.
  • william tecumseh shermanin 150 yil once amerikan ic savasi'nin sonlarina dogru' emrindeki kuvvelerle (yaklasik 62000 asker) georgia eyaletinin bir ucundan girip obur ucundan ciktigi yuruyus. (bkz: yanmış toprak politikası)

    (bkz: marching through georgia)
hesabın var mı? giriş yap