• islam mimarisinde süsleme sanatının boşluk bırakmaktan korkarcasına tüm yapıyı kaplamasını "boşluk korkusu"na bağlar sanat tarihçileri, ve islam sanatının bu özelliği horror vacui olarak tanımlanır
  • bir alova siiri.

    denizin carsafi yetismedi kiyiya

    cocuklar yarida biraktilar oyunlarini

    aralik kalmis bir kapiyim
    ucan bir agac
    sozsuz bir dusunceyim
    sofradaki eksik iskemle

    topla, topla butun camlarimi!

    beni govdenle yika
  • gorsel sanatta horror vacui sanat eserinin yuzeyini detaylar, figurler, cizgilerle donatmaktir. yani bir nevi minimalist sanat'in tersidir

    horror vacui'in ciktigi veya esinlendigi yer akil dengesi bozuklugu veya ruh hastanesi sakinleridir, hatta bu outsider art kategorisi altinda yer alir. horror vacui sirf rokoko veya victorian doneminde yer almaz, sutton hoo'daki viking gemileri veya ruthwell cross'da da gorulur..

    bilincli veya bilinciz, horror vacui'in grafik sanata da etkileri olmustur. david carson veya vaughan oliver'in sanatinda, ve mark beyer gibi cizgi roman sanatcilarinda da gorulur.
  • tanrıları yaratır.
  • ingilizce veya latince olabilir ve boşluk korkusu/boşluk dehşeti demek. atlantisten gelen zekiye arapçasının havfu'l-ferağ olduğunu bildiriyor.

    beyaz korkusu da var ama bu o değil, boşluk korkusu. boşluk veya beyaz korkusu diye aklımda kalmış ama anımsayamıyordum. kayınbiraderle yazışırken çıkarabildim. ilk anımsadığım biçimler horror agui/egui, horror aqui idi. tabii arama motoruna öyle yazınca bir şey bulamıyorum.

    beyaz korkusu (süt korkusu mesela, şaka şaka, göt korkusu) ise türev ve şöyle: yazılı sınavlarda beyaz kağıdı doldurma korkusu/zorluğu, ayrıca ressamın beyaz tuvali doldurma korkusu da horror vacui yani boşluk korkusuyla ilintilidir. öte yandan boş zamanda yerinde duramayan, işkolik, kurtluların, defterlerin/kağıtların boş yerini bırakmamacasına milimine kadar aşırı dolduranların hep bir tarafından horror vacui ısırıyor olabilir.

    sayfa kenar boşluklarını, üç tarafından sıfırlasak nasıl olurdu, o kitabı nasıl okurduk? öngörüm, olağan kenar boşlukları sayfa içeriğini bir bölgeye, çerçeveli alana çeviriyor. o çerçeve olmadan, satırlar kitabın tüm sayfalarında mükemmelen korunsa dahi kimi yerde sayfa dışına taşmış, bazı harfler kaybedilmiş olabilirdi; aşırı doluluk okuyanı horror vacui gibi rahat bırakmazdı.

    (bkz: boş kağıt)
    (bkz: mezar toprağı/@ibisile)
  • güzel bir örneği divriği ulu cami kapılarıdır.
  • sanattaki anlamından ziyade gerçek hayatta odamda bir örneğini sergilemeye çalıştığım korku.

    odanın 3te birini kaplayan bir yatak ve bir duvarı yarısına kadar dolduran dolap var. 3 masayla yaşıyordum artık maalesef 2ye indi falan 2 kitaplık alarak boşta kalan duvarı dolduracağım en yakın zamanda. işin kötü yanı yazdığım yazılarda da aynı şekilde davranıyorum. havada kalan tek bir cümle bile sinirimi bozmaya başlıyor. her şeyin altı dolacak, her cümle zemine ulaşana kadar bağlanacak.
  • geçiş detayları

    epiloglardan sonra kalanlar.
  • boşluktan korku duymak. ressam boşluktan duyduğu korkuyu yüzeyi tamamen doldurarak yok etmeye çalışır. *
    bazen uzaktan belli olmaz, tabloya yaklaştığınızda boşluk gibi görünen kısımlarında ince ince doldurulduğunu görürsünüz. bir nevi hastalık sayılabilir sanırım.

    minimalist ve sadeliğe aşık biri olarak pek sevmiyorum ama tablolarda çok güzel eleştiri getirenler var. özellikle alejandro almanza pereda'ın bu konuya getirdiği yoruma hastayım. **
    günümüz dünyasında doğal güzellikleri saklamak yerine "boşluk kalmasın korkusuyla" etrafı delice betonlaştırmaya çalışan bencil insanoğlunun yüzüne gerçeklerini çarpıyor. hem de öyle sert ki tüm duvar rahatsız edici bir korkuyla betonlaşana kadar devam ediyor.
    (bkz: stendhal sendromu)
hesabın var mı? giriş yap