• 1960'larin ortasinda, ismi los ile baslayan gruplar modasi cikmisken, izmir'e konser icin grubu los alcorson ile geliyor juanito. gordugu ilgi hosuna gidince, kalmaya karar veriyor, grubun elemanlari geri dondugu halde..
    izmir'de sohret kazandiktan sonra, gazinolar krali fahrettin aslan'in teklifi ile istanbul'a gidiyor. burada ununun zirvesine cikiyor, ulkenin en taninan sarkicilarindan biri oluyor kirik turkcesiyle soyledigi sarkilarla. bir taraftan da , eglence, sefahat alemlerinin aranan adami oluyor juanito. 'kumsaldaki izler', 'canim vatanim', 'para ile saadet olmaz', 'ay beyaz deniz mavi' gibi sarkilari cok populer oluyor..70'lerin basinda, anadolu pop furyasi cikinca, artik pek aranip sorulmaz oluyor tabii. sonrasinda, ayni yillarda, fransa'ya geri donuyor.
    yillar once, sabah gazetesinde nebil ozgenturk'un juanito ile yaptigi bir roportaj cikmisti. adam, paris'te taksi soforlugu yapiyormus. etkileyici bir hikayesi vardi..
  • su anda sanirim girtlak kanseri gecirdigi icin zorlukla konusabilen eski bi sarkici. karisi istedigi icin fransaya donup, yillarca fransada yasamis, ama hep tr ye donmek istemis. karisi oldugu gibide donmus zaten. bir roportajini izlemistim gecen yaz trde cikan best of albumuyle ilgili, para kaygisinin olmadigini, zaten fransa dan aldigi emekli maasinin hergece bi kucuk raki acmaya yettigini, tr'de yasayabildikcede baska hic bir seye ihtiyaci olmadigini soyluyodu*. hatta o best of albumunde, canim vatanim sarki/siirini, nerdeyse olmayan sesiyle bolum bolum 1 ay uzerinde bi zamanda tekrar kaydetmis. o da cok acikli, adam agliyo filan. ve tabii (bkz: arkadasimin askisin)
  • (bkz: gardiyan)
  • "ispanyolca bir plak hazırlamıştım ve bu eserim 6 ay gibi bir süre türkiye'de 1 numara olmuştu. çok tutulan her sanatçı gibi beni de türk halkı tanımak istedi ve böylece 15 günlük bir kontratla türkiye'ye doğru yola çıktım. ilk seyahatim gare de lyon – sirkeci arasında oldu (orient express ile) ve sirkeci – ankara. trenin içinde tesadüfen ermeni bir öğretmen kızla tanıştım ve şu an türkiye’de en çok tutulan şarkı hangisidir diye sordum. çünkü nerede olursam olayım o ülkenin dilinde şarkı söylerim. isveç’te isveçce vs vs... kız "zeki müren’in gözleri aşka gülen " şarkısının çok tutulduğunu söyledi. ben de dedim ki lütfen bana sözlerini yazarmısınız ? yanımda 3 gitaristim de vardı. şarkının melodisini de yazıya döktük ve böylece sirkeci’ye varıncaya kadar biz o şarkıyı biliyor ve çalıyorduk. ankara’da da o akşam dario moreno salondaydı ben söylerken şarkıyı. ki dario moreno gerçek bir türk’dür. sonradan ben de herhalde fransızdan çok daha türk oldum,

    fransızlar lütfen kusuruma bakmasın. hatta vatandaşlık için bile başvurdum. babamdan izin istedim. dedi ki oğlum zaten sen tunus’da doğdun yani sen aslında özüne dönüyorsun, bir yerde osmanlısın. peki baba dedim seni etkilemiyor mu türk olmak istemem ? yok dedi, özüne dönmek, yeniden türk olmak senin kaderinmiş. bu ülkeyi sevdin. olabilirsin. bu arada cezayiri terk etme duygusunu da yaşamıştım . ve bu yüzden istanbul’a geldiğimde, ankara’dan sonra, orda da öyle br kontratım oldu ki, 4 yıllık, ben gitmek istesem türkler beni bırakmıyordu. ve 3 ayda türkçe konuşmayı öğrendim.

    sesimle ilgili bu kaza olmasaydı şu an emin olun ki istanbul’daydım. ve bunu ispat ettim çünkü 2000 yılında tekrar gittim ve şöyle bir şarkıyı okudum :

    " canım vatanım. bana son bir defa gösterin şehrimi, güzel rumeliyi, çamlıcanın sakız çam kokularıyla, geçen bir gemini isini dumanıyla, bir daha, bir daha göreyim süleymaniyeyi " ve ben yahudiyim. görüyormusunuz, bir ülkeyi sevdiğiniz zaman müslüman, hristiyan, protestan, budist olsanız, farketmiyor, şehri seviyorsunuz. ve ben istanbul’u sevdim.

    dört senelik çalışma kontratı yaparak beni mecbur bıraktılar orda kalmaya. ama aslında juanito ismi asil ege bölgesinden, izmir’den çıktı. dario moreno gibi. ve orda büyüdü ismim. ve yarın eğer türk olmak isteğim için verdiğim dilekçe bulunduğu sümen altından bir gün çıkarılırsa...bununla ilgili küçük bir hikayem var.
    iç işleri bakanlığına çağrıldığımda, saçları beyaz bir adam bana neden türk olmak istiyorsun dedi. ben de türkiye’yi seviyorum. babam da izin verdi dedim. başvuruyu doldururken bir işaret oldu sanırım, arapça bildiğimden sanırım ismimi safrana yazdım sokak arapçasıyla ve bu dil sadece eski türkçeymiş ve adam dedi ki juanito, hem türkiye’yi seviyorsun, hem de eski türkçeyi yazıyorsun. nasıl seni almasınlar vatandaşliğa ? işte böyle. ben canim vatanım türkiye'de hayata el veda demek istiyorum."

    http://www.hodrimeydan.net/juanto.html
  • unutulmaz ispanyol futbolcu. madrid mıntıkasında ilk akla gelen isimlerden biridir juanito. atlético madrid'de tanınmıştır juanito. agresifliği ilişiğinin kesilmesine neden olmuş, o da soluğu real madrid'de almıştır. hikâyenin bundan sonrası bir başarı öyküsü. sayısız kupada tuzu olmuştur juanito'nun. bir zamanların açığı giderek santrafor mevkisine yerleşmiş ve gol olup yağmıştır. en ünlü yüzlerden biridir seksenlerin real'inden. real demişken, jorge valdano, emilio butragueno, manolo sanchis, jose antonio camacho düştü aklıma gözlerim doldu, her ne kadar hiç haz etmesem de...
    (bkz: futbol asla sadece futbol değildir)
  • hakan eren'in prodüktörlüğünde piyasaya çıkan "bir zamanlar-2" karma pop albümünün babylon'daki tanıtım partisinde bir sürpriz yaparak fransa'dan istanbula gelmiştir ve albüm sanatçılarından biri olan gönül yazar ile birlikte sahne alıp "arkadaşımın aşkısın"'ı seslendirmiştir.
  • 1970 meksika dünya kupasının maskotu. yeşil formalı, çoraplı, beyaz şortlu bir tombik oğlandır küçük juan, pek sıcak kanlıdır doğrusu. şapkasının üzerinde mexico yazması, pek güldürür beni. yani o şapkaya kenya yazsanız da, çok bir şey fark etmezdi doğrusu...
    (bkz: göz var izan var)
hesabın var mı? giriş yap