• (bkz: kal olmak) ve güç durumda kalmak.
  • (bkz: $a$irmak)
    "- odaya bir girdim, baktim cirilciplak, kiz da diz cokmu$ onunde, kalakaldim..."
  • hayret eden bir ifade ile bakakalmak
    (bkz: donakalmak)
  • (bkz: stall)
  • bir süreç.
  • bazen umutsuzluk iğfal ettiğinde beynin en bakir köşelerini, tüm istekler bir bir yanılgıya dönüştüğünde, durup baktığımız yerden hayat tepetaklak görünüyorken içine düşülen durum.

    ---bazen son giden sevenin ardından gelen ilk gün,
    ---bazen bir garda oturup ayakkabılarından öteye gidememek,
    ---aldatılmak çoğu zaman,
    ---yanlış anlaşılmaktan korkarken hiç anlaşılamamak hayat boyu,
    ---tutunulan dalların birbir ele gelmesi,
    ---artık anneni bile özlerken kavuşamayacağını bilmek..

    özetle eli kolu bağlı bir soluk çekmek içine, mecbur olunanlara bile yüz çevirip iyi bir şeyler olmasını beklemek. öylece.
  • bünyenin otomatik olarak pause tuşuna basması, basmak zorunda kalması.
    gerekli gereksiz devreye giren, bir garip savunma mekanizması.
    çok şey yapmak isteyip, hiçbir şeyin yapılamadığı, fiilin katı hali.
    gerçeklerle yüzleşmek, inanmamak için direnmek, gözlerin, beynin ve sonrasında kalbin ani bir cereyan kaçağıyla donup kalması.

    kalakalırken, zincirleme bir reaksiyon gerçekleşir. kimi zaman insandan insana atlayan bir zincir...

    karşıdan karşıya geçmeye niyetlenir küçük çocuk. yaşı 10, bilemedin 11... geçeceği yöndeki araçlara kırmızı ışık tam o saniye yanmıştır. dört yol ağzı açısından, net olarak izlenebilen bir dehşet manzarası. kırmızının ilk saniyesinde, "daha yeni yandı, durmasam da olur" mantığıyla, frenle münasebete girmemiş bir taksi şöförü yaklaşmaktadır sahneye. ne yazık ki ağır ağır değil, hızla... çocuk yola adımını attığı an manzaranın içine, tam ortasına dahil olur.
    görür.
    kalakalır.
    ... geç olarak duran sarı aracın altından çekerek çıkartırlar çocuğu. ipli kukla gibi, içi boşaltılmış gibi, başı, kolu bacağı tutanların hakimiyetinde...

    zincir atlar, kalakalırsınız.
  • hissiyati tarif için (bkz: el gibi)

    ne bir ses ne de haber gelmiyor artık senden
    öylece kalakaldım da deli hasretinle ben
    bir yabancı selamın ile hüzünlere daldım
    kendi ellerimle ben beni kederlere saldım
    sonunda bir oyuncak kara sevda aldım senden
    yani değişmedim hala öyle biraz çocuk kaldım

    ağır versiyonu için;

    (bkz: eli böğründe kalmak)
  • an itibariyle tarafımdan yaşanmış durumdur. her zamanki gibi bilgisayar başına geçilir, ekşi sözlük açılır. bir kaç gündür kullanıcı girişi yapmaya üşenen ben, en nihayetinde giriş yapar. karşısına çıkan ilk başlığa * takılıp entryleri alt alta okumaya başlar. ve en son girilen entrynin altındaki beyaz kısım görülünce işte, ekran karşısında kalakalınır.
    çok istediğiniz bir şey hiç ummadığınız bir anda gerçekleşirse yaşanacak durumdur kalakalmak.
hesabın var mı? giriş yap