ilhami çiçek
-
satranç dersleri i
uzun bir nehirdir satranç
kıvrak ve uzatarak boynunu
nice güneş batışını yerinde görmüş boynunu
oysa veba tarihçileri bilmemişlerdir
her karenin bir karşıveba girişimi olduğunu
göğe bezgin bakanların bir türlü öğrenemediği
bir oyundur satranç
evet ilk aşk gibi bir şeydir ilk açılış
artık dönüş yoktur
kuşku bağışlanmasa da
tedirginlik doğal sayılabilir
ancak
yürümenin dışında bütün eylemlerin adı
kaçış kaçış kaçıştır
çapraz özgürlüklerinde filler
acılardan yapılmış bir alanda
ne zaman ki esrirler
yazsak defterlere sığar mıydı
şah açmazında vezirin ölümcül tutkusunu
yerine göre piyon da bir tufandır
içinde hep bir vezir sürekli mahzun
düz gider çapraz vurulur ve uzun uzun
günbatımlarını çağrıştırır
hüznü uçlarından dolanıp
yalın sıçrayışlarıyla piyonlar arasından
ürkek ama cesur ama sevimli
açsa duyargalarını o tarihsel şiire
iyi bir oyuncu en çok atları sever
sen ey atını kaybeden oyuncu
bir ilkyazdan koca bir güz yontan adam
bırak oyunu
artık
öyle bir ıssızlık düşle ki içinde
yeryüzünü kişnesin
bizim atlar -
ahmet oktay'ın "yaşım 27 -insan/kökü çürümüş çınar gibi/apansız ihtiyarlar-/azaltmıyor, azaltmıyor/müezzinin sesi/göğsümdeki kederi" diyerek konuşturduğu 1954 oltu doğumlu 1983 tokat ölümlü şair ve edebiyat öğretmeni. tek kitabı satranç derslerinin çıktığı ay askerliğini yaptığı tokatta intihar etmiştir. yalnız hüznü vardır kalbi olanın.
-
iv
yalniz hüznü vardir kalbi olanin -
'uçurumlarda açip, uçurumlarda solan bir çiçek'
-
1954 oltu doğumlu. örselenmiş bir çocukluk yaşadı. okumak en büyük tutkusuydu. özellikle de şiir okumak... edebiyat öğretmenliği yaptı. 1983 yılında, kısa dönem askerliğini yapmak için tokat'a gitti. tek şiir kitabı "satranç dersleri"nin yayımlandığı ay, mayıs 1983'te, askerdeyken intihar etti.
hakkında bilgi almak için arama motorlarına başvurulduğunda ömrünün kısalığına nazire yapar gibi, yukardaki satırlar kadar kısa cümleler bulunan şair! var olan tek şiir kitabı satranç dersleri de piyasada bulunmuyor... -
canlar
umut kesilmiyorsa dostlarım
kesip
barikatlar kurarak kangrenli gövdemizden
şurda güneşe ne kaldı. -
veda
güpegündüzün kırıldı cam
penceremde veda
çınarın yaprağa anlattığından
gün - bütün bir ceset gibi
bahçede şimdi
penceremde yas
çekildi özsular içerlere
çokça cam kırığı kıyı ve duvarlardan
aştığı gün. -
kapandı mahremiyetine kapanıp yere düştü
kan yok işte kan çekilmiş meleksi çehresinden
kül gibi benzi gövdesinin görebildiğimiz yerleri külrengi
kaçı aklındaydı acaba annesinin tembihlediklerinin
en küçük kardeşine en son neyi vaat etti
fütursuz ömürler kısadır bilmez miydi
bilmez miydi herkesten iyi bunu
kaçmak isterken vuruldu. * -
"sorarak" isimli şiiri.
yeryüzü kırlarında böyle
yürekleri taşıtlardan yana çarpan
yaramaz adamlardı sürücüler
bakarlardı dikiz bir bencillikten
boyuna yalnızdık
aradan
bunca dağ geçti.
patikalar boyu iz sürüp
taşradan bir başka taşraya
ilerilere oradan ta nerelerine dağların
çok taşıt değiştirdik böyle kent kent
çok can kaybı.
ve sağlar
korkuyla sevinç arasında
irkilerek daha çok bu sağnak gibi yağan yazgıdan
şöyle bir sıvazlayıp ağrıyan yanlarını
dudaklar dualara aralık
gördük ki kemiriliyordu can ağacının dalları
kuyular açar gibi kanda
sorarak
etli kanda sıcak kemik soluk alıyordu.
alıntı karakutu.com -
"bir oyuna rasgeldim
her taşı yakup hüznü"
"ve sabır
olmasaydı
yeryüzünde
birgün
kalınabilir miydi?"
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap