• hasta hikayelerinin bolluğu, birçok makaleyi referans olarak vermesi, özellikle nazi almanyasından verdiği örneklerle sürükleyici bir arno gruen kitabı. hitlerin halkı yönlendirme becerisinin ve halkın neden bu kadar kolay yönlenmeye açık olduğunun altında yatanları açıklamaya çalışmış. astığı astık kestiği kestik lider pozuna olan düşkünlüğümüzün ve bu poza neden kolayca itaat ettiğimizin ipuçlarını da görebiliyoruz.

    çocukluktan içimizde yeşeren yabancıyı hayatımız boyunca saklamamız, çocukken kurban durumunda olduğumuz o anların acısını görmezden gelmemiz ve ilerde başkalarını kurban etme isteğimiz.. "kendimi en çok birini öldürürken canlı hissediyorum" diyen katillerin bilinçaltındakiler.. nazi subayları arasında yapılmış araştırmaların çarpıcı sonuçları.. iş hayatında yönetim kademesinden ayrılanların, sadece iş yitimine değil aynı zamanda kişilik yitimine de uğradığına dair tezler ve örnekler.. daha ne olsun.

    kısaca özetlenemez ama şöyle bağlayacağım: acısına sahip çıkmayan bireylerin şiddet eğilimlerini çarpıcı örneklerle anlatan ve mutlaka okunması gereken bir kitap.
    (bkz: nefretin kökenleri)
  • alt başlığı “nefretin kökenleri”, daha da alt başlığı “yabancı olana nefret ve sonuçları” olan; daha önsözünden not aldırmaya başlamış kitap.
  • arno gruen burada da diğer kitaplarında olduğu gibi içimizdeki nefretin kaynağını insanın kendine yabancılaşmasında yattığını anlatır. kendine yabancılaşmanın nedenini de acının küçük yaşlardan itibaren önce aile sonra da diğer herkes tarafından yok sayılması olarak açıklar. kişinin acısı yok sayıldıkça acı ne yaşanabilir ne de ifade edilebilir. böylece kişinin kendisi için bile bu acı ulaşılamayacak bir yere yerleştirilir. kendi benliğiyle bağlantı kuramayan bir kişiliğin de sağlıklı bir gelişimi söz konusu olmayacaktır. kitap kişinin kendi acısını tanımamasının ne çeşit felaketlere sebep olabileceğini vahşetin olabilecek en uç örneklerinden biri olan hitler üzerinden anlatır. hitler'in bazı anlarda duyarlı pozları kesmesi duygudaşlıktan değil insani rolleri oynamayı iyi başarmasından ileri gelir. yazara göre empati için duygudaşlık gerekir ve kendi acısını tanımayan birinin ötekiyle duygudaşlık kurabilmesi imkansızdır.

    bu özet fikirden çok daha derinlikli analizlere sahip hafifletici bir kitap.
hesabın var mı? giriş yap