tahtakale *
-
edip canseveri'i sevme nedenlerinden sadece biri. "bir asker, öyle bir asker ki, doğduğu günden beri izinli / dünyaya izinli, kadına izinli, sevmeye izinli" demiştir edip cansever bu şiirinde. insan bir kere askere gitse hatta gitmese bile şiirin yazılan değil bakılan bir şey olduğunu kavrar bu dizeyle. bir askere böyle bakabilmek şiirdir işte. aynen phoenix şiirinde "kim bakardı uzağa köpekleri saymasam" dediği gibi. köpeklerin neden hep uzağa baktığını hiç düşündünüz mü?
govdesi ince uzun, eliyse peynir ekmekli
beni mi suzuyor ne, cay mi iciyor ne, anlamadim
bir asker, oyle bir asker ki, dogdugu gunden beri izinli
dunyaya izinli, kadina izinli, sevmeye izinli
bilmem ki nasil olmus her yerden cikivermisler
urkek ve devamli insan yuzleri.
gunesler gidiyor camlarda, bayburt'ta aksam yemegi
kolunu kaldiriyor biraz, yuzunu eksitiyor biraz,
biraz da donkisotvari
biriyse elini atmis durmadan karistiriyor
cebini karistiriyor, guldukce guluyor kadinin biri
guldukce guluyor ya da gulmuyor iste guldukce
adamla sikinti catilmis silahlar gibi.
cocuksun, anlamiyorsun, suslemisler her yeri
dokunsan aglayacak, konussan
susmayacaklar bir daha
elleri vardir bilseniz, durmadan bizi gosterir elleri
baksaniz bakilirlar, sevseniz sevilirler kimseye benzemeden
biri de bir kadindir alinmis efsanelerden
bir kadindir guzelim unutmus erkekleri.
bu sandik, tahta sandik, ustunde gul resimleri
yaninda bir adamla sanirim dogu illerinden
uc asker tiras olmus, beyaza kesmis yuzleri
seker mi yiyorlar ne, dus mu kuruyorlar ne, anlamadim
belki de bir tanrisi var acinin, huznun, ayriligin
ki durup dururken oyle ansizin yurudukleri...
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap