• (bkz: vechny muzh)
  • beyoğlu'nda sahaflarda yunan mitolojisiyle ilgili kitaplar bakarken gözüme çarpan ve sırada okumam gereken 10dan fazla kitap varken kendimi tutamayıp aldığım dostoyevski romanı.

    çok da güzel bir baskı, sayfaların rengi ve sert kapağı fazlasıyla çekici ama başlamamam lazım..
  • kişisel gelişim kitaplarının hiçbir işe yaramadığına, klasikleri okumanın gerekliliğine kanıt niteliğinde bir kitap.
    vay be. hakikaten dostoyevski'nin kalemini tanrı kullanmış olmalı.
    bir çırpıda okunabilecek devasa bir yapıt.
  • öncelikle adını ilgi çekici bulduğum için okumayı düşünmüştüm bu dostoyevskieserini. meğerse kitabın “kadın budalası” adıyla da yayınlandığı dönemler olmuş. açıkçası o isimle denk gelseydim eğer okumayı belki de istemeyebilirdim:)
    tıpkı “budala” eserinde olduğu gibi burada da çok yoğun bir olay kurgusu olmasına rağmen nedense iki kitabı da sevemedim. nedense dediğime bakmayın, nedenini biliyorum da şimdi dile getirmek kitabın ana dönüm noktalarını ifşa etmek anlamına gelir. o dönemeçleri keşfetme keyfini (ya da hüznünü) okuyucunun elinden almak da şimdi bana yakışmaz.:)
    sonuç olarak, kitap zihnimde ne ebedi ne de edebi bir yer işgal etmeyecek. üzgünüm dostoyevski.
  • araf yayınlarından okunmaması gereken kitap. allahtan beynimiz kelimenin ilk ve son harfi doğru olunca diğerlerini otomatik olarak tamamlıyor. yoksa bu kadar çok hata olan kitabı okumak mümkün olmazdı.
    dostoyevski'nin alışılmış tarzının dışında bir konusu ve anlatımı vardı. hatta bazı yerlerde inceden bir piyes havası olduğu bile söylenebilir.
    insanı hiç yormayan, duyguyu karşı tarafa geçirebilen hoş bir kitap. gürültülü ortamlarda bile okunabilir.
  • devlettir. bu yüzden artık karı koca yoktur, eşler vardır.
hesabın var mı? giriş yap