• 1930-1988 yılları arasında yaşamış bilimkurgu yazarı ve şair.isaac asimov karadul bulmacaları kitabında kendisini mario gonzalo karakteriyle ölümsüzleştirmiştir.
  • asagidaki en bir muthesem, en bir gaz conan siirinin de yazaridir. siir vaktiyle ali recan tarafindan turkceye cevrilmis ve siyah heykel hikayesinin arkasindan yayinlanmisti, hatta cizgiroman versiyonu da vardi ama kimin cizdigini hatirlamiyorum. siirin orjinaline de senelerdir allem ettim kallem ettim, ulasamadim zaten. buyrun buradan okuyun:

    yol uzun ve zorluydu,
    gökyüzü soğuk ve gri,
    beyaz ay donmuş ölü bir parça gibi...
    hırsız ve fahişe, kral ve asker,
    savaşçı, büyücü, sahtekar ve ozan
    bu yolda benimle geldiler.

    rüzgar, bilenmiş bir bıçak gibi keskindi
    islak, tozlu denizlerden eserken;
    kuru, siyah,
    iskelet gibi ağaçlar
    fırtınada hayalete benzerdi...
    yaşam köpüklü bir şarap benim için,
    yağma, şehvet ve savaşımdan oluşan,
    ve ben bu şarabı en keskin tortusuna kadar içtim.

    ben vahşi topraklardan,
    görkem ve büyü ülkesine gelen savaşçıyım...
    çelik, ateş ve kanla kazandım
    insanoğlunun kazanabileceği herşeyi.
    oynadığım kumarda
    şeytanı kendi oynunda yendim...
    görkem, şeref, parıltı ve ün...
    ve ölümün gülen kafatasıyla alay ettim.

    döğüşüp öldürecek düşmanları vardı,
    sevilip güvenilecek arkadaşları,
    karanlık geceleri şenlendirecek şarkılar,
    sabahlara dek içilecek şarap,
    sonunda geçmişe gömülüp yitirilecekse ne çıkar?..
    ben tüm zenginliklerden payımı aldım,
    kazanmak gibi yitirmeyi de tattım.
    yaşamda var olanların en iyilerine alıştım.

    mezar derin ve hava soğuk,
    dünya kokuşmuş küflü beyinle dolu.
    ve ben tüm değerlerinize baş kaldırırken,
    boş inançlarınıza gülüyorum...
    dünyanın karanlık kavrulmuş yüzeyinde
    eğri yolumuz zorlu topraklardan geçiyor,
    ama biz mutlu ve neşeli savaşçılarız
    daha kolay yolları istemeyiz.
    düzenbaz ve nefret verici yaşamın kaderi
    sağ elimdeki kılıcımda çizilir
    ve ölüm benim arkamdan gelir.

    ben bu tozlu, sert yollarda kurudum.
    ben artık yaşlı ve güçsüzüm
    oysa ölüm tüm zamanlar boyunca güçlü.
    fakat bedenler ölümü tatmak üzere doğdu.

    selam tanrılar,
    boş bir gökyüzünün altında
    yanınızda neşeyle yürüyeceğim.
    günahkar ruhların nasıl kıvranıp inlediğini,
    şişko kurnaz papazlardan dinledim...
    yalnız altın için alıp sattıkları o cennette,
    benim gibi acımasız bir barbarın yeri var mı?..
    rahipler ve kutsal kitaplarıyla birlikte,
    alevlere dalacağım.
    cehennemin kızıl boğazından aşağıya yürüyecek
    ve şeytanın tahtına oynayacağım.

    yaşam,
    ölümle benim yorucu, yıllar boyunca
    oynadığımız bir oyundu.
    yaşamı, korkmadan ve cesaretle karşıladım,
    ölüm yaklaşırken kaçmalı mıyım?

    selam savaşçım, yiğit dostlarım,
    köleler, silahşörler ve oynak genç kızlar;
    ayrıldığım yolda gözüm kalmadı.
    burada son bulur yol,
    azrailin kucağında...
  • conan'a ithafen yazdigi siirin orjinali su sekildedir:

    the road was long and the road was hard,
    and the sky was cold and grey:
    the dead white moon was a frozen shard
    in the dim dawn of day:
    but thief and harlot, king and guard
    warrior, wizard, knave and bard
    rode with me all the way.

    the wind was sharp as a whetted knife
    as it blew from the wet salt seas;
    the storm wind stirred to a ghostly life
    the gaunt black skeletal trees:
    but i drank the foaming wine of life
    wine of plunder and lust and strife
    down to the bitter lees.

    a boy, from the savage north i came
    to cities of silk and sin.
    with torch and steel, in blood and flame,
    i won what a man may win:
    aye, gambled and won at the devil's game
    splendor and glory and glittering flame
    and mocked at death's skull-grin.

    and there were foemen to fight and slay
    and friends to love and trust:
    and crowns to conquer and toss away
    and lips to taste with lust:
    and songs to keep black nights at bay
    and wine to swill to the break of day
    what matter the end be dust?

    i've won my share of your gems and gold
    they crumble into clods:
    i've gorged on the best that life can hold:
    and the devil take the odds:
    the grave is deep and the night is cold
    the world's a skull-full of stinking mould
    and i laugh at your little gods!

    the lean road slunk through a blasted land
    where the earth was parched and black.
    but we were a merry, jesting band
    who asked no easier track:
    rogue and reaver and firebrand
    and life rode laughing at my right hand
    and death rode at my back.

    the road was dusty and harsh and long
    crom, but a man gets dry!
    i'm old and weary and death is strong
    but flesh was born to die:
    hai, gods! but it was a merry throng
    rode at my side with jest and song
    under an empty sky.

    i've heard fat, cunning priestlings tell
    how damned souls writhe and moan:
    that paradise they can buy and sell
    for gold and gold alone:
    to the flames with scripture and priest as well
    i'll stride down the scarlet throat of hell
    and dice for the devil's throne!

    i faced life boldly and unafraid
    should i flinch as death draws near?
    life's but a game death and i have played
    many a wearisome year:
    hai! to the gallant friends i made
    slave and swordsman and lissome maid
    i begrudge no foot of the road i strayed
    the road which endeth here!
hesabın var mı? giriş yap