ganita

• trabzon'un merkezinde bir yer adi. sahilinin guzelligi ve kafeleriyle biliniyor. siirlerde cok gecen bir yer. "ganitanin kiyisinda martilar gizliden gizliye dolasiyor mu" der eyuboglu bir siirinde...
• trabzon'un, kalbi sayilabilecek, lokal bolge.
  esasen ismini, denizden yuksekligi, ben diyim 200 m. siz deyin hede hode olan, bir cay bahcesi mekanindan alir. ve cay bahcesinin ustunde eskiden "amerikan ussu" olan, simdilerde turk askerinin konuslandigi, bir kademe daha yuksek, askeri tesis bulunur.
  bu cay bahcesini ktulu ogrenciler daha cok tercih ederler, yer yer de trabzon ahalisi barindirir, icinde. bir simit ve cay esliginde sabahlari denize nazir mekanda alinacak keyif, bir baska yerde daha hissedilemez sanilir.
  ayrica mekanin komik bir halet i ruhiyesi daha vardir ki kendinizi mekan harici dusunup de insanlari gozlerseniz ufaktan dudaginizda ince bir tebessum olusur; zira, her masa mudaviminin onunde bir gazete, dergi ders kitabi oldugu halde, bu objelerle ilgilenilmek yerine, (ilgilenilirmis gibi yapilir) millet birbirini kesmeye calisir. bu anlami ile de "flort baslatan mekanlar" kategorisine sokulmasinda da bir mahsur yoktur, kanaatimce.
  ozellikle yaz gunlerinde ganita'dan (ki sahile sifirdir, yuksektir malum) asagiya bakarsaniz, cirilciplak yuzen cocuklari, balik tutmaya calisanlari, balik ekmek yiyen, raki/bira icenleri gormeniz mumkundur. yaz geceleri de guzel olur. bir senlik yasamak adina; sahil boyunca yuruyerek cekirdek citletirsiniz, denizi ve yakamozu seyredersiniz. kis geceleri biraz tenha oldugundan, gezilmesi tavsiye edilmez, tarafimdan, cunki kayaliklarda tuneyen sarapcilar istenmeyen hadiselere sebebiyet verebilirler.
  (bkz: ya iste boyleyken boyle)
• eskiden kayık kiralanıp göksu tadı yakalanan mekan.
• sahibi, kirayı 2 milyar yaptı diye belediye başkan yardımcısını dövdü.
• ganitada oturup arkadaşlarınızla çay içip, çay bahçesinin hemen altındaki koya bakarken bi süre susup abuk subuk şeylere kitlendiğiniz yer...
  genellikle sabahları dersaneden kaçılıp 2 puaça alınıp ganitada kahvaltıya inen gençler burda çeplerindeki şehir krokilerini ve heyecanlarını alıp orada şehirden kaçış planları yaparlar...
  ama sonra ordan kaçan kurtulan ve artık üniversite de olan gençler ganitayı ve o günleri asla silemez history kısımlarından...
• masada oturan iki kisiden biri meyve suyu içmek ister. öbürü "ben daha sonra alacagim" der. garson meyve suyu isteyene dönüp "o zaman sen de birazdan alirsin" der ve uzaklasir... ikili garsonun arkasindan bakakalir. ganitada bu tarz durumlarla karsilastiginizda sasirmamaniz gerekir cunku ganita mükemmel manzarasinin yaninda sahsina münhasir garsonlariyla da taninir. hatta pipet isteyen müsterinin biri pipetle birlikte asagi atilmakla tehdit edilmistir. burasi ganita her sey olabilir, erimeyen sekerler, hasin garsonlarin yaninda harika bir manzara martilar, deniz vs vs... sikayet edilse de vazgeçilemez istanbul gibi...
• çay istersiniz. gelir. klasik olarak tabakta iki şeker vardır. tek şeker içen biri olarak garsondan şekerlerden birini almasını istersiniz. ve garson "hangisini" diye sorar. sanıyorum ki sadece ganita'da yaşanabilir böylesine güzel bir anı...
• (bkz: deviantart)'ta çalışmalarını sergileyen (bkz: leyla alkan) isimli kara kalem ve yağlı boya sanatçısı . özellikle unlulerin portre çalışmaları harikadır. gözleri mukemmel çizer. örnek olarak kazım koyuncu ve natalie portman çalışmaları süperdir. kazım koyuncu'nun ifade ve bakışlar insanın içini burkar ...
  
  ganita: http://ganita.deviantart.com/
  kazım koyuncu: http://www.deviantart.com/deviation/39364457/
  natalie portman: http://www.deviantart.com/deviation/37248820/
• sanıldığının aksine, ganita -bana göre- kapalı havalarda daha da güzelleşen bir mekandır. deniz kıyısı ve masalar tenhadır. martılar ganita'nın kıyısında dinlenir, şakalaşır, öpüşür. huzur veren bir dinginlik vardır ganita'nın bu havalarında.
• yanınıza gelen garsonlardan "çorba" isteyerek, büyük bir çorba kupası içinde biranızı denize karşı gizli gizli yudumlayabileceğiniz güzel bir yer.