ilik
-
kemiklerin iç boşluklarını dolduran yağlı madde; kemiklerin ortasındaki ilik kanalında ve kemiklerin sünger dokusu içinde bulunur. bazen bi haywanın kemiğini kemirirken [ahı], jöle benzeri bi sıvı ile karşılaşılır, ben yemem; sofradaki herhangi bi büyük seslenir "ilik lan ilik, ne güzeldir bu, wer bakiim ne anlican sen"... "al tabi.. çürüt iliği"
-
vücuduna ve özellikle beline hayran olunan kadın milletine yakıştırılan ve iç çektiren sıfat... "ilik gibi kız beaağmına koym" , "ilik gibi yiiceksin bunu" , "ne ilikler tanıdım, emdim, böölesini bilmedim"
-
tadı güzel olan vıcık vıcık sey.
-
düğme geçirilen yer, yarık (bkz: iliklemek)
-
(bkz: ilik kanseri)
-
ingilizcesi marrow.
-
-
önümüze küçükken koca kemiği koyup emmemizi bekledikleri şey.
bunu reddedince de "sen ne anlarsın ki be!" şeklinde bir cevapla ve "hüloooaarpffşşşşş" şeklinde bir ilik emiş sesiyle karşılaşır, tekrar bir ayrı mutlu olurduk iliği reddettiğimize. -
ingilizce konfeksiyon terimi buttonhole
-
gazoz kapağına çocukçada verilen ad.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap