• vertov'un başyapıtı'nın muhteşem bir çözümleme ve eleştirisi:http://ozdenu.blogspot.com.tr/…in-cozumleme-ve.html
  • https://www.youtube.com/watch?v=oqs7fty-ooc
    belgesel sinemanın ilk deneysel başyapıtı... vertov'dan bize iz bırakan bir armağan...
  • vertov’un kameralı adam adlı eseri moskova, riga ve kiev’deki görüntülerin montajlanarak devam eden bir tam günü anlatması üzerine kuruludur.
    filmin yapımında sinema tarihinin her türlü başarısının yanında, bir kameranın yapabildiği muhteşem değişiklikleri de görebilirsiniz.
  • film afişi estetik bir belgeseldir.
  • “tekstil işçileri kendileri için gerekli olan makinaları yapan fabrika işçilerini görmelidirler. fabrikadaki işçiler fabrika için gerekli olan yakıtı, kömürü sağlayan madencileri görmelidir. madenciler onlar için gerekli olan yiyecekleri üreten çiftçileri görmelidirler. aralarında yakın, çözülmez bir bağ kurabilmesi için işçilerin birbirlerini görmeleri gerekir. sscb’deki işçiler başka ülkelerde ingiltere, fransa, ispanya, kendileri gibi işçiler olduğunu ve proletarya ile burjuvazi arasındaki savaşın her yerde sürdüğünü görmelidirler. ama bu işçiler birbirlerinden uzakta yaşıyorlar ve dolayısıyla birbirlerini göremiyorlar.”

    kaynak
  • trt belgesel'de şu an yayında olan yapım.

    herifin biri elinde bir kamera, götünde 3 kameraman ile orman yangınının ortasında kalabalıktan başka bir şey yapmıyor.

    her boku etrafındakiler çekecekse programına niye kameralı adam diye isim koyuyorsun?
  • trt için hazırlanan kameralı adam belgeselinin gümrük muhafaza ekiplerini konu alan bölümü 27 şubat pazar günü saat 21:30’da trt belgesel kanalında yayınlanacak. tekrarları ise 03 mart’ta saat 18:00’de yine trt belgesel’de ve 06 mart’ta saat 13:00’de trt 1’de gösterilecek.
    kameralı adam
  • en son söyleceğimi en başta söyleyeyim:

    bu filmi izlemeden mezun olan ve olacak tüm güzel sanatlar fakültesi mezunlarının diplomaları geri alınmalı.

    sinema sanatın bir dalı mıdır ya da sanat mıdır? işte bu sorunun cevabı bu filmdir. müzik, hikaye, kamera açıları, vb. hepsinin bir araya getirilerek nasıl bir sanat olduğunun en güzel örneklerinden biridir.

    bir kameraman (mikhail kaufman) 1929 sovyet rusya'sında omzuna astığı bir kamerayla şehirde dolaşıyor ve kentsel yaşamı göz kamaştırıcı bir yaratıcılıkla belgeliyor.

    --- spoiler ---

    dziga vertov'un "marksist bir ideoloji içinde çalışarak" "fütürist bir şehir yaratmaya" çalıştığı bu filmin sovyet yaşamının bir belgesi olduğu söyleniyor, ancak bence bu çok dar bir görüş. burada sovyet rusya'nın bazı yönleri olsa da (çünkü burada çekildiği için), bu aslında genel olarak hayattır. "lenin kulübü" sahneleri ve karl marx'ın büstü, komünist bir topluma baktığımızı açıkça ortaya koyuyor, ancak bir işçi sınıfı ülkesindeki yaşam sahneleri, politik ideolojiden bağımsız olarak, şu anda tüm sanayi ülkelerinde temelde aynı görünüyor.

    kamera çekimleri, açıları ve hareketleri takdire şayan ve sanırım kameranın tüm yaratıcı kullanımlarını sıralayacak olsam birkaç sayfa devam ederdim. "zincirsiz kamera" (unchained camera technique: görüntü yönetmeni karl freund'un, film yapımcılarının hareketli kameralardan çekim yapmalarına olanak tanıyarak pan çekimler, izleme çekimleri, eğimler, vinç çekimleri vb. kullanmalarını sağlayan bir yenilikti.) için sinema kahramanım alman (bkz: karl freund)'a kredi vermemiz gerekse de, burada rusların (ya da en az bir rus'un) kameranın sınırsız potansiyeli hakkında kendi düşünceleri olduğunu görebiliriz.

    "sinema gerçeği" fikrini ve gösterilenlerin yazılı olmayan yaşamın doğru bir tasviri olup olmadığını tartışabiliriz. ancak bu tartışmanın büyük ölçüde abartılı eleştirilere dayandığını düşünüyorum. evet, birkaç sahne sahnelendi. ve evet, bazı zekice kurgulamalar bazı sahneleri kesinlikle "gerçek" olmaktan çıkardı. ancak filmin büyük bölümünde, insanların oyunculuk yapmadan ve çoğu durumda filme alındıklarını bile bilmeden yaptıklarını yapmaları vardı. bu, film kadar gerçektir.

    film, birkaç sekansı bir araya getirerek, aralarında döngü yaparak çalışır. daha uzun bir çekim uzunluğu olabilirdi, ancak izleyiciyi çeşitli senaryoları kafasında birleştirmeye zorlamayacaktı. vertov bilse de bilmese de yan yana koyarak yeni düşünceler yaratıyordu.

    --- spoiler ---
  • yönetmen: dziga vertov
    yapım yeri ve yılı: sscb / 1929
    süre: 68 dakika

    sinemada kurmacaya karşı olduğunu söyleyen, kurmacayı, "burjuvazinin elindeki bir afyon" olarak nitelendiren, kamerayı, "gözün güçsüzlüğünün aşılması için bir araç" olarak tanımlayan, 1896 doğumlu yönetmen dziga vertov’un 93 yıl önce çektiği belgesel… sandalyeler, peruklar, yataklar, evler, büfeler, yollar, barlar, her haliyle insanlar, trenler, sokakta yatanlar, lokaller, plajlar, tabelalar, uçaklar, posta kutuları, at arabaları, doğumlar, ölümler, propaganda, marksizm, işçiler, yine işçiler, daha çok işçiler…

    zeiss’de çalışan fizikçi paul rudolph tarafından 1902 yılında patenti alınan zeiss tessar türü lensi görürüz filmde…
  • görkem ozok denen çıtkırıldım, korkak, lüpen bir adamın programı. 10 dk programın sonuna denk geldim, sinir oldum çıktım. yok ben oraya gidemem, yok böyle yapamam. hep bi itiraz, hep bi kaçış. belgeselin amacını da çözemedim, olamamış maalesef.
hesabın var mı? giriş yap