karşıcı
-
karşıcı: karşılamaya gelen kimse.
(bkz: baliklar cikacak yoluna karsici sevineceksin) -
ceset yani ölü vücut, sessiz bir karşıtlık ve düşmanlık içindedir. bütün arzu ve eylemlere karşı susar, ama her şeyin karşısındadır, kolaylık sunmaz.
la sevgi, arapça olumsuzlukla karışmasın diye le sevgi. sevgi ahlaksız ve kuralsızdır. bu bakımdan, sevgi aslında aşktır. herkesin bildiği, olgunluğuyla övdüğü sevgi, dişleri dökülmüş (sökülmüş), soylulaştırılmış, kamu yararına toplumsallaştırılmış bir azaltılmış örnektir. belki azaltılmış örnek demek bile propagandaya yanılmak, geçelim. sevgiden yana olmak aynı candan yana olmak gibi potansiyel olarak ezber bozucu, karşıcı, edepsiz, ona buna bakmaz bir tavra denk gelir. hani desinlerci olmayan. övüldüğü yerlerde değil kenar köşe tenhalarda yeşerdiği de bence muhakkaktır.
e, bir yerde de doğal tabii. karşıcı, devrimci hep devrimci kalır, yerleşik olursa düzenleştirilir.
(bkz: muhalif), muhalefet
(bkz: karşıt), karşı -
"arif bey atlılarının bir hışım gibi ilerlediğini hisar'dan ve minarelerden seyreden halk, şehre rasgele yağan kurşunların kesilmesini istemek üzere ak mendiller ve bunlara benzer nesneler sallayıp duruyordu. bunlardan daha yürekli olan bir halk kalabalığı, önde ak bir bayrak taşıyarak arif beye karşıcı çıktı.
hasan izzettin dinamo, kutsal isyan 6, may yay. 1974 baskısı s. 404
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap