• şair. gün akşamlıdır isimli bir kitabı var. islami rock -ne demekse- yapan bir muhterem şiirlerini bestelemişti. aynı adı taşıyan albümde bu muhteremin de kendi sesinden okuduğu şiirler var.
  • ingilizce bilmediği için ingilizce tıp bölümüne ders vermeyen, bu nedenle de ne yazık ki hocam olamayan değerli tıp adamı. böylelerinin karşısında önlük iliklenmeli, şöyle bir toparlanmalı. saygıdeğer insanlardan.
  • radikal'in internet sayfasında üyeliği olan profesör. sanırım gerçekten o.
    http://www.radikal.com.tr/…/ozel_sayfa.php?uye=9398
  • türkiye'nin en ünlü denmesinde sakınca olmayan hormonbilimcisi
  • goztepede otururdu bu insan, hala orda mi oturuyo bilmiyorum. ufakken bahcede top oynarken asik yuzunu gorurduk korkardik. yas: 9
  • vakti zamaninda kendisine muayene olmaya gitmistim bu babacan adamin. hastaliktan cok bana refakat eden ablamin ve benim isimlerimizin kokeni uzerine konusmustu, hemen sevdirmisti kendini. hormonbilimciliginden degilse de dilbilimciliginden almistik payimizi.
  • divan edebiyatı'na mükemmel hakimiyetlerine şahit olduğum bir andı. bir anda bu adamcağız bir tıp profesörü mü yoksa edebiyat tarihçisi mi, şaşırmış donakalmıştım.

    yıldız sarayı'nın bahçesinde kulağına eğilip mihri hatun türk edebiyatının sappho'suymuş siz ne dersiniz, diye soruyorum. bu vesileyle kısa bir yakın tarih edebiyat araştırmaları gezisine çıkıyoruz. sonuç:

    -olmaz öyle şey! evet, sennur sezer demek ki halt etmiş.
    pekala, bu arada iskender pala esiyor gürlüyor divan edebiyatı, musıki üzere geleneksel sahne sanatını icra ederken hüsrev bey "nabi'nin besteleri" lafına içerliyor, kulağıma küçük bir fısıltı:
    -nabi müzikle uğraşmamıştır...

    peki, bu şekilde tashih edelim. bir de şu inanç turizmi lafı... hakikaten ne kadar irkiltici... mevlana üzerine konuşuyoruz "yahu bu inanç turizmi lafı güzafı aldı başını gidiyor..." nasıl rahatsız olmasın insan.

    bir kere mekkeliler haccı bir inanç turizmi olarak mı duyuruyorlar... iran'da imam rıza'nın türbesi inanç turizmi var diye mi ziyaret ediliyor. işte mevlana orada, isteyen gider, istemeyen gitmez. yani sayın belediye başkanı, il kültür müdürü lalesi, anladınız mı mesele neymiş:
    -inancın turizmi olmazmış...

    handiyse kapalı gözleriyle yorgun, omuzuma düştü düşecek başını zoomlamaya çalışan kameraman sahnedeki şiirleri ikişer dörder beyit önceden mırıl mırıl okuyan hüsrev'deki hakikat kulağını nereden kestirecek ki?

    omuzum kırılmasaydı mevlana üzerine yaptığım çalışmayı şimdiye bitirmiş olacaktım, diyor. üçte biri bitmiş eserin tamamlanması için 2005'in aralığını beklememiz lazım. o tarihte emekli oluyorum diye ekliyor.

    nerden baksan temizinden bir elli yıl her mecliste"ben hüsrev'im, hüseyin diğeri, hukukçu olan" açıklaması yapmak durumunda kalan bu adamın her sözcüğünde öyle bir sükun, her anında öyle bir derinlik var ki...
hesabın var mı? giriş yap