• (bkz: scorched earth)
    rus askeri geleneğinin bir numaralı taktiğidir. gelen işgalcilerin faydalanmaması için son lokma ekmeğe, son patikaya, son kulübeye dek beslenme, ulaşım, barınma sağlayacak her şey ya geri götürülür ya da tahrip edilir. bu düşmanda korkunç bir atrisyona ve yavaşlamaya neden olur. rasputista ve general kış hazretleri de imdada yetiştikten sonra işgalcilerin rusya anadan kovulması artık bir zaman sorunudur. bu politikanın başlıca kurbanları:

    (bkz: demirbaş şarl)
    (bkz: napoleon bonaparte)
    (bkz: adolf hitler)
  • stalin'in barbarossa harekatı başladığında şehirlerini tek tek kaybetmeye başladığı zaman batı sovyetlerde uygulattığı bir politikadır ayrıca. kabaca mantıkla "bütün evlerinizi ahırlarınızı her şeyinizi geride bırakın doğuya kaçın, geri çekilirken almanlar geldiğinde kullanabileceği/yiyebileceği her şeyi ateşe verin ve yakın" şeklinde kesin bir emirdir. temel felsefe olarak sistematik bir şekilde geri çekilerek karşı tarafa geride harabeler ve döküntüden başka hiçbir şey bırakmamak, bu sayede karşı tarafın mekana geldiğinde ne yiyecek ne barınacak bir kaynak bulamaması ve onu harabeler içinde savaşmaya zorlamak diyorum ve burayı dağıtıyorum.
  • çinlilerin japon işgaline karşı kıyı bölgelerden içe doğru, bizim kurutuluş savaşında ise minyatür şekilde olsa da ordu sakarya ırmağının doğusuna çekilirken uygulanan taktik (su kaynakları zehirlenmiş, köprüler uçurulmuştur). nihayetinde hitler'in almanya'nın tüm endüstri ve şehiriçi altyapısını yok etme emri vermesi de buna dahildir.
    düşman arazisine yerleşmiş ordunun yenilip kaçarken bunu gerçekleştirmesiyle (saddam/kuveyt, yunan ordusu/batı anadolu), anavatanda işgalciyle savaşan bir ordunun taktik icabı bunu yapması arasında hem ahlaki hem hukuki bir farklılık vardır. ilki savaş suçu sayılabilir ve genellikle uluslararası hukuka tabidir.
  • bir örneği de yavuz sultan selim dönemindeki iran seferi sırasında, safeviler tarafından uygulanmış olan taktiktir.
  • geldiği coğrafyayı iyi bilmeyen düşmana yapılır genelde. çevredeki her şeyin bok oluğunu gören düşman "la nası bi siktir edilmiş yere geldik" diye morali bozulur. ileride daha neler vardır acaba diye gaflete düşer. fatih'in eflak seferinde eski arkadaşı vlad tepeş politikayı abartıp yola kazığa çakılmış ve ağaçlara asılmış askerleri de koyarak seviyeyi en üste çekmiştir.
  • tolstoy, savaş ve barış'ta bunu bir askeri manevra olarak değil de, bir "rus halk tepkisi" olarak ele alır ve yanlış hatırlamıyorsam bunu nefret ateşi olarak adlandırır. ona göre o köylülere kimsenin emir vermesine gerek yoktur, onlar köylerini ve erzaklarını kendileri yakmıştır. fransız egemenliği altında yaşamaktansa, bunu tercih etmektedirler.

    aynı zamanda tolstoy der ki: şehrin boşaltılması, esnaf, zanaatkar ve düzeni sağlamakla mükellef devlet görevlilerinin şehri terketmesi sayesinde, nefret ateşi moskova'yı kendi kendine vurmuştur. zira 1800'ler moskovası gibi büyük ve ahşap yoğun bir şehirde normalde her gün yaşanabilen küçük yangın vakaları, büyümeden söndürülür. ama onu söndürecek insan olmadıktan sonra bu küçük alevler büyür ve şehrin büyük bir bölümünü kül eder. hükmedeceği insanlar olmadan, bir şehrin fatihi (hükümdarı) olmanın bir şeye yaramadığın gören napoleon, insanları şehre döndürmek için ne kadar uğraşsa da, halk kaçtığı en yakın köy, mezra, ormandan dönmez; üç hafta sonra da napoleon ve ordusu voltasını alır, şehrin gerçek sahipleri de şehirlerine dönerler.
  • tarihte bu politikayı ilk uygulayanlar iskitlerdir.
  • belli prensipler üzerinden yürütülen bir çeşit stratejik geri çekilme harekatı. bir diğer adıyla kavrulmuş toprak*, yalın ifadesiyle de yakıp yıkma stratejisi.

    bu stratejik davranışın temelini kavrayabilmemiz için napoleon bonaparte'nin ünlü "ordular mideleri üzerinde yürür" vecizesini idrak edebilmemiz gerekir. zira yeterli ölçüde beslenmeden, donatımdan ve destekten yoksun kalan ordular en basit haliyle dengesini kaybedecek ve savaşma kapasitesi açısından sakatlanacaktır. modern zaman öncesinde özellikle fetih/işgal orduları askerlerinin ikmal ihtiyaçlarını harekat bölgelerinden karşılama eğilimindeydiler. ordu asker sayısı açısından ne kadar büyükse bu eğilim de o derecede fazlaydı. carl von clausewitz, vom kriege'de bu durumun üzerinde önemle durmuştur.

    yanmış toprak stratejisi savunma pozisyonunda bulunan ve özellikle kendilerinden daha güçlü kuvvet unsurlarıyla karşı karşıya kalmış ordular için yer yer tercih edilmiş bir askeri manevradır. düşmanın karşısında ilk çarpışmalarda tutunamayan ve kısa süre içinde birliklerinin dağılabileceği şüphesine kapılan liderler tarafından bazı durumlarda uygulanmıştır. yakın dönemde en iyi icra edicileri ruslar olmuştur. napoleon ve hitler'in rusya harekatlarında derin rus toprakları, yanmış toprak stratejisinin pratiğe dökülmesi için güçlü bir potansiyel barındırmıştır.

    konsept özelliklerine gelecek olursak yanmış toprak stratejisi bir dolaylı tutum örneğidir. dolaylı tutum örneklerinin genelinde var olduğu gibi düşmanla doğrudan çarpışmak yerine ilk etapta düşman kabiliyetini zayıflatma ve dengesini sarsma amacı üzerine yoğunlaşır. bu şekilde düşman istenen kıvama getirilebilecek ve kendinden güçlü olan düşman ordulara karşı bile bir kazanma şansı doğabilecektir.

    klasik yaklaşım için amaç esasında yalın ve nettir. yakıp yıkma esasına dayanan geri çekilme harekatı ile;

    - düşmanın yabancı olduğu coğrafya içinde yayılmasını sağlayarak kuvvet unsurlarını seyreltmek,

    - coğrafyanın içlerine doğru çekilen düşmanı kendi ikmal merkezlerinden uzaklaştırmak,

    - geri çekilirken ve düşmanı kendine doğru çekerken aynı zamanda düşmanın ikmal amaçlı faydalanabileceği tüm yapı, tesis, ambar, depo ve hatta su kaynaklarını devre dışı bırakarak düşmanın savaşma kabiliyetini ve devamlılığını sakatlamak,

    - düşmanın yeni kaynaklar bulma çabalarıyla oyalandığı zaman diliminde ise toparlanmak, güç toplamak ve yeni pozisyon alma avantajı elde etmek amaçlanmıştır.

    yanmış toprak politikasının geçmiş yıllara kıyasla günümüz savaşlarında aynı etkileri yaratmayacağı aşikardır. zira ordular için gelişen teknolojinin etkisiyle ikmal yöntemleri kolaylaşmış ve gereken erzak ve donanımın ulaşımı hızlanmıştır. modern ordularda gereken ihtiyaçların savaş bölgesinden karşılanma eğilimi artık pek bulunmamaktadır. ancak yanmış toprak stratejisi geleceğin olası uzun süreli konvansiyonel savaşlarında yeni çağa entegre olmuş ve çeşitlenmiş özellikleriyle bir askeri harekat tarzı olarak yeniden ortaya çıkabilir ve gündemde kendine yer bulabilir. zira tarihte ibret alanlar için çok dersler vardır.
  • bu stratejinin temelinde ekinler, otlaklar ve ormanların yakımı vardır. yanmış topraktan kastedilen budur. yüzyıllarca orduları uzak mesafeye taşıyan binek hayvanı atların beslenememesi aslında insanların beslenememesinden daha büyük bir sorundur.

    misal moğol orduları eşekten hallice orta asya atlarının dayanıklılığı üzerine kuruluydu. bu atlar küçük ve yavaştır fakat sadece otlanarak çok uzun mesafeleri koşabilir. arap ve ingiliz atları daha hızlıdır ama sadece otla yaşayamazlar mutlaka tahıl bestekli ilerlemeleri lazımdır. her iki koşulda da atlara besin bırakmamak gelen orduyu yorar ve yavaşlatır. bunun bedeli o arazilerdeki kendi halkına ödettirilir bir bakıma çünkü yakın zamanlara kadar insanların ekinlerini yakıp, hayvanlarını kesip, birikmiş tüm gıdalarını imha ettikten sonra gelen ordudan kaçıp da kurtulacak hali yoktu. bu stratejiye başvurulduğunda kendi halkının bir kısmını da feda etmeyi kabul ediyorsun.

    napolyon'un avrupa'nın büyük bölümünü işgal etmesinin iki temel sırrı vardı. birincisi atlarla çekilen ve savaşta çok hızlı yer değiştiren toplara bağlı taktikler. ikincisi de konserve yemek teknolojisi. napolyon'un orduları her sefere çıktıklarında beslenmeleri için konserveleme yöntemiyle hazırlanmış yemeklerini yanlarında taşıyan ilk ordudur. napolyon bunu planlayarak yapmış. savaş alanındaki askerlerin beslenmesi için yöntemi bulan kişiye ödül vaadinde bulunmuştur. yiyecekleri şişelere doldurup kaynatarak olası mikrop ve bakterileri öldürüp aynı şampanyada olduğu gibi hava almakdan koruyarak yiyeceklerin bozulmayacağınını keşfettiler ve fransız ordularının seferlerde yiyecek arama sorununu ortadan kaldırıp daha hızlı hareket etmelerini ve her zaman sağlıklı olmalarını sağladılar. fakat bu bile yetmedi rusyayı işgal etmeye.

    yukarıda anlatıldığı gibi yakıtla hareket eden mekanize birliklere geçildikten sonra yakıt lojistiği bir mecburiyet haline geldi. yukarıda bahsedilmiş, hitler'in rusya içerisine yürümesindeki en büyük sıkıntılardan biri de içeriye gittikçe bozulan iklim koşullarından dolayı yakıt ikmallerinin zorlaşması ve birliklerin yakıtsız kalmasıydı.

    rusya topraklarına kışın saldırıp da başarılı olan tek ordu'da moğol ordusudur. moğol atlı savaşçıları yanlarında 3-4 atları ile sefere çıkar ve atlar sadece otlanarak çok uzun mesafeleri gidebilirlerdi. diğer atlarla kıyaslandığında mazotla çalışan motor gibiydiler. moğolistan steplerinde evrimlerini tamamladıkları için step iklimine de soğuğa da dayanıklıydılar. moğol orduları bu atlar sayesinde çok düzenli ve sürekli hareket edebiliyor ve kış aylarında, onların beklemediği mevsimde, rusya topraklarında saldırıya geçebiliyordu.
hesabın var mı? giriş yap