mütalaa
-
bakış açısı, görüş.
-
camii ile benzer bir kadere sahip kelimedir. arapça kökeni yazımından söylenişine kişiden kişiye değişiklik gösterir. mütala, mütalağa ve hatta mütalaha türü türevlerine rastlanılabilir.
-
(bkz: etut)
-
(bkz: esas hakkinda mutalaa)
-
yöneticinin emir ve düşünceleri hakkında, memurun ya da astın yapmamasının tercih edildiği değerlendirme.
-
-
askeri terminolijide önemli bir yer tutar. astlarin, üstlerin emirlerini mütalaa etmemesi esastir.
kisacasi askerde emirleri mütaala yoktur kanunlara, nizamlara ve amirlere mutlak itaat vardir.
ne diyelim; askerlik zor zanaat. -
osmanlı matbuat hayatında mütalaa isimli iki gazete vardır: biri selanik'te diğeri istanbul'da basılan. selanik'teki "her hafta salı günleri neşrolunur fünûn ve edebiyattan bâhis osmanlı gazetesidir" klişesiyle 8 sayfadan oluşan bir tabloid formunda okurun karşısına çıkar. rumi 1312-1314 yılları (kabaca 1896-1898 diyelim) arasında 92 sayı neşredilir. gazetenin haritalı, 13 mayıs 1914 tarihli bir de nüsha-i fevkaladesi* mevcut.
başyazarı emine semiye olan mütalâa’nın ortalama iki ila dört sayfasını kaplayan “hanımlara mahsus kısım” bölümünde kadın yazarlara ait makale, mektup, hikâye, roman, şiir gibi edebî ürünlere yer verilir. gazetede “hanımlara mahsus kısım” dışında, erkek yazarların kalem oynattığı “fen”, “edebiyat” ve “mütenevvia” gibi bölümler yer alır. sadi, alexander dumas, recaizade ekrem, tevfik fikret, ahmed midhat efendi ve ibnülemin mahmud kemal gibi yerli ve yabancı yazarlardan gerek iktibas, gerekse telif yazılara yer verilir. asker veya sivil toplumun her katmanından amatör veya profesyonel, yazıyla uğraşan herkese sayfaları açık olan gazete; adıyla bağdaşır şekilde gelen yazılara küçük yorumlar, mütalâalar ekler. aynı misyonu kadınlara özel sayfalarda emine semiye hanım üstlenmiştir. gelen yazılardan özellikle “mütalâa” isteyenler geri çevrilmemiş, bir iki cümleyle de olsa başyazar tarafından eleştirilmiştir.
mütalâa’nın “hanımlara mahsus kısmı”nın kadın yazarları arasında başta emine semiye olmak üzere fatma fahrünnisa, nigar binti osman*, nadire ve (zaman zaman) makbule leman gibi kalemler göze çarpar.
istanbul kütüphanelerindeki arap harfli süreli yayınlar toplu katalogu'ndan hakkı tarık us koleksiyonunda bulunan kısmının izi sürülebilir. -
devletlüler mütalaayı olumlu ediyorlar genelde.
olumlu mütalaaları ile
olumlu mütalaa edilerek
olumlu mütalaa edilmiştir
falan filan gibi.
"yok hacı o iş yatar" diyeceğin zaman mütalaa sokmuyorsun işin içine.
değerlendirme diyorsun farz-ı misal. olumsuz değerlendirilmiştir şeklinde.
bir çeşit kıvraklık var burda ama ben hala çözemedim. "abi biz aslında özümüzde iyi insanız" kıvamı var sanki. -
(bkz: consider)
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap