• bolu ovası'nın güneyindeki dağlarda (ne tarafında dağ yok ki..) kaynağı bulunan, kireç oranı son derece düşük kaynak suyudur. kireç içermediği için çay demlerken oldukça kullanışlı olsa da insan denen canlı sağlıklı bir yaşam sürebilmek için kimi eser minerallere ihtiyaç duyduğundan bolu halkı yapıca çok çürüktür. bu nedenle devlet-i ali bu güzide anadolu kentine koca bir fizik tedavi-rehabilitasyon hastanesi açmıştır. bolulu dediğin sodyumsuz-potasyumsuz-kalsiyumsuz insandır iş bu nedenle. ama kökez adeta bir afyon gibi bağımlılık yapmaktadır, bolu'ya gittiğinizde su isterseniz size ''şebeke suyu mu,kökez mi?'' diye sorarlar. kökez suyu değil,kökez ... buna dikkat! bolu'da gecenin bir vakti yan tarafı çarpık mitsubishi van ve nar çiçeği renkli-tüplü şahin'lerin arasında bir bmw'yi çeşme önüne parketmiş görürseniz şaşırmayın. zengini fakiri yoktur kökez'in... herkes gecenin bir vakti bidonlarla çeşmeden su doldurmaya çıkar bu şehirde. kökez, bir ab-ı hayat , bir kökez energy drink 'tir bolulu'nun gözünde... iki-üç senede bir mikrop karışır suya, cırcır olur tüm bolu, şehri bok götürür de farketmez, yine kökez'e devam edilir... şehirde her yerde kökez çeşmeleri vardır.

    allah insan'a sudan, bolulu 'ya kökez 'den can vermiştir...
  • eğer alışkın değilseniz ılık formunu içtiğinizde ilaçla birlikte su içme hissi uyandıran su.
  • ergenliğimin bir döneminin kabusudr bu su. hayatları boyunca başka su içmemiş gibi bolu'ya taşınır taşınmaz kökez müptelası olmuş annem ve babamın elime tutuşturup her gün mahalledeki çeşmeye göndermelerine vesile olan eziyettir kökez. itiraf ediyorum bu suyun kaynağını keşfedenlerin, şehir içindeki çeşmelere taşıyanların yedi ceddine sövmüştüm birkaç yıl boyunca. gençlik işte. yumuşacıktır alışık olduğumuz kireçli sular gibi doyurmaz insanı içtikçe içesi gelir alışık olmayan bünyenin. alıştıktan sonra şebeke suyu insanı susuz rakı içmiş gibi çarpar.

    yakın zamanda istanbul dönüşü bolu'ya uğrayalım diye tutturdum. mecburiyet caddesinin tepesindeki merkez çeşmenin önünde arabayı durdurup dışarının soğuğuna rağmen elimi yüzümü yıkadım. zerre susuzluk hissetmeme rağmen bir yudum aldım. sonra dayanamadım bir yudum daha aldım. kana kana içmeye başladım daha sonra. içtikçe susadım sanki, hiç bitmeyecek sandım. ta ki 3 litrelik bidonun parmaklarımı kestiğini hisseder gibi oluncaya dek.
    olsaydı şimdi.. bir duble de rakı olsaydı.. yumuşacık.. ailemin eziyeti yetmezmiş gibi 2 litrelik bidonunu elime tutuşturup beni bi posta daha kökeze gönderen komşumuz, rahmetli muhsin bey amca da olsaydı keşke karşımda. dolu bidonu getirip eline tutuşturduğumda, şebeke suyuyla hiç rakı içilir mi oğlum, deseydi. yine eve sokup rakı masasında karşısına oturtsaydı beni. hacer hanım teyzenin haberi olmadan bir cigara verseydim. babamın haberi olmadan kafaları çekseydik üst katta. abantta yakaladığı 5 kiloluk balığı anlatsaydı yine bana. evin her yerini sarmış cins cins sarmaşıklar ve havada asılı kalmış çimen kolonyası kokusu. muhsin amcayla mudurnu'ya gidip sabaha karşı abant'ta balık tutma hayali...
    yeniyetmeliğime dairdir kökez. su içmeyi özletir insana, çocukluğu özletir. yıllar sonra çeşme başında dakikalarca oyalar. yüzüne çarparsın çivi gibi, ferahlatır, ruhunu tazeler, arındırır. ağladığını bile belli etmez arabada bekleyenlere...
  • eğer şehre uzak bir yerde oturuyorsanız, kökez doldurmak bir ritüeldir. evdeki suyun bitmesine yakın anne telaşa başlar kökezler dolacak diye. bidonlar hazırlanır ve erkek kardeşe yalvarılır. kardeş, yılların getirdiği isyan birikimine rağmen bundan kaçamaz. sular dolduğunda ise derin bir oh çekilir. çünkü hepimiz biliriz ki, kökez yoksa çay yok, kahve yok, içilecek su yok.
  • trakya'da ise kazma gibi bir sozdur, allah'in kokezi derler bi isi beceremeyen icin, hatta en cok mahalle maci yaparken topa vuramayanlara denir.
  • içimi hafif ve çok güzel bir sudur. adını ilk duyduğumda benimle dalga geçiliyor sanmıştım. normal olarak ilk duyduğunuzda isim biraz farklı geliyor. sonrasında müptelası olduk, ailemin her gelişinde birkaç bidon su götürdüğü oluyordu. bidaha yolum düşse kesin ben de alırım 3-5 bidon. şunu şişeleyip satsalar ya.

    (bkz: deli gibi satabilecek ürünler)
  • adana ilinin aladağ ilçesine bağlı bir köydür.

    http://tr.wikipedia.org/wiki/kökez,_aladağ
  • aynı zamanda konya'nın kadınhanı ilçesine bağlı bir köy.
  • hakkında enteresan bir rivayet olan su. şöyle ki, bolu'ya yeni giden birisi bu sudan içerse 5+ sene bolu'da kalırmış. oha tabii. insan üzülüyor. deli gibi kaçanlar var bu sudan.
  • nedense boluluların çok övündüğü; acı olmasının yanında, geleneksel "kökez için bolu'da kalır" cümlesiyle beni iyiden iyiye korkuttuğundan, gittiğim zamanlarda mümkün olduğunca ağzıma sürmemeye çalıştığım su. bolu'nun şehir şebekesinden akan suyu son derece kireçli olduğu için (ki bence kökezden çok daha iyidir lezzet açısından) mahalle aralarındaki çeşmelerden eve taşınarak bolca tüketilir.
hesabın var mı? giriş yap