• görünürde iş adamı, kaşifçilik yapan ama aslında istihbaratçı olan insan. t.e lawrence ajanından daha akıllıdır. normalde herkes lawrence'ı daha iyi bilir, tanır. fakat; 1. dünya savaşındaki diğer casusların kim olduğu pek bilinmez. bu şahsiyette pek bir renklidir. murat bardakçı şurada anlatmış.

    "kitabın yazarı olan john philby yahut tam adı ile harry st. john bridger philby, birinci dünya savaşı senelerinde ingiliz istihbaratının arabistanlı lawrence ve "çöl kraliçesi" gertrude bell gibi ortadoğu'da faaliyette bulunan önemli mensuplarından biriydi.

    cidde'de 'abdullah' oldu
    1885'te babasının görevli olduğu seylan'da doğdu, cambridge üniversitesi'nde şarkiyat okudu, arapça da dahil olmak üzere birkaç doğu dilini mükemmel şekilde öğrendi ve önce hindistan'da görevlendirildi. 1915'te türkler'e karşı savaşan hint birlikleri ile ırak'a, oradan da osmanlı imparatorluğu'na isyan bayrağını açmış olan şerif hüseyin'e yardım etmesi için arabistan'a gönderildi. savaş yıllarını arabistan'da geçirdi.

    savaştan sonra ingiltere'nin ortadoğu planlarını benimsemediği için istifa etti, bir ara yeniden resmî görevler aldı ama filistin taraflarına başlayan yahudi göçüne karşı çıktı, tekrar istifasını verdi, sonra yakın dostu ibn suud'un hicaz'ı ele geçirip şerif hüseyin ve oğullarını arap yarımadası'ndan kovması üzerine 1925'te cidde'ye gitti ve orada yerleşti.
    artık, krallığı ilân eden ibn suud'un en yakınlarından idi ama 1930'da daha ses getiren bir iş yaptı ve müslüman olup "abdullah" adını aldı!

    londra'da ev hapsine aldılar
    yabancıların serbestçe dolaşmasına izin verilmeyen suudi toprakları, ona tamamen açılmıştı... kıta arabistanı'nın iç kesimlerine uzun ama çok zorlu seyahatler yaptı. bilim dünyası abdullah philby'nin kitap haline getirdiği seyahat raporlarının sayesinde arap yarımada-sı'nı ilk defa her yönü ile öğrenirken, philby de petrol şirketlerine yaptığı danışmanlık işleri ve ingiliz müzelerine gönderdiği tarihî eserler sayesinde ciddî bir servet edindi...
    son derece çalışkan olmasına rağmen hırçın ve kavgacı idi... 1939'da ingiltere'ye dönüp seçimlere katıldı ama seçilemedi; ardından yahudi göçü karşılığında araplar'a maddî yardım sağlanması için bir plan hazırladı, hattâ bazı siyonist liderlerin desteğini bile aldı ama amerika ile ingiltere plana karşı çıktılar. philby bunun üzerine her tarafta hitler'in lehinde konuşmalar yapmaya başlayınca karaçi'de tutuklandı, ingiltere'ye gönderildi ve ikinci dünya savaşı'nın sonuna kadar ev hapsinde kaldı...

    müslüman mezarlığına defnedildi
    1945'te yeniden arabistan'a dönen philby hem iş hayatına bıraktığı yerden devam etti, hem de yeni kitaplar yayınladı. ama çok yakın dostu olan ibn suud'un 1953'te ölmesi üzerine yeni kral abdülâziz'i müsriflikle suçladı, arabistan'ı terkedip beyrut'a yerleşti, 1960'ın 30 eylül'ünde orada geçirdiği kalp krizine yenik düştü ve müslüman mezarlığına defnedildi...
    rupert murdoch'un başbakan tayyip erdoğan'a nâdir bulunan kitaplarından birini hediye olarak getirdiği john philby, işte böyle renkli, maceralı ama tuhaf bir ömür sürmüştü... john'un oğlu kim philby'nin hayatı ise çok daha tuhaf olacaktı..."

    kaynak: http://www.haberturk.com/…ve-ailesinin-tuhaf-oykusu

    diğer bir başka video'da bu kısa ama olsun. 0.07'de görüküyor.

    https://www.youtube.com/watch?v=tnckbowdyhq.

    oğlu'da kendisi gibi pek bir renklidir.

    (bkz: kim philby)
hesabın var mı? giriş yap