10 entry daha
  • [hakimi mutlak bürokrat klamm'ın özel sekreterlerinden mamus (bu eski roma'da alay tanrısının adıydı), tutanakları düzenler. "sayın sekreter", der k., "klamm bu tutanağı okuyacak mı?" "hayır", der mamus, "niye okusun ki? klamm bütün tutanakları okuyamaz, ayrıca o, hiçbirini okumaz..." ernst fischer - franz kafka

    [genellikle dava, "yalnız kamuoyundan değil, davalıdan da gizlidir..." aynı zamanda alt derecedeki memurlardan da gizlidir, o nedenle memurlar, üstünde çalıştıkları işlemlerin kendilerinden sonraki aşamalarını hemen hiçbir zaman tam olarak izleyemezler... onlar, ancak davanın kendilerine ayrılmış bölümüyle ilgilenebilirler..."] ernst fischer - franz kafka

    "kafka için önemli olan, her zaman genelleme düzeyinde kapsamı genişletilmiş olan değil, ama dolaysız yaşantı, somut ayrıntıdır." agy

    "böylece dile gelen, kafka'nın her zaman somut ve dolaysız nitelikteki insancılığıdır." agy

    "her büyük devrim, yabancılaşmayı parçalar. sınıflar ve insanlar birbirlerinin karşısına gerçek yüzleriyle çıkarlar; olayların gücüyle dolaysız kararlara, başka deyişle özgürlüğe, kendi kendilerine giden yolu bulurlar." agy

    "kleist'ın düzyazıları, stendhal ile merimee'nin yapıtları ve nihayet en uç noktadaki bağlamlar içersinde, kafka'nın yaratısı, olayların tam ortasında yer alış ile araya zorla konulan uzaklığın birbiriyle çelişkili bir birleşimidir." agy

    [kafka olgun döneminde ayrıntılarla dolu romanlardan tiksiniyordu. (...) kafka, "amerika" romanı üzerinde çalışırken "david copperfield" adlı yapıtını bazı bakımlardan örnek aldığı büyük ingiliz romancısı dickens için şöyle der güncesinde: "dickens'ta zenginlik ve umursamayan güçlü bir atılganlık var; ama bundan ötürü de korkunç güçsüz yerlere rastlanıyor; böyle yerlerde yazar, yorgun argın yalnızca daha önceden erişebilmiş olduklarını bir araya getirmekle yetiniyor. anlamsız bütünün uyandırdığı izlenim barbarca; ben zayıflığım ve öykünmenin bana verdiği dersler sayesinde bu barbarlıktan kaçınabildim. dickens'ın duygu yoğunluğuyla dolu tutumunun ardında kalpsizlik gizli. tipler kaba saba çizilmiş ve yapay olarak her insan bakımından gerçekleştirilebilir; bu tipler olmasaydı, dickens şöyle üstünkörü bile olsa anlatısında ilerleyemezdi."] agy

    "bir zaman gelmiş, yazın alanında bir zayıflama, fazla yağları atma kürü kaçınılmaz olmuştur; roman için kafka, tiyatro için de brecht bu kürün başlatıcıları arasındadırlar." agy

    "walter scott, şatoları o denli ayrıntılı anlatmıştır ki, sonunda okurun belleğinde hiçbir şey kalmaz. edgar allan poe, usher'ların evini yüzlerce ayrıntıyla değil, unutulması olanaksız tek nir felaket atmosferi içersinde sergilemiştir. nesnelerin buharı, nesnelerin kendisinden daha etkin olabilir." agy

    [melekler nesneleşir, ama nesneler canlılara dönüşür. kafka çöplükten gelen, çevresinden kopuk bir nesne hayaleti olan odradek'i şöyle anlatır: "ilk bakışta yassı, yıldız biçimi bir iplik makarası gibi görünüyor, ve gerçekten de çevresi iplikle sarılı gibi; ama bunlar yalnızca kopuk kopuk, eski, birbirine düğümlenmiş, aynı zamanda birbirine karışmış, değişik tür ve renkte iplik parçaları olabilir. yalnızca tek bir makara değil, yıldızın ortasından küçük bir çubuk çıkıyor ve sonra bu çubuğa dik açıyla bir ikincisi ekleniyor. bir yandan bu son çubuğun, öte yandan da yıldızın uzun uçlarından birinin yardımıyla, şeyin bütünü iki ayak üstündeymiş gibi dik durabiliyor..." bu masal yaratığı, alışılmadık bir biçimde tuhaf ve tüyler ürpertici olan bu odradek, görünüşte ölümsüz gibidir, "ama benden sonra da hayatta kalacağı düşüncesi, bana neredeyse acı veren bir düşünce."] ernst fischer - franz kafka
2 entry daha
hesabın var mı? giriş yap