• moskova'da eceliyle olmustur. mi5'in sscb masasinin basinda dahi bulunmustur bu casusluk aktiviteleri sirasinda.
  • 1947-1949 yillari arasinda diplomat kiliginda bir ajan olarak istanbul'da bulunmus ve burada da sovyetler birligi icin calismaya devam etmistir.
  • the times'daki son röportajda, "neden vatanınıza ihanet ettiniz?" sorusuna "...to betray, you first must belong... i never belonged" yanıtını veren kişi.
  • john le carre takma adlı yazar david john moore cornwell'i de bu adam ispiyonlamıştır ruslara.
  • oldukça akıllı, zeki, soğukkanlı ve sabırlı bir rus casustur. zengin bir ingiliz ailenin oğludur. 5 arkadaşı ile sovyet rusya'ya yardım etmek için avusturyalı bir kgb ajanı ile temasa geçtiğinde bu ajan kendisine "kendinizi oldukça düzen yanlısı tanıtın, gerçek düşüncelerinizi belli etmeyin, gazeteci olun ve edindiğiniz önemli bilgileri bize ulaştırın" benzeri bir istekte bulunmuştur. kim philby ispanya'ya gazeteci olarak gönderildiğinde bilinçli olarak franco* ve faşist yönetim yanlısı haberler yollamış, böylece hiç bir şüphe çekmeden bilgiler edinmeye devam etmiştir. ispanya'dan ingiltere'ye geri döndüğünde polislerle olan önemli ilişkileri, entellektüel kişiliği, derin bilgileri sayesinde ingiliz gizli servisi mi5'e girmeyi başarmış, daha da komiği sovyet masası şefi makamına atanmıştır. 1949'da amerika'da cia kurulduğu sırada amerika'nın ingiliz haber alma teşkilatından bu kurulma aşamasında yardım istemesi üzerine philby bu görev için amerika'ya yollanmıştır. önemli mevkisi sayesinde sovyet rusya'ya amerika ve ingiltere hakkında önemli bilgiler sızdırmıştır bu dönemde. ruslar'ın ingiliz ve amerikan politikalarına karşı aldığı erken önlemler yüzünden kendisinden şüphelenen mi5 philby'i sorguya almış ancak kim philby kendisini o kadar soğukkanlı savunmuştur ki sorgu odasından çıktığından terfi etmiştir. ancak bu tarz bir casusluğun ömür boyu gizlenemeceği aşikardır. filistin'de olduğu bir dönemde casusluğunun anlaşılamaya başlanmasından sonra sovyet rusya kendisine "artık ingiltere'ye dönemezsin, moskava'ya gelmelisin" diyerek bu macerasına son vermiştir. diğer 3 arkadaşı da rusya'ya kaçarken geçmişin bu 5 sosyalist gencinden geriye kalan son casusun da sırrı bundan birkaç yıl önce açığa çıkmıştır ama kendisi artık ldukça yaşlı olduğundan ve casusluk yıllarından beri uzun zamandır kraliçenin sanat danışmanlığını yaptığından kendisine sadece kınama verilmiştir. kim philby'nin yaşamına dair bu olayları anlatan "asrın casusu" isimli kitap da vardır.
  • manic street preachers'ın picturesque adlı parçasının başında alıntısı olan kişi. o alıntı da : “to betray you must first belong” tur.
  • omrunun son donemlerinde tekrar ingiltereye donmek amaciyla ingiliz gizli servisiyle irtibata gectigi soylentisi mevcut olan casus. hatta bu irtibat kurma girisimini kafeste besledigi cins bir guvercinin yardimiyla moskovadaki dacasindan ingiliz buyukelciligine haber gondermek seklinde icra ettigi iddia edilmektedir.
    hikayesi, frederick forsythin dorduncu protokol adli romaninda genis bir yer tutmakta olan casustur ayni zamanda.
  • kendisiyle ilgili soyle guzel bir belgesel de bulunmaktadir;
    http://www.youtube.com/watch?v=x1pvpsb1ciu
  • '' bir komünistle ya da komünist olduğunu düşündüğüm biriyle en son temasım 1934 yılında olmuştu.''

    bu sözler cambridge beşlisi'nin en bilinen üyesi, hayatı sovyetler hesabına köstebeklik yapmakla geçmiş, modern istihbarat dünyasında ihanetin kitabını yazan adama, kim philby'ye ait. tam adı harold adrian russell ''kim'' philby. maşallah los angeles clippers ilk 5'i gibi bir ismi ve soğuk savaş döneminde dünyanın en büyük devletlerini ayakta uyutmaktan görücü usülü evliliğe kadar giden fırtınalı bir hayatı var.

    bir kere bu alanda richard sorge, heinz felfe gibi başka örnekler de mevcut ama hiçbiri philby kadar tanınmıyor. çünkü kurda sürüyü emanet etmişler resmen; ingiliz istihbaratı sovyet bölümü'nün başına bir rus köstebeğini oturtmuşlar. üstelik şüphelenip sorgulanmasına rağmen bir şekilde paçayı kurtarmayı başarmış.

    öncelikle bond tipi casuslardan aksiyon ve kumarı attığımız zaman geriye bu amca kalıyor; yani kadın ve alkol.

    kim philby; ihanet için motivasyon kaynağının her zaman para olmadığını gösteren güzel bir örnek. zira zengin bir ailenin çocuğuydu. cambridge'de okumuştu. dışarıdan bakıldığı zaman ingiliz devlet yapısı içinde oldukça önü açıktı. yani bu adamın köstebek olması herkesin köstebek olabileceği anlamına geliyordu.

    philby için her şey avusturya'ya gittiği zaman değişmişti. orada yahudi asıllı olan, ateşli bir sosyalizm savunucusu bir kadına aşık olmuştu. yani her şey bir kadın yüzünden başlamıştı. yine daha sonradan eşi olan bu kadın vasıtasıyla tanıştığı avusturyalı bir gazeteci philby'yi angaje etmiş; yani kendi tarafına çekmiş. yalnız philby'ye herhangi bir komünist faaliyet içinde bulunmamasını ve hayatına eskiden olduğu gibi devam ederek gazetecilik mesleğini seçmesini tembihlemişti.

    bu yakınlaşmadan sonra philby hem çeşitli gazetelerde yazmaya başlıyor, hem de cambridge döneminden bazı arkadaşları ile birlikte ingiliz istihbaratı içinde merdivenleri hızlı adımlarla tırmanıyor. amerika'da office of strategic services ve daha sonradan cia olarak yapılanan kurumla ingiliz istihbaratı arasındaki ilişkileri düzenlemek üzere irtibat subayı olarak washington'a gönderiliyor.

    artık hem ingilizler'in hem de amerikalılar'ın gizli sırlarına kolaylıkla ulaşabilen philby için işler tıkırında giderken cambridge'deki yakın arkadaşlarından, kendisi gibi bir istihbaratçı olan guy burgess'ın bir başka görevliyle beraber ortadan kaybolması hayatını alt üst ediyor. zira burgess eşcinsel ve muhtemelen bu vesile ile kendisine yakınlaşan biri yüzünden sovyetler hesabına çalışmaya başlamış ve sonunda duyguları ağır basıp ortadan kaybolmuş.

    tam bu noktada; doğrulanmasa bile, burgess'in köstebek olduğunu philby'nin ihbar ettiği iddiasını belirtmek gerek. ileride ingiliz istihbarat grubunu idare etme konusunda kendisine rakip olarak gördüğü için bunu yaptığı söyleniyor.

    (suyun oteki hali'nin bu konudaki düzeltmesi için: (#50049749) )

    bu olaydan sonra burgess'ın yakın arkadaşlarından olduğu için kim philby de köstebeklik şüphelerinin odağında yer aldığı için washington'dan londra'ya çağrılıyor. sorgusu yapıldıktan sorna beyrut'a gönderiliyor. teşkilattan kovulmasa bile işlerden el çektiriliyor. philby de görünürdeki mesleği olan gazeteciliğe devam ediyor.

    istihbarattaki arkadaşlarının bir kısmı philby'nin hain olduğuna inanmasa da; diğer bir kesim onu lübnan'da da yakından izlemeye devam ediyor. artık kendisini tamamen alkole veren philby, ruslar'ın kendisi ile tekrar temasa geçmesi üzerine silkiniyor ve faaliyetlerine devam ediyor. bu arada eski arkadaşlarından biri mi6 yetkilisi olarak beyrut'a onu sorgulamaya geliyor. ancak asıl amacı philby'yi hakkındaki iddialarla ilgili uyarmak. buna rağmen faaliyetlerine devam edince deşifre olmak üzereyken rusya'ya kaçıyor ve hayatının geri kalanını orada geçiriyor. rusya'da yaşadığı dönemde görücü usülü tanıştığı bir rus'la evleniyor.

    sovyetler'e inanılmaz hizmetleri olan bu adam lübnan'dan rusya'ya getirildikten sonra tam 14 yıl kgb binasına dahi sokulmamıştır. sonrasında ise kgb'de batı istihbaratının operasyon teknikleri hakkında dersler vermiştir.

    philby 1988 yılında, 76 yaşındayken moskova'da hayata gözlerini yummuş. hayattayken ihanetinin bedelini ödememiş belki ama umduğu gibi ruslar tarafından bir kahraman olarak da görülmemiştir. gerçi en azından mezarının yeri belli, üzerinde adı yazıyor. bir casus ve en önemlisi bu denli büyük bir hain için önemli bir başarı bu.

    hakkında bbc'nin hazırladığı ''the spy who went into the cold'' belgeseli: https://www.youtube.com/watch?v=a4fyqvrybuk

    bu da rus cephesinden, rt documentary'den gelsin ''philby: the masterspy'': https://www.youtube.com/watch?v=4kbg0ar7nnc
  • mi5'de hiç çalışmadı, yanlışı düzeltelim. sis(mi6) sovyet şubesi (ıx) sorumlusuydu. ironi işte.

    mi5'de çalışan cambridge'den arkadaşı anthony blunt idi. bilindiği gibi blunt da kgb casusuydu.
    dışişlerinde çalışan ve orada amerikan masasına bakan bir başka cambridge'li ve kgb casusu arkadaşı ise donald maclean idi.
    guy burgess ise bir kaç yıl sis'de daha sonra ise dış işlerinde çalıştı.
    john cairncross önce ingiltere'de şifre okulu'nda daha sonra manhattan projesinde ingiltere - abd koordinatörü olarak çalışan başka bir cambridge'li kgb casusu idi.

    (bkz: cambridge beşlisi)

    burgess'i philby'nin ihbar ettiği teorisi için gösterilen "ileride ingiliz istihbarat grubunu idare etme konusunda kendisine rakip olarak gördüğü için" neden oldukça çürük. zira burgess o sırada (1951) dış işlerinden yeni istifa etmiş durumda. sis ile ilişkisi ise 1941'de çoktan ona ermiş. sis'e tekrar girmesi ve kıdemli bir mevkiye gelmesi bile yıllar alacakken o sırada sis'de şef'ten (stewart menzies yani c) sonra 3. adam olan philby'yi ekarte etmesi olanaksız.

    son olarak bu ukala ve zengin ingilizlerin komünizmi ve kgb'yi seçmelerinin ve bu uğurda on yıllarca tehlike içinde yaşamalarının açıklaması kadın veya eşcinsellik olarak sunulması fazla basit ve bayağı kaçıyor.

    meraklısı için okumalar:

    sessiz savaş - kim philby
    asrın casusu - philip knightley
    köstebek - john le carre
    casus avcısı - peter wright
    cambridge beşlisi - ferit temur
    casuslar casusu - dusko popov

    ilgili kişiler:

    babası: john philby
    hocası: maurice dobb
    kgb bağlantısı: arnold deutsch
    kgb bağlantısı:theodore maly
    sis şefi: stewart menzies
    sis şef yardımcısı: valentine vivian
    sis amiri: felix cowgill
    sis'ten arkadaşı ve astı: graham greene
    sis personeli: jane archer
    cia'den arkadaşı: james jesus angleton
    kgb'den kaçmaya çalışan: konstantin volkov
hesabın var mı? giriş yap