• 2010 yılında daha 16 yaşındayken sahte suçlamadan (sırt çantası çalmak) 3 yıl hapsedilen bir genç. hapis'ten çıktıktan sonra henüz 22 yaşındayken intihar ediyor. jay-z'nin yapımcılığını üstlendiği bir belgeseli 2017'nin başında çıkması bekleniyor.
  • time : the kalief browder story isimli belgeseli netflix tarafından bulunabilecek olan,16 yaşında kanıtlanmamış bir suç sonucu hapse atılmış bir gencin mahkemeler,hapishane ve sonrası yaşadıklarını anlatan ,bozulmuş adalet sistemini gözler önüne seren bir yapım.
  • 13th belgeseli sayesinde hikâyesinden haberdar olduğum çocuk. sonrasında jay z'nin de yapımcılığını üstlendiği 6 bölümden oluşan time: the kalief browder story belgeselini de izledim. yapımcılarından birinin harvey weinstein olmasından dolayı yeterince ilgi göremediğini düşündüğüm netflix dehlizlerinde gömülü bu belgesel insanın kalbini paramparça eden bir hayat hikâyesini ekrana taşımış.

    new york'un en fakir ilçelerinden bronx'ta yaşamakta olan kalief browder 16 yaşında aleyhinde hiçbir kanıt olmadığı halde sadece bir kişinin beyanı doğrultusunda sırt çantası çalmaktan tutuklanıyor. sırf bu sebeple, 2 yılı tecritte bulunmak suretiyle rikers island denilen cehennem çukurunda 3 yıl geçiriyor. ailesi 900 dolarlık kefaleti karşılayamayacak kadar imkansızlıklar içinde. mahkemenin suçu kabul etmesi yönündeki anlaşma tekliflerini, yapmadığı bir şeyi kabul etmeyi reddederek; tam dokuz kez geri çeviriyor. hakkında şikayette bulunan adam meksika'ya gidip bir daha da hiç geri dönmediği için ve başka birçok bürokratik sorunlar sebebiyle davası mahkemede defalarca kez erteleniyor. tüm bu süreçte kalief tecritte ve ruh sağlığı hızla kötüleşmekte. ama kimse bu çocuğun yaşını, hapis koşullarını, varsa bile suçun basitliğini, tecritte bulunma süresinin insanlık dışı şartlarını, intihar teşebbüslerinin ve daha birçok karşı karşıya kaldığı korkunç haksızlıkları umursamıyor. yalnızlaştırılan bir çocuk olarak göz göre göre felakete sürükleniyor.

    hapishanede hiçbir çeteye katılmıyor, sürüden ayrı bir kurt edasıyla takılıyor. sırtlan gibi bekleyen mahkumlara karşı pısırık kalmaması ve infaz memurlarının adeta bir canavar gibi muamelesine tepki göstermesi savaşçı gururundan.

    kalief insanda onu koruyup kollama isteğiyle bir tür merhamet duygusu uyandıran kırılgan bir görünüşe sahip. aynı şekilde kötü insanlar için de istismara yönelten özellikler bunlar. minyon olduğundan hapiste güç gösterisi uygulamak isteyenlerin kolay hedefi haline gelmişti. yine de zorbalık onu sindiremedi. ufak tefek olmasına karşın haksızlıklara ve saygısızlığa pabuç bırakmadı. bir çocuğun en asi döneminde, kanının en deli aktığı yaşlarında bu türden bir haksızlığa karşı sessiz kalabilmesi imkansız. oto-kontrolünü yapabilmesi, öfkesini dizginleyebilmesi, raydan çıkan hayatının belirsizliği karşısında sakin kalabilmesi mümkün değil. 16 yaşındaki bir çocuğun aklını oynatması için yaşayabileceği her şeyi yaşadı.

    "itiraf etseydim hikâyem asla duyulmayacaktı. kimse durup beni dinlemeyecekti. herhangi bir suçlu olacaktım."

    jay z onun amerikan ceza adalet sistemindeki büyük kusurlara dikkat çekmek için dünyaya gönderilen bir peygamber olduğunu düşünürken pek de haksız sayılmaz. yapmadığı bir şeyi itiraf ederek, diz çökmeyi reddettiği için maruz kaldığı muamelelere göğüs gerdi. onlara istediklerini vermeyerek, suçsuzluğunu savunarak müthiş bir direnç örneği gösterdi. bir anlamda kendini feda etmiş oldu. çünkü tüm yaşadıklarından sonra artık eski kalief değildi.

    hapisten çıktıktan sonra duygularını ifade etmedeki yetersizliği, kendini anlatamaması ama aynı zamanda incinmiş duruşuyla, bir bakışıyla bile çok şey anlatabilmesi yürek parçalayıcıydı.

    bronx gerçeği yaşadıklarını geride bırakmasına pek yardımcı olmadı. meşhur replikteki gibi "just when ı thought ı was out, they pull me back in!" ne kadar çıkmaya çalışsa da bela onu hep içeri çekti. yapması gereken uzaklaşmaktı ama fırsat bulamadı bile. onu paranoyak yapan adalet ve ceza sistemi sonunu getirdi.

    suriye'de ölen binlerce insan sadece bir istatistik olarak kalıyor. ama kıyıya bir çocuk cesedi vurduğunda tüm dünya ayağa kalkıyor. kalief browder’ın hikayesi de kıyıya vuran çocuk cesedi etkisi yarattı.
    o asla pes etmedi, adalet sistemine karşı dimdik durdu. mücadelesini hiç bırakmadı. sistemin adaletsizliğine ve kurumsal ırkçılığa, böyle trajedilerin bir daha yaşanmasını engellemek için rikers adası’nın gençleri cezalandırmaya son verilmesi de dahil olmak üzere adalet sisteminde birçok reformun yapılmasına yardımcı oldu.

    hbo'nun çok beğendiğim the night of adlı mini dizisinin onun hikâyesinden esinlenilerek yapıldığını farkettim. ama gerçek her zaman kurgudan daha acı verici olmuştur. 40 yaşında bir adam gibi hissediyorum diyordu kalief. duvarını yumruklarıyla deldiği odasının penceresinden kendini astığında henüz 20'li yaşlarının başındaydı.

    büyük resme de bakmak isteyenler ise 13th adlı belgeseli izlesin.
  • netflix'te izlediğim amerikan adalet sistemi skandallarından bir tanesi daha. bu amk ülkesinde ne kadar berbat bir adalet anlayışı var be arkadaş. sırf dava kapansın diye zorla suç isnat etmeler, suçsuz yere hapiste yatanlar vs vs. çok yazık olmuş çocuğa. sorarlarsa özgürlükler ülkesi re re rö dersiniz.
  • netflix’te yayınlanan, jay-z’nin yapımcılığını üstlendiği belgeselde hayatı anlatılan ve oldukça trajik bir hikayeye sahip olan genç.--- spoiler ---

    henüz daha 16 yaşındayken, sırt çantası çalma suçu iddiasıyla göz altına alınan ve daha önce saçma bir suçtan denetimli serbestliği çiğnediği gerekçesiyle 3 yıl hapis yatan, yürek burkan bir hikaye. new york gibi bir yerde, hiç kimsenin işini düzgün yapmadığı ve sistemin yüz üstü bıraktığı gencecik bir çocuk. kalief browder, daha 16 yaşındayken mahkeme gününü tam 3 yıl boyunca rikers adası gibi bir yerde geçirdi. bu cezanın neredeyse %80’ini hücrede geçirip, gardiyanlar tarafından fiziki istismara uğradı ve defalarca kameraların gözü önünde hırpalandı, dövüldü. hücresinde defalarca intihar girişimine rağmen sağlık yönünden destek alamadı. 3.5 yılın sonunda hakkındaki suçlamalar düşürüldüğünde her şey için artık çok geçti. ne kadar çabalasa da, liseyi dışardan bitirip üniversiteye başlayıp iyi bir not ortalamasına sahip olsa da rikers adası’nda geçirdiği travmayı atlatamadığı için henüz 22 yaşında yaşadığı evin penceresine asarak intihar etti. ölümünün ardından rikers adası’nın kapatılma kararı verildi.
    --- spoiler ---

    edit: imla
hesabın var mı? giriş yap