• japonya'nın 12. ve 19. yüzyıllar arasındaki siyasi, iktisadi ve sosyal organizasyonuna verilen isimdir. pek çok yönüyle avrupa feodalizmine benzese de ayrıldığı noktalar da bulunmaktadır.

    örneğin, avrupa feodalizminde köylüler/çiftçiler (peasants) piramidin en altındayken konfiçyus’un toplumun üreten kesimini yücelten anlayışının hakim olduğu japonya’da en alt basamakta tacirler (merchants) yer almakta, çiftçiler ve balıkçılar tacirlere göre daha üst statüde görülmekteydi.

    feodal japon toplumunda piramidin en tepesinde her ne kadar göreceli olarak sembolik bir güce sahip olsa da imparator yer alıyordu. toplumu asıl yönetense imparatorun altında yer alan warlord diyebileceğimiz shogunlar, aristokrat sınıfı daimyo lordları ve bunların şövalyeleri olan samuraylardı.

    toplumsal piramitte, samurayların altında çiftçiler/köylüler yer alıyordu. konfiçyus’un öğretileri doğrultusunda, yiyecek üreten ve böylece diğer sınıfların da bekasını sağlayan çiftçi/köylü sınıfı, zanaatçılardan ve tacirlerden daha üstteydi. her ne kadar teoride kutsal bir misyonları olduğu düşünülse de feodal dönem boyunca japon çiftçi/köylü sınıfı – tahmin edileceği üzere – ezici vergiler ödemek zorunda kalmıştır.

    ürettikleri şeyler her ne kadar en az çiftçilerin ürettikleri kadar önemli olsa da, zanaatkar sınıfı çiftçilerin altında yer alıyordu.

    tacirler, üretken çiftçi ve zanaatkar sınıfının emeğinden nemalanan parazitler olarak görülüyor, bu yüzden de toplumsal piramidin en alt basamağında yer alıyorlardı. şehirlerde diğer sınıflardan ayrı bir bölümde yaşıyorlardı. ama zamanla, ekonomik olarak güçlendikçe, bu sınıfa yönelik kısıtlamalar zayıflamıştır.

    tacirlerin de altında bütün bu toplumsal piramidin dışında bırakılmış bazı gruplar yer almaktaydı. bunlar etnik azınlıklar, tabu sayılan çeşitli sektörlerde çalışanlar (kasaplar ve cellatlar gibi), suçlular, oyuncular, fahişeler vs. idi.
  • (bkz: #1147115)
hesabın var mı? giriş yap